Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/423 E. 2021/383 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/423
KARAR NO: 2021/383
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2017
NUMARASI: 2014/397 Esas – 2017/1243 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; dava konusu emtianın … adlı şirket tarafından müvekkilinin sigortalısı … A.Ş.’ye 26.01.2011 tarihinde satıldığını, müvekkilinin sigortalısı dava dışı … A.Ş. tarafından … adlı şirketten satın alınan enjektör sistemi parçalarının müvekkilleri tarafından … no.lu nakliyat abonman poliçesi tahtında sigorta teminatı altına alındığını, emtianın davalıların sorumluluğunda ve 26/01/2011 tarihli ve … no.lu hava taşıma senedi ile Almanya’dan İstanbul’a havayolu ile taşındığını, taşımayı gerçekleştiren uçağın 27/01/2011 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı’da ulaştığını, uçaktaki emtianın havalimanı içindeki kapalı gümrüklü sahaya herhangi bir hasar tutanağı olmaksızın alındığını, gümrük işlemleri sonrası emtianın … plakalı araç ile sigortalı firmanın Bursa’daki fabrikasına taşındığını, aracın 28/01/2011 tarihinde fabrikaya vardığını, araçtaki emtianın tahliyesi sırasında yapılan kontrollerde gelen emtea kaplarının karışmış olduğu, kapların paletlerinde olmadığı ve ayrıca orijinal ambalajlarının bozulmuş olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin sigortalısının uğramış olduğu zararın … no.lu nakliyat sigorta poliçesi kapsamına girmesi nedeniyle sigortalısına 23.189,21-Euro tutarında sigorta tazminatı ödediğini, müvekkilinin sigortalısının davalılara karşı sahip olduğu tüm dava talep haklarına halef olduğunu ileri sürerek ileri sürerek bu alacağın tahsilinin talep ediliği Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında derdest icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; alacağın Almanya’dan İstanbul’a ve bilahare Bursa’ya taşınması sırasında meydana gelen hasar iddiasına dayandırıldığını, davaya konu emtiaların layıkıyla taşındığını ve davacı tarafın iddia ettiği hasarın meydana geliş sebebinin belli olmadığı gibi hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin, hatta gerçekten bir hasarın mevcut olup olmadığının belli olmadığını, ayrıca dava konusu yükün ambalajlama, tartma ve sayımının dava dışı … A.Ş. tarafından üstlenildiğini, dolayısıyla hasarın bu aşamalarında ortaya çıkmış olması ihtimalinin yüksek olduğunu, davacı sigorta şirketinin halef sıfatına sahip olduğunun kabul edilmesinde dahi söz konusu hasarın dava dışı … A.Ş. ile davacı sigorta şirketinin arasındaki sözleşme uyarınca iş bu davaya konu olan hasarın teminat altında olup olmadığında belirsizlik bulunduğunu, bu sebeple ödenen tazminatın dava dilekçesinde sözü geçen … numaralı ve … no.lu nakliyat sigorta poliçesinin kapsamına girip girmediğinin davacı tarafça ispatlanması gereken bir husus olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinin 3 numaralı paragrafında bahsetmiş olduğu “emtia kaplarının karışmış olduğu, orijinal aletlerin olmadığı, orijinal ambalajların bozulmuş olduğu” iddialarının dayanağı ve usulüne uygun ihbar ve tespitinin sunulması gerektiğini, bahse konu yükler için düzenlenen 26.01.2011 tarihli hava taşıma senedinin herhangi bir yük değeri bildirilmeksizin düzenlendiğini, bu durumda hava taşıyanının ilgili konvansiyon hükümleri uyarınca kilogram başına 19 SDR ile sınırlı olarak sorumlu olacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna atfen, dava konusu olayda hasarın, mahiyetinden dolayı mezkur abonman poliçesi kapsamında teminat harici olması gerektiği, talep edilen hasarın poliçe teminatı kapsamındaymış gibi dava dışı sigortalısına hatır veya lütuf ödemesi yapmak suretiyle genel ibraname ile temlik alınsa dahi 5684 sayılı Kanunun 3. maddesine aykırı olarak sigortalısının yerine geçerek taşıyıcı davalılara rücu etmesinin haksız olduğu, davacı sigorta şirketinin yasal veya akdi herhangi bir halefiyet hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davalı tarafından teslimi yapılan emtiadaki hasarın açık olduğunu, bu hususun 28/01/2011 tarihli tutanakta belirtildiğini ve tutanağın her iki tarafça imza altına alındığını, emtiadaki hasar veya ziyanı anlamayacak bir durum olmadığından 6762 S.lı TTK m.788 uyarınca emtialar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmadığını, TTK m.788/son uyarınca ziya veya hasarın kendi hilesinden veya ağır kusurundan doğmuş olması halinde taşıyıcının dava hakkının düştüğünden söz edilemeyeceğini, somut olayda da ekspertiz raporunda modüllerin kap içinde dağılmasının sadece sert bir darbe ile ters dönmesi sonucu oluşabileceğinin belirtildiğini, bu husus dikkate alındığında hasarın davalının veya sorumlu olduğu kişilerin ağır kusuruyla meydana geldiğinin açık olduğunu, hasarlı malların uzman ekspertizler tarafından