Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/463 E. 2021/527 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/463
KARAR NO : 2021/527
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2018
NUMARASI: 2017/234 Esas-2018/955 Karar
DAVA Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından 16.12.2016 tarihinde davalı …’ya elden teslim koşulu ile özel çantası ile birlikte … marka fotoğraf makinesinin … özelliklerindeki lensi ile birlikte teslim edildiğini, 17.12.2016 tarihinde davalı tarafından, eşyanın Büyükşehir Şubesi’ne ulaştığına dair telefon ihbarının sözleşmede belirtilmiş olan … yapılmadığını, davalının alıcıya bildirim yükümlülüğüne uymayıp, soyadı benzerliğini gerekçe göstererek eşyayı başka bir şahsa teslim edip zayi olmasına sebebiyet verdiğinden ağır kusurlu olduğunu, belirtilen sözleşme ve bu sözleşmeye istinaden düzenlenen faturalar gereği davalı tarafın müvekkiline borçlu olduğunu belirterek, müvekkiline ait ürün bedeli olan 12.000-TL’lik alacağının eşyanın gönderilmesi gereken tarihten itibaren faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; kargonun, gönderi numarasını elinde bulunduran şahsa teslim edilmiş olup müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, 17.12.2016 tarihinde şubeye gelen … kargoya ait gönderi numarasını cep telefonundan gösterdiğini, gönderi numarası alıcının cep telefonuna SMS ile otomatik olarak gönderildiğinden, ilgisiz birinin cep telefonuna gitmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kargonun gelen kişiye teslim edildiğini, müvekkilinin sorumluluğunda davacının kusurunun dikkate alınması gerektiğini, davacının kargo içeriğini ispat etmesi gerektiğini, eşyanın taşıyıcıya teslim anındaki değerinin hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davaya konu emtianın davalı tarafından taşınmak üzere teslim alındığı, ancak alıcısına teslim edilmeyerek başka bir şahsa teslim edildiği, taşımaya konu ürünün (açıklama bölümünde … ve 70-200 lens olarak belirtilmekle) kargo şirketi tarafından teslim alındığı ve ürün içeriğinin sabit olduğu, dava konusu olayda davacı tarafından, alıcı … gönderilmek üzere davalı tarafından alınan emtianın, alıcısı dışında, savcılık dosyası kapsamında teslim alan kişi kimliği meçhul olmakla birlikte, çalışanlar tarafından ifade edildiği şekilde … isimli bir kişiye teslim edildiği, bu kişi ile alıcının akrabalık bağının tespit edilemediği, sözleşme uyarınca davalıya taşınması için verilen emtianın, alıcısı dışındaki başka bir kişiye teslim edilmesi nedeniyle davalının, davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu, davalı, taşınması için teslim aldığı emtiayı, alıcısından başka birisine teslim ettiğinden, TTK’nın 886. maddesi uyarınca, zarara pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiiliyle veya ihmaliyle sebebiyet vermiş sayıldığından, sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı, dolayısıyla davacının uğradığını ispat ettiği gerçek zararının tamamından sorumlu olacağı, davacı tarafından belirtilen dava konusu edilen kargo içeriği dikkate alındığında, söz konusu makine/ekipmanının her ne kadar kargo edilirken durumu bilinmemekle beraber çalışır/kullanılabilir, ancak ikinci el olduğu ve yaklaşık kullanılmışlık süreleri dikkate alındığında 12.000-TL bedelin ikinci el satışına esas piyasa rayiç bedeli olarak uygun bulunduğu, davalının tazmin etmekle yükümlü olduğu davacının gerçek zararının 12.000-TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; mahkemece davacının kusurunun dikkate alınmadığını, davacı tarafça teslim alanın tanınmadığı iddia edilmişse de kargo gönderi numarasının bu şahısta nasıl bulunduğunun izahı gerektiğini, bu hususta hat sahibinin öğrenilmesi için yazı yazılması talepleri hakkında değerlendirme yapılmadığını, davacı haklı olduğunu ispatlasa dahi olay 3. kişinin dolandırıcılık şeklindeki haksız fiili olduğundan husumetin haksız fiil failine yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin pervasızca hareket ettiği ispatlanmadığından, müvekkilinin sınırlı sorumluluktan yararlanması gerektiğini, kargo içeriğinin davacı tarafından ispatlanamadığını, kargo içeriğinin belirtilen marka ve model ürün olduğunun meçhul olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yurt içi taşıma sözleşmesi kapsamında zayi edilen emtia bedelinin tazmini istemine ilişkindir.6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda; davacı tarafından … fotoğraf makinesi ile … model lensin telefon ihbarlı olarak alıcı … teslim edilmek üzere taşıma sözleşmesi kapsamında davalıya teslim edildiği, davalı tarafından emtianın alıcısı ile ilgisi olmayan ve … adlı kişiye teslim edildiği, davalı tarafça kargo teslim edilen kişinini kargo gönderi numarasını göstererek teslim aldığının belirtildiği, ancak gönderide alıcı telefon numarası olarak bildirilen telefonun mahkemece … adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda kargonun ziyaı taşıma sırasında meydana gelmiş olup, teslim alanın kimlik bilgilerini sorgulamadan sadece kargo gönderi numarasını esas alarak dava dışı kişiye kargoyu teslim eden davalı, taşıma konusu emtianın kaybında ağır kusurludur. Öte yandan davalı tarafından, sorumluluktan kurtulmasını sağlayacak nitelikte bir delil de sunulmamıştır. Davalının, emtianın kaybına pervasızca davranışı ile sebebiyet vermesi nedeniyle, TTK’nın 886. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulma hallerinden yararlanması da mümkün değildir. O halde davalının taşıma sırasında kargonun kaybı sonucu oluşan zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Öte yandan davalı vekilinin iddiasının aksine kargo içeriği belli olup, faturada açıkça “…” olarak marka ve model olduğu anlaşılmaktadır. Davalının meydana gelen zarar nedeniyle sorumluluğunun belirlenmesi amacıyla tazminata esas alınacak değer ise TTK’nın 880. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre tazminatın, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da emtianın 12.000-TL olarak talep edilen bedelinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu tespit edilmekle, bu tutarın esas alınması doğrudur. Öte yandan sınırlı sorumluluk halleri TTK’nın 882. maddesinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 886. maddesi hükmüne göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı, kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Somut olayda davalı tarafça gönderinin teslim edilmesi gereken kişiden başka bir kişiye teslim edilmesi suretiyle, davalının pervasızca davranış niteliğinde ağır kusurlu olduğu tespit edilmekle, TTK’nın 882. maddesindeki sorumluluk sınırlamasından yararlanması olanağı da yoktur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 819,72‬-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 205-TL harcın mahsubu ile bakiye 614,72‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.08/04/2021