Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/44 E. 2019/127 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/44
KARAR NO : 2019/127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/991
DAVA: Menfi Tespit-İstirdat
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2019
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı banka arasında akdedilen 04/01/2018 tarihli GKSnin diğer davalılar tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, her biri 1.250.000-TL tutarında toplam 2.500.000-TL tutarında kredi kullanıldığını, kredilere ilişkin davalı bankanın müvekkiline sunduğu 09/01/2018 ve 15/01/2018 tarihli ödeme planlarında yıllık %19,50 sabit faiz oranının kararlaştırıldığını ve aylık taksit ödemelerinin de sabit olarak belirlendiğini, ancak davalının tek taraflı bir işlemle kredinin liborlu kredi olduğunu belirterek faiz oranı artışına gittiğini ve değişen oranlarda sürekli kredi ödemesi güncellemesi yapmaya başladığını, ödeme planında da görüleceği üzere ilk 3 taksitte herhangi bir güncelleme yapılmadığını, liborlu kredilerde ödeme planlarında faiz oranı kısmında değişken faizin yazılı olduğunu ve taksit kısmında da sadece ilk taksidin yazılı olduğunu, zira devam eden taksitlerin belirsiz olduğunu,devam eden ödemeleri ihtirazi kayıt ile yaptığını, toplamda 3.377.603,51-TL ödemesi gerekirken toplam 3.816.522,08-TL hesap çıkartıldığını, yani davalı bankanın fazladan 438.918,57-TL haksız kazanç talep ettiğini ödenen fazla tutarın gelecek taksitlerden mahsubu gerektiğini ileri sürere; öncelikle dava sonuna kadar 04/01/2018 tarihli sözleşmeden kaynaklı 2 adet kredide uygulanacak faiz oranının %19,50 oranı üzerinden uygulanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının haksız talep ettiği 438.918,57-TL yönünden davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, fazla tahsil edilen 34.374,51-TL’nin davalıdan istirdatına,faiz oranının sabit %19,50 olduğunu tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;davacı iddiasının haklılığının, istirdadı gereken alacağın varlığının ve miktarının yargılama sonucu belirlenecek nitelikte olduğu, yaklaşık ispat koşullarının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili;Davalı bankanın sözleşmenin en başından beri kredinin liborlu olduğuna dair hiçbir müzakere ve bilgilendirme yapılmadığını, döviz kurunun yükselmeye başladığı dönemde kredinin liborlu kredi olduğunu hatırladığını ve faiz oranlarını tek taraflı olarak artırdığını,Davalının cevabi ihtarnamesinde Ödeme Planına dayanıldığının belirtildiğini,ödeme planında kredinin liborlu olduğunun yazmadığını, şifahi olarak ise planın 4.maddesine dayanıldığının belirtildiğini, oysa bu maddenin kredinin değişken faizli olarak kullandırılması durumunda devreye gireceğini, bankaya tek taraflı olarak kredinin değişken faizli şekline dönüştürülmesi yetkisi verilmediğini, kredi kullandırılan dönemde faiz oranları %15-17 iken %19,50 oranından kredi kullanıldığını, y zaten yüksek orandan kredi kullanan müvekkilinin üstüne bir de ucu açık ve belirsiz olan libor kredisi kullandığını söylemenin mümkün olmadığını, yaklaşık ispat koşullarının oluştuğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbire karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davacı şirkete kullandırılan krediye uygulanan faizin değişken faiz niteliğinde olup,TL Libor+%5.65(taban %19,50 olmak üzere) üzerinden hesaplandığı,yazılı olarak e-posta üzerinden bildirilen taksitleri ihtirazi kayıt koymaksızın 9 ay ödendiğini,ilk 3 takside tekabül eden aylarda libor oranı düşük olduğundan %19,50 uygulandığını, sonrasında libor oranının yükselmesi nedeniyle faiz oranının yükseldiğini belirterek istinaf isteminin reddini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredilerin geri ödemesi sırasında faiz oranlarında yapılan tek taraflı değişiklik nedeniyle haksız olarak fazladan talep edilen tutar kadar borçlu olunmadığının tespiti ve haksız tahsil edilen tutarın istirdatı istemiyle açılan davada, dava sonuna kadar kredi geri ödemesinde uygulanacak kredi faiz oranının kararlaştırılan sabit oran üzerinden uygulanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda; kredi sözleşmesi hükümleri, ödeme planları, tarafların kabulünde olan e-posta yazışmaları, ödeme belgeleri ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacının haklılığı yönünden yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki davanın niteliği itibariyle başlangıçta davanın sonucunu elde eder mahiyette ifayı sağlayan ve sözleşmeye müdahale niteliğinde değerlendirilebilecek olan bir ihtiyati tedbir kararı verilmesi de doğru olmayacaktır.O halde ilk derece mahkemesinin, ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmış olup, ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 07/02/2019