Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/513 E. 2021/502 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/513
KARAR NO : 2021/502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2015/10 Esas – 2018/878 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili şirketin … tesislerinde yapılmış olan kompansatörlerden birisinin 18/07/2014 tarihinde patladığını, patlama sonucunda müvekkilinni 30.000-TL zararının oluştuğunu, cihazın tekniğine uygun olarak çalışma basıncının 1.5 katı olan 8 barda test edildiğini, test sırasında bir sorunla karşılaşılmadığını, cihazda oluşan çatlak ve arızaların yenisi ile değiştirilerek giderildiğini, cihazın çalışması sırasında boğaz kısmında oluşan yırtık nedeniyle hasar oluştuğunu ve 8 ton özel şartlandırılmış suyun boşaldığını, işçilikler ile birlikte müvekkilinin 30.000-TL zararının oluştuğunu, davalı şirkete bildirim yapılmış olmasına rağmen davalının herhangi bir girişimde bulunmadığını belirterek 30.000-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, sipariş doğrultusunda ürünlerin tedarik edilerek davacıya eksiksiz olarak teslim edildiğini, ürünlerin teslimi ile birlikte müvekkilinin herhangi bir yükümlülüğünün kalmadığını, ürünlerin montajı veya genel sistemden kaynaklanan arızalardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, patlama sonucunda müvekkili tarafından ilgili kişilerin … tesislerine gönderildiğini, yapılan inceleme sonucunda davacı şirketçe montajı gerçekleştirilen kompansatörün montajının yanlış yapıldığının görüldüğünü, davacının montaj talimatlarına uygun hareket etmediğini, civata boyutunun normalin üzerinde olup, bağlantı yönlerini ters monte ettiklerini, bu nedenle meydana gelen titreşim ve hareketlerden kaynaklı olraka hasarın oluştuğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı tarafından davacıya satışı yapılan kompansatörün patlaması nedeniyle hasar meydana geldiği, oluşa uygun ve tutarlı bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere cihazda oluşan patlama ve hasarın cihazın davacı tarafından yanlış montajından kaynaklandığı, davalı satıcı olup herhangi bir montaj yükümlülüğünün bulunmadığı, yine hasarın imalat hatasından kaynaklandığına dair herhangi bir delil bulunmadığı, montaj işleminden kaynaklandığı anlaşılan patlama ve hasar nedeniyle davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, raporda sadece davalıya ait hatalı üretim parçaları incelenmek suretiyle hazırlandığını, söz konusu malzemelerde sistematik bir hata bulunup bulunmadığının değerlendirilmediğini, 16/03/2018 tarihinde dosyaya, dava konusu kompansatörlerin dışındaki başkaca kompansatörlerin montajının davalının belirttiği şekilde yapılmasına rağmen patladığına ilişkin belgeler, test raporları, patlamanın aynı seri numaralı vanalarda gerçekleştiğine dair … ve davalı şirket yetkilileri tarafından gerçekleştirilen tespit raporları, kompansatör yarılmalarının devam ettiğine dair belgeler, ortaya çıkan zararın şiddetini azaltmak amacıyla kompansatörlerin üzerine sac levha kaplandığına dair fotoğraflar, tesisatta bulunan … isimli kimyasalın kauçuk kompansatöre zarar verecek nitelikte olmadığına dair belge ibraz edilmesine rağmen bilirkişi tarafından bu bilgi ve belgelerin değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda kompansatörün kauçuk körük kısmının mukavemetinin üzerinde bir torka maruz kaldığı belirtilmiş ise de, projede çalışma basıncının 1,5 katı olan 8 barda test uygulandığını ve patlamanın daha düşük basınç altında meydana geldiğini, bilirkişi raporlarında patlamanın hatalı montaj nedeniyle gerçekleştiği belirtilmiş ise de, kompansatör montajının davalının belirttiği şekilde yapıldığını, davalının da katılımı ile kompansatörlerin yeniden montajı ile mukavemeti artırılmasına rağmen, patlamaların meydana gelmeye devam ettiğini, davalıya iat ürünlerin yerine başka markalı ürünler kullanıldıktan sonra herhangi bir patlama oluşmadığını, mahkemece sigorta şirketi tarafından düzenlenen raporun dikkate alınmaması kararlaştırılmasına rağmen bilirkişi tarafından bu raporun da incelendiğini, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı vekili, davalı şirketten alınan kompansatörlerde patlama meydana geldiğini, davalıdan alınarak ürünlerin hatalı olduğunu ileri sürmekte ve patlama nedeniyle cihazın içerisinde buluna şartlandırılmış suyun boşalması ve onarım giderleri nedeniyle oluşan zararının tazmini talep etmektedir. Davalı ise ürünlerinde ayıp bulunmadığını, bahse konu patlamanın montaj hatasından ileri geldiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, önce arızalı kompansatör üzerinde keşif icra edilmek üzere bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, fakat arızalı kompansatörün fabrikada bulunmaması nedeniyle dosya üzerinden bilirkişi rapor alınmak suretiyle oluşan kanaate göre davanın reddine karar verilmiştir.Bilirkişi tarafından düzenlenen 11/04/2018 tarihli raporda, kompansatörün kauçuk körük kısmının flanştan itibaren merkeze doğru parçalanarak yarılmış olduğu, bu durumun cihazın çalışması esnasında mukavemetinin üzerinde bir torka maruz kaldığını gösterdiği, bu nedenle cihazda meydana gelen hasarın davacının montaj hatasından kaynaklandığı, montaj yükümlülüğünün davalıda olduğuna dair herhangi bir belge bulunmadığından davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, hasarın sistematik malzeme veya imalat hatası olup olmadığı hususunda kesin bir kanaate varmanın teknik olarak mümkün olmadığı belirtilmiştir. Davacı, 16/03/2018 tarihinde sunulan bilgi ve belgelerin bilirkişi tarafından incelenmediğini ileri sürmektedir. Mahallinde 31/01/2018 tarihinde keşif yapılmış olup, aynı tarihte dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Davalının itirazları teknik konulara ilişkin olduğundan itirazların ve iddialara dayanak olarak gösterilen 16/03/2018 ibraz tarihli bilgi ve belgelerin mümkünse ek rapor, olmadığı takdirde konusunda uzman başka bir bilirkişiden yeniden rapor alınmak suretiyle değerlendirilip itirazlar açıklığa kavuşturulduktan sonra hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/10 Esas – 2018/878 Karar sayılı ve 25/12/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/04/2021