Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/348 E. 2019/352 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/348
KARAR NO : 2019/352
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2018 (20/12/2018 karar yazım tarihli)
NUMARASI : 2018/1023
TALEP : İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2019
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itirazın reddine yönelik olarak verilen ara kararın ihtiyati tedbire itiraz eden/davalı …A.Ş. vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
ASIL DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili, müvekkili …A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen 26/06/2018 tarihli Alım Satım Sözleşmesi uyarınca davalıya toplam 2.000.000-TL bedelli hazır beton siparişi verildiğini, sözleşmeye göre hazır betonun 02/09/2018 tarihine kadar teslim edilmesi gerektiğini, müvekkilinin 10 adet avans çekini davalıya verdiğini, bu çeklerin avans çeki olduğunun ve mallar teslim edilene kadar başka kişi ve kuruma ciro edilemeyeceğinin sözleşmede açıkça kararlaştırıldığını, ancak davalının kararlaştırılan tarihe kadar malları teslim etmediği gibi çekleri iade etmediğini, bu çeklerin davalı tarafından uzun yıllardır ticari ilişki içinde olduğu, ana tedarikçisi olan ve aralarında organik bağ bulunan davalı … A.Ş.’ne ciro edildiğinin öğrenildiğini, ayrıca davalı … A.Ş.’nin konkordato talebinde bulunduğunu ve bunun üzerine diğer davalının değeri yüzmilyonlarca lirayı bulan onlarca araç üzerine muvazaalı olarak konkordato mehlinden henüz 1 ay önce rehin tesis ettiğini, bu dosya incelendiğinde …A.Ş.’nin müvekkili gibi birçok firmayı uygun fiyata ürün tedarik etme vaadiyle dolandırarak aldıkları avans çeklerini diğer davalıya ve ürün ve finans kurumlarına ciro ederek nakit sağladığının ortaya çıkacağını,kaldı ki davalı … A.Ş.’nin üretim yapmadığının, tesislerinin faaliyetini durdurduğunun ulusal ve yerel basın tarafından yayınlanmış onlarca haberden de görüleceği üzere herkesin malumu olduğunu, dolayısıyla davalı …A.Ş.’nin çekleri kötüniyetli olarak iktisap ettiğini, ayrıca davalıların çeklerde müvekkili … Ltd. Şti. adına sahte aval veren imzası atarak müvekkilini borçlu hale getirdiklerini ileri sürerek davaya konu 25/10/2018 tarihli 200.000-TL bedelli Z9099255 nolu çekin ibrazı halinde ödenmemesi ve aynı zamanda icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile müvekkillerinin söz konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/İTİRAZ: Davalı …A.Ş. vekili, müvekkili iyiniyetli hamil olup davacının şahsi defilerini müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, dava konusu çekin müvekkiline diğer davalı tarafından uzun yıllardır süren ticari ilişki nedeniyle mevcut borcuna mahsuben ciro yoluyla teslim edildiğini, yine müvekkili ile diğer davalı arasında organik bağ bulunduğu yönündeki iddianın da asılsız olduğunu, zira müvekkilinin 2009 yılından beri Türkiye çimento pazarının %30 ile en büyük tederikçisi konumundaki …-…. bir iştiraki olduğunu, ayrıca en büyük 500 sanayi şirketinden biri olduğunu, birçok firma ile yüksek iş hacmi bulunduğunu, müvekkilinin aval verenin imzasının sahte olup olmadığını bilemeyeceğini, sahte olsa bile bu durumun ciro zincirini etkilemeyeceğini savunarak davanın reddini ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasını istemiştir.
BİRLEŞEN (Bakırköy 4 ATM 2018/1096 Esas ve 1097 Esas)DAVALAR İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili, asıl davaya konu iddiaları ileri sürerek sözleşmeye konu farklı çeklere yönelik ihtiyati tedbir ve menfi tespit istemlerinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ara kararı ile, asıl davaya konu çekin ibraz halinde ödenmesinin önlenmesi ve davalı tarafça başlatılması muhtemel icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.Davalı … A.Ş. vekilinin 07/11/2018 tarihli dilekçesi ile itiraz etmesi üzerine, itirazın 11/12/2018 tarihinde duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verilmiştir.Ayrıca birleşen Bakırköy 4.ATM 2018/1096 E. sayılı davasına konu çekler yönünden de ihtiyati tedbir talep edilmesi üzerine ilk derece mahkemesinin 21/11/2018 tarihli ara kararı ile toplam 1.000.000-TL bedelli 5 adet çek hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı … A.Ş. vekili 10/12/2018 tarihli dilekçesi ile bu ara karara da itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince 11/12/2018 tarihli ara kararı ile, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle 24/10/2018 tarihli tedbir kararının kaldırılması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği ve davacının ciddi bir zararının doğacağı endişesinin doğduğu, davalı tarafın ileri sürdüğü itiraz sebeplerinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİİhtiyati Tedbire İtiraz Eden/Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili iyiniyetli hamil olup davacıların şahsi defilerinin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini,2-Mahkemenin ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK 390/3 maddesine aykırı olduğunu, zira davacının müvekkiline karşı delil olarak sadece tanık diline dayandığını,3-Davacı tarafın müvekkilinin iyiniyetli olmadığına dair iddialarının soyut nitelikte olduğunu, zira müvekkilinin uzun yıllardır müşterisi olan diğer davalıdan alacağa mahsuben müşteri çeki kabulünde bilerek keşidecinin zararına hareketten söz edilemeyeceğini,4-Konusu para olan davada, hakkın elde edilmesinin zorlaşacağından veya tamamen ortadan kalkacağından söz edilemeyeceğini belirterek ara kararın kaldırılmasını ve tedbire itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, mal siparişine karşılık avans olarak verilen ancak bedelsiz kalan çekler nedeniyle açılan asıl ve birleşen menfi tespit davalarında, dava konusu çeklerin ödenmesinin önlenