Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/408 E. 2021/323 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/408
KARAR NO : 2021/323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 24/10/2018
NUMARASI: 2017/185 Esas- 2018/963 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın pasif husumet yokluğundan reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, borçlu şirketin müvekkili şirkete cari hesap ekstresi, muavin defterine intikal etmiş 176.684,95-TL borcunun bulunduğunu, elektronik posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere her iki tarafın bu borç üzerinde mutabık olduklarını, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Silivri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında imzalanmış herhangi bir cari hesap anlaşması bulunmadığını, müvekkilinin davacının iddia ettiği şekil ve tarihlerde ticari ilişkiden kaynaklı herhangi bir borcunun da bulunmadığını, davacının cari hesap dökümü ve ilgili yazışmalarda borcun müvekkili kabul edildiği ileri sürülmüşse de yazışmalar incelendiğinde müvekkili şirketin aleyhine davacı tarafın tek yanlı olarak borç tahakkuk ettirdiğini, müvekkilinin cari hesap ekstresinde herhangi bir kabulünün bulunmadığını, davacının mutabakata vardığı şirketin dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş. olduğunu, müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı ile dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında garanti oda gecelemeli Tur Operatörü Kontratı Sözleşmesi düzenlendiği ve davalının 2011 yılında devreden 314.051,74 TL borcu virman yoluyla devraldığı, mahsuplar sonrası kalan 176.926,15 TL’nin davalı şirket tarafından dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin borcuna virman kaydı ile aktarıldığı, davalı ve dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında düzenlenmiş iç ya da dış üstlenme sözleşmesinin bulunmadığı, davalının 2012 yılında kendi isteği ile dava dışı …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin borcunu kapatmış olmasının dava dışı şirketin bakiye takibe konu borcundan da yükümlü olduğuna delil teşkil etmeyeceği, takibin cari hesap alacağına ilişkin olduğu, davalı ve dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında bir borç üstlenme sözleşmesi ve davalılar arasında tespit edilmiş organik bir bağ bulunmadığından davalının takibe konu borçtan dolayı pasif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı ile dava dışı … şirketi arasında organik bağ bulunmadığı kabul edilmiş ise de, davalı şirketin eski yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan …’nun aynı zamanda …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin de yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu hususta mahkemece yeterli araştırmanın yapılmadığını, müvekkili şirket ile …Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında 2011 yılı sonuna kadar ticari ilişki devam etmekteyken 2012 yılından itibaren … isimli işyerinin işletmeciğinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, müvekkili şirketin dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den olan 314.051,74-TL avans alacağının davalı şirket tarafından sözlü olarak karşılıklı yapılan kabulle yüklenildiğini ve devralınan bu alacağın hem müvekkili hem de davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı ile aralarındaki sözleşmenin sona erdiği 2013 yılı sonu itibariyle müvekkilinin 176.926,15-TL alacağının bulunduğunu, bilirkişi raporunda da bu hususun doğrulandığını, taraflar arasındaki temlik ilişkisinin sadece alacakların temliki niteliğinde olmadığını, işletmenin tüm hak ve borçlarının davalı şirket tarafından temliki anlamına geldiğini, davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki sözleşme dahi araştırılmadan borcun üstlenilmesine ilişkin açık bir sözleşme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, hem dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile hem de davalı ile yapılan mutabakatnamenin dahi taraflar arasındaki alacak ve borçların devir ilişkisini ortaya koyduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.Davacı taraf, davalı ile aralarında cari hesap ilişkisi nedeniyle icra takibine konu ettiği bakiye 176.926,15-TL alacakla ilgili davalının icra takibine itirazının iptali için iş bu davayı açmış olup, mahkemece tarafların gösterdikleri deliller toplandıktan ve ticari defterleri incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alındıktan sonra davalı ve dava dışı …Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında