Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/37 E. 2019/93 K. 28.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/37
KARAR NO : 2019/93
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2018
NUMARASI: 2018/1280 D.İş-2018/1324 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/01/2019
İhtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP:İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili ile…Tic. Ve Org. Ltd. Şti. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmelerinin borçlular tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, ancak sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin şartların ihlal edildiğini, hesap kat ihtarı düzenlenmesine rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek muaccel hale gelmiş 2.459.839,78- TL nakdi ve 30.400- TL gayrinakdi olmak üzere toplam 2.490.239,78- TL alacak yönünden ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
KARAR: İlk derece Mahkemesinin 30/10/2018 tarihli kararı ile, yapılan inceleme tetkikinde kredi hesabının kat edilmesini gerektirecek şekilde yoğun bir temerrüt halinin bulunmadığı, bu kapsamda ihtiyati haciz talep eden tarafın Anayasa, HMK, TBK ve TMK uyarınca objektif iyi niyet kuralları içinde hareket ettiğine yönelik yaklaşık ispat zımnında gerekli vicdani kanının oluşmadığı, dolayısıyla ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinim reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını, muaccel bir borç için borçlulara ihtarname gönderilerek temerrüde düşürülmelerinin yeterli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati hacze karar verilmesini istemiştir
Borçlu … istinafa cevap dilekçesinde özetle; Talep edilen borçla ilgili olarak şirkete veya kefillere bir ihtar gönderilmediğini, şirketin talep tarihine kadar olan kredi taksitlerini düzenli bir şekilde ödediğini, buna rağmen bankanın sanki kredi hesabının kat edilmesini gerektirecek yoğun bir temerrüt varmışçasına ihtar göndermeden takibe giriştiğini, ayrıca kullandırılan kredinin borcu karşılayacak düzeyde teminatlarının olduğunu, kefillerin sorumluluk alan ve miktarı ile Kredi Garanti Fonunun garanti ettiği miktarın açıkça belirlenmediğini, öncelikle şirketten talepte bulunulması gerektiğini, bankacılık teamüllleri gereğince ihtardan sonra 90 gün beklenilmesi ve ödeme yapılmaması halinde takibe geçilmesi gerektiğini, ancak bu sürenin beklenilmediğini, talebin kamu zararına olduğunu belirterek istinaf isteminin reddini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, İİK’nun 257 vd.devamı uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İhtiyati haciz talep eden banka ile … Tic. Ve Org. Ltd. Şti. arasında akdedilen 17/09/2015 tarihli 2.000.000- TL bedelli ve 04/12/2015 tarihli 3.000.000-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmelerinin borçlular tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, sözleşmeler uyarınca kullandırılan krediye ilişkin borcun vadesinde ödenmemesi üzerine 28/09/2018 tarihi itibariyle hesap kat edilerek asıl borçlu şirkete ve kefillere ihtarname gönderildiği, ancak tebligatların bila tebliğ iade edildiği görülmüştür.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.
İİK’nın 258/1. maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.
İİK’nun 45/1 maddesi “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda banka lehine tesis edilen ipoteklerin borçlu kefillerin kefaletlerinin de teminat olduğu yönünde bir iddia ileri sürülmediği gibi, ipotek belgelerinin dosya kapsamında mevcut kısmı incelendiğinde de bu yönde bir bilgiye rastlanılmamıştır. Dolayısıyla bu anlamda kefiller yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesine engel bir durum bulunmamaktadır.
TBK nun 586/1. maddesi; ”Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir ” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda alacaklı banka tarafından hesap kat ihtarı düzenlenerek asıl borçlu şirketin sözleşmede bildirmiş olduğu adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak adreste bulunmaması nedeniyle bila ikmal iade edildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Öte yandan TBK’nun 584.maddesi “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır…. (Ek fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./77. md) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmünü haizdir.
Somut olayda, genel kredi sözleşmesinde evli oldukları belirtilen kefillere atfen imza bulunan kısımda eşlerin rızalarının alındığına dair eş imzalarına rastlanılmamış, ayrıca asıl borçlu şirketin ticaret sicil kaydı incelendiğinde, borçlu …’nın şirket ortağı ve yetkilisi olduğu görülmüş, ancak borçlu …’nın şirket yetkilisi veya ortağı(eski ortağı) olduğuna dair bir kayda rastlanılmamıştır. O halde dosya kapsamı itibariyle nakdi alacak talebiyle ilgili olarak borçlu … yönünden ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu, borçlu … yönünden oluşmadığının kabulü gerekir.
Bununla birlikte, gayrinakdi alacak yönünden ihtiyati haciz talebine gelince; ihtiyati haciz bir icra işlemi değil özel geçici hukuki koruma müessesesi olup, ancak İİK 257.maddesindeki şartlar çerçevesinde sadece para alacakları için öngörüldüğünden, teminat alacağı niteliğindeki gayrinakdi alacakların (depo edilmesi) yönünden ihtiyati haciz kararı verilemez(Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27/12/2017 tarihli 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı). Dolayısıyla gerekçesi hatalı olsa da gayrinakdi alacak yönünden verilen kararda bu anlamda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin borçlu …’ya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlu …’ya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin borçlu …’ya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekilinin borçlu …’ya yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE;
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/10/2018 Tarih 2018/1280 D.İş.-2018/1324 K. sayılı kararının HMK 353(1)b-2 gereği borçlu …’ya yönelik nakdi alacak talebi yönünden KALDIRILMASINA;
“2.459.839,78- TL nakdi alacak yönünden alacağın %15 ‘ine tekabül eden 368.975,96- TL teminat (nakit veya kesin-süresiz teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçlu …’nın menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE,
İİK’nın 261. maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,”
İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafça yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafça karşılanan toplam 74,50-TL istinaf yargılama giderinin 60,50-TL’sinin borçlu …’dan alınarak alacaklıya ödenmesine, kalanın alacaklı üzerinde bırakılmasına,
İlk derece yargılamasına ilişkin olarak:
“Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca 606- TL vekalet ücreti ve 100,20- TL yargılama giderinin karşı taraf borçlu …’dan alınarak alacaklıya ödenmesine,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Teminatın tamamlanması, tamamlandığında kararın icra dairesine gönderilmesine dair işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 28/01/2019