Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/398 E. 2019/356 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/398
KARAR NO : 2019/356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2018
NUMARASI : 2018/1014 E.-2018/1221 K.
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
İSTİNAF KARAR TARİHİ:14/03/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, … Mercan Şubesi, …. çek nolu, 2.0000- TL tutarlı, 15/01/2010 keşide tarihli çekin meşru hamili olduğunu, bankaya ibraz ettiği çekin, her ne kadar bankada karşılığı olmadığı kaşesi vurulmuş ise de, keşidecisi …. İstanbul …. Noterliğince 03/08/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ibraname karşığında çekin tam bedeli ödenmek suretiyle tahsil edildiğini, ancak çekin kıyafetlerle yıkanıp zayi olması sebebiyle keşideciye iadesinin sağlanamadığını, çekin tam bedelinin tarafına ödenmesine rağmen çekin zayi olması sebebiyle keşideciye teslim edilememesi ve çek hesabının hali hazırda açık görülmesi sebebiyle bankalar nezdinde yapılacak işlemlerde sorun teşkil ettiğini belirterek dava konusu çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacının talebinin TTK’nın 757. ve devamı maddelerinde tanımlanan zayi hükümlerinin çekin tamamen yok olması halini değil, çekin hamilin rızası dışında elinden çıkması halini düzenlemesi nedeniyle, davacının bu madde hükümlerine dayalı olarak zayii nedeniyle çek iptali talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin gerek yargıtay kararları gerekse hasımsız açılmış olan davanın hamili tarafından açılmış olduğunun gözönünde bulundurması ve bu türden çekişmesiz yargı işlerinde talep edenin ve keşidecinin beyanlarının mahkemenin olumlu kanaat getirmesine yeterli sayılması gerektiğini, aksinin kabulü halinde, TTK hükümlerinin uygulanmasının imkansız hale geleceğini, hasımsız olarak açılmış davaların kesin hüküm niteliği taşımayan davalar olduğnu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; Türk Ticaret Kanununun 757 ve izleyen maddeleri hükümlerine istinaden açılan kıymetli evrakın ziyaı nedeniyle iptali istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde ve 21/12/2018 tarihli celsedeki beyanında; … tarafından tarafına verilen çekin cebinde unuttuğunu, eşi tarafından çamaşır makinesine atılarak yıkandığını, bu sebeple çekin zayi olduğunu beyan etmiştir.TTK 757. maddesi; “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir. Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.” şeklindedir.Davacının talebinin, TTK’nın 757 ve devamı maddelerinde tanımlanan zayi hükümlerinin çekin tamamen yok olması halini değil, çekin hamilin rızası dışında elinden çıkması halini düzenlemesi nedeniyle, davacının bu madde hükümlerine dayalı olarak zayi nedeniyle çek iptali talep edemeyeceği (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2013/14159 esas 2014/2328 karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.) gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine.Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362.ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/03/2019