Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/414 E. 2019/605 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/414
KARAR NO : 2019/605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2016/1140 Esas
TALEP : Kayyım Atanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2019
İlk derece mahkemesince verilen 07/02/2019 tarihli kayyım atanması talebinin reddine ilişkin ara kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacılar vekili mahkemeye verdiği 6.2.2019 tarihli dilekçe ile , davalı şirketlerin haklı sebeplerle feshi talebinin sebeblerinden biri hakkında ;davalı şirketin yöneticileri hakkında şirketi ve ortaklarını zarara uğratıcı işlemlerle şirket kaynaklarını kendi menfaatlerine kullandıklarının tesbit edilerek haklarında …19.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/-74 esas sayılı dosyada kamu davası açıldığını davalı şirketleri zarara uğratmak fiilinin isnat edildiği kişilerin şirket yöneticisi oldukları .bu kişilerin şirketin başında olmasının şirketlerin içinin boşaltılacağının delili olduğu ,güvenin kötüye kullanılması teşkil eden eylemlerin ,hukuk davası bakımından hiç delil sunulmamış olsa dahi ,yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanmış sayılacağını, yenilik doğurucu nitelikte olan fesih kararı kesinleşme ile hüküm ifade edeceğinden, davalı şirketlerin kötü yönetim altında daha fazla borçlandırılmalarının önlenmesi amacıyla, ihtiyati tedbir olarak fesih kararının kesinleşmesine kadar görev yapmak üzere davalı şirketlere derhal yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, daha önce kayyım talebinin reddine karar verildiği, ayrıca tüzel kişiler için organ boşluğu- eksikliği yahut belli bir işle sınırlı olmak üzere (örneğin şirketi genel kurula götürmek gibi) kayyım atanabileceğinden, şirket ortak ve yöneticileri arasındaki sorunların şirkete yönetim kayyımı atanmasına gerekçe yapılamayacağı gerekçesiyle kayyım atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili; davalı şirket yöneticileri hakkında güveni kötüye kullanmak suçundan ceza davası açıldığını, ceza davası açılmasına yetecek derecede bir kanaatin oluştuğunu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, mahkemece isabetli bir biçimde verilen şirket taşınmazlarının üçüncü kişilere devir yasağına dair ihtiyati tedbir kararı ile taşınmazlar korunabilmiş ise de; kayyım ataması talebinin reddi ile kötü yönetim sergileyen yöneticilerin iş başında kalmaları sonucu, şirketlerin muvazaalı işlemlerle borçlandırılmaları ve icra takipleri yoluyla mallarının satışa çıkarılmasına engel olunamadığını, şirket yöneticileri ile işbirliği içinde hareket ettiği tespit edilip sanık olan … tarafından davalı şirketler aleyhine toplamda 151.507.624,07-TL tutarında tazminat talep edilmekte olup şirket malvarlığının ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu, mahkeme gerekçesinde talebin neden kabul edilmediğinin açık ve somut olarak belirtilmediğini belirterek kararın kaldırılarak davalı şirketlerin kötü yönetimi altında daha fazla borçlandırılmalarının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir olarak dava süresince görev yapmak üzere davalı şirketlere derhal yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacılar vekili davalı şirket yöneticileri hakkında güveni kötüye kullanmak suçundan ceza davası açıldığını, şirketin kötü yönetildiğini, şirketin muvazaalı olarak borçlandırıcı işlemler yapılmasının önlenmesi için davalı şirketlere yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir. TTK.’nın 364/1 maddesi gereği ; yönetim kurulu üyeleri esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde bir madde olmasa dahi; genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. TTK nun 408 -b) uyarınca anonim şirket yönetim kurulunu atama ve değiştirme yetkisi şirketin genel kuruluna verilmiş bir görevdir.Davalı şirkette organ boşluğu olmadığı; devam eden davanın şirketin feshine ilişkin olduğu; şirket feshi davasında ihtiyati tedbir yoluyla/şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulunun görevden alınması mümkün olmayıp bu yetki münhasıran şirket genel kuruluna hasredilmiştir.Şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırılması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı tanıyan bir hüküm bulunmamaktadır. Şirketin yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemece ihtiyati tedbir kararı veya hükümle kaldırılmayacağı; kanunda öngörüldüğü üzere YK üyelerinin kusurlu işlemlerinden dolayı şirkete ve ortaklarına karşı sorumlu olduklarından hukuki ve cezai ve idari sorumlulukları yoluna gidilebilecektir.
Somut olayda kayyım tayini talep edilen davalı anonim şirket olup, yönetim kayyımı atanması şirketin yönetim kurulunun yönetim yetkisinin kaldırılması anlamına geldiğinden ; yönetim kayyımı atanması talebinin redddine ilişkin ara kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.İleri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/04/2019