bir borç üstlenme sözleşmesi ve davalılar arasında tespit edilmiş organik bir bağ bulunmadığından davalının takibe konu borçtan dolayı pasif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı tarafından davalı şirket ile dava dışı …Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında organik bağ bulunduğu ileri sürülmüş ise de, davalı şirketin eski yönetim kurulu üyeliğini yapan bir kişinin dava dışı şirketin yönetim kurulu üyesi olmasının davalı şirketle dava dışı şirket arasındaki organik bağın varlığını kabule tek başına yeterli olmadığından buna ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Buna karşılık davacı şirketin ticari defterlerine göre, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, 01/01/2012 tarihinde “…” açıklamalı 314.051,79-TL’nin davalı aleyhinde borç kaydedilmek suretiyle başladığı, 2012 yılının sonuna kadar devam eden ticari ilişkinin sonunda davacı lehine 176.926,15-TL alacak kaydı oluştuğu; davalı şirketin ticari defterlerine göre ise, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01/01/2012 tarihli “… ile Yapılan Virman” açıklamaları 280.536,40-TL’nin davacı lehine alacak olarak kaydedilmek suretiyle başladığı ve 06/04/2012 tarihinde “Değerleme” açıklamasıyla 33.515,39-TL’nin de davacı lehine alacak kaydedilmesi suretiyle davacının defterine en başta kaydedilen 314.051,79 TL’ye ulaşıldığı, 2012 yılının sona kadar devam eden ticari ilişkinin neticesinde ise davacı lehine 179.926,15 TL alacak oluştuğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafın ticari defterlerinde 31/03/2013 tarihli “hesaplar arası virman” açıklamalı kayıtla alacak ve borcun kapandığı tespit edilmiş ise de, davacının defterinde bu alacağın şüpheli alacaklar hesabına virman edildiği ve alacağın şüpheli alacaklar hesabında takip edildiği görülmüş olup; davacının defterlerinde davalının kayıtlarını doğrulayacak şekilde, alacağın … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili tutulan hesap üzerinden devam ediliği ve bu şekilde davalıdan olan alacak kaydının kapatıldığına dair bir kayıt bulunmamıştır. Bu durumda, tarafların ticari defterlerine göre davacının dava dışı …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den olan 314.051,74-TL alacağın davacının defterlerinde davalıya borç, davalının defterlerinde ise davacı adına alacak kaydedildiğinin, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu şekilde devam ettiğinin anlaşılmasına göre davacının dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den olan 314.051,74-TL alacağın davalı tarafından üstlenilmesine dair iradelerinin uyuştuğunu kabul etmek gerekir. Ticari ilişkinin sonunda her iki tarafın ticari defterlerinde davacı lehine 176.926,15-TL alacak kaydı bulunmasına rağmen davalı tarafından ticari defterlerinde tek taraflı yapılan virman işlemi ile davacının alacak kaydı kapatılmış ise de, davacının defterlerinde davalının defterindeki bu işlemi doğrulayan bir kayıt yer almadığından, davalının defterlerinde tek taraflı olarak düzenlenen bu kaydın davacının alacağını sonlandırması mümkün değildir. Davalının defterindeki bu kaydın esasında davacıya olan borcun dava dışı …Ticaret A.Ş.’ne nakli niteliğinde olup, borç naklinin geçerli olabilmesi için davacının onayı gerekir. Davacının bu yönde onayı bulunmadığının ve tarafların ticari defterlerinden davacının davalıdan 176.926,15-TL alacaklı olduğunun anlaşılmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Bu itibarla davacılar vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülerek ilk derece mahkemesi kararının HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2018 Tarih 2017/185 Esas-2018/963 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın KABULÜ ile davalının Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak 176.684,95-TL yönünden iptaline, 176.684,95-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına,
Asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 35.336,99‬-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak;
“Alınması gereken 12.069,34-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme ve icra dosyasına peşin yatırılan toplam 3.017,34-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 3.086,84-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti, 116,11TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 716,11-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili için takdir olunan 20.735,07-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”
Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/03/2021