incelenmesi sonucunda sigorta tazminatının ödendiğini, dolayısıyla bu ödemenin hatır ödemesi sayılamayacağını, müvekkili tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin sigorta teminatı kapsamında olduğunu, müvekkilinin dava dışı sigortalısının haklarını temlik alarak aktif husumet ehliyetini kazandığını, mahkemeye ibraz edilen hasara ilişkin fotoğrafların dava konusu malların alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini ispatladığını, davalı çalışanının da hasara ilişkin tutanakta imzasının bulunduğunu, ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat abonman sigortası kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tazminini için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa, bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Somut olayda; dava dışı … adlı şirket tarafından davacının sigortalısı … A.Ş.’ye 26.01.2011 tarihinde satılan emtia davacı şirket tarafından … no.lu nakliyat abonman poliçesi ile sigortalanmıştır. Davaya konu olan emtianın 26/01/2011 tarihli ve … no.lu hava taşıma senedi ile Almanya’dan İstanbul’a havayolu ile taşındığı, taşımayı gerçekleştiren uçağın 27/01/2011 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı’na ulaştığı, uçaktaki emtianın havalimanı içindeki kapalı gümrüklü sahaya herhangi bir hasar tutanağı olmaksızın alındığı, gümrük işlemleri sonrası emtianın … plakalı araç ile sigortalı firmanın Bursa’daki fabrikasına taşındığı anlaşılmaktadır.28/01/2011 tarihinde araçtaki emtianın tahliyesi sırasında yapılan kontrollerde emtianın plastik palet yerine tahta paletle geldiği, streçle sarıldığı, iki farklı malzemenin aynı paletle geldiği ve şeritlerin olmadığı tespit edilmiş ve dava dışı ile sigortalı ile davalı taşıyıcının şoförünün de imzasını havi teslim tutanağı düzenlenmiştir. Dava dışı sigortalı tarafından davacı sigorta şirketine hasar ödemesi için başvurulmuş, buna istinaden davacı sigorta şirketi tarafından sigortalı dava dışı şirkete bir kısım ürünün sovtaj değeri düştükten sonra 23.189,21 Euro ödeme yapılmıştır. Yapılan ödeme ile ilgili 29/04/2011 tarihli hasar tazminat makbuzu ve ibranamesi düzenlenmiş, yapılan ödeme kadar hasar alacağı davacı sigorta şirketine temlik edilmiştir. Buna karşılık, dava dışı sigortalı tarafından davacı sigorta şirketine hangi tarihte başvuru yapıldığı anlaşılamamaktadır. Davacı sigorta şirketi tarafından ibraz edilen ekspertiz raporu suretinde ekspertiz talebinin 25/03/2011 tarihinde, ekspertiz incelemesinin ise 30/03/2011 tarihinde yapıldığı belirtilmiştir. Dava dışı sigortalı şirket yetkilisi ile davalı taşıyıcının sürücüsü tarafından düzenlenen 28/01/2011 tarihli teslim tutanağında ihtirazi kayıt bildirildiğine göre CMK m.30 ve (6762 sayılı TTK m.788’de) öngörülen bildirim yükümlülüğünün yerine getirildiğini kabul etmek gerekir. Bununla birlikte 28/01/2011 tarihinde teslim sırasında yapılan kontrolde emtianın plastik palet yerine tahta paletle geldiği, streçle sarıldığı, iki farklı malzemenin aynı paletle geldiği ve şeritlerin olmadığı şeklinde ihtirazi kayıt yer almakta ise de, koli içeriği ürünlerde herhangi bir hasar bulunup bulunmadığı ile ilgili bir inceleme yaptırılmamış, daha sonradan sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından ekspertiz raporu tanzim ettirilmiştir. Fakat ekspertiz raporunun kim tarafından düzenlendiği ve bağımsız eksper tarafından düzenlenip düzenlenmediği anlaşılamamıştır. Ayrıca emtianın teslim edildiği 28/01/2011 tarihi ile eksper raporunun düzenlendiği 30/03/2011 tarihi arasında 2 aylık bir zaman dilimi geçmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, anılan hasara ilişkin objektif ve teknik inceleme yapma imkanı ortadan kalktıktan sonra imzasız ekspertiz raporuna dayanarak emtianın teknik bakımdan kesin olarak hasarlandığı ya da tamamının kullanılamaz hale geldiğinin objektif ve somut bir şekilde tespit edilmemesine rağmen sigortalısına yaptığı ihitimale dayalı olduğu anlaşılan hasara ilişkin ödemenin hatır ödemesi olduğu belirtilmiştir. Gerçekten de dava dışı sigortalı emtiayı ihtirazi kayıtla teslim aldıktan sonra, hasarlı olduğu kolilerin içinde bulunan ürünlerle ilgili makul süre içerisinde inceleme yapmayıp uzunca bir zaman dilimi geçtikten sonra sigorta şirketine başvurduğu, emtia üzerinde delil tespiti ya da bağımsız eksper incelemesi yaptırılmadan imhası yoluna gidilmesi ve satılması nedeniyle ürünlerin ne kadarlık kısmının hasarlı olduğunun ve hasarın kaynağının tespiti imkanını ortadan kalktığı, bu nedenle hasarın ve miktarının ispatlanamadığı anlaşıldığından davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hatır ödemesi olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu itibarla mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 30,90-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 18/03/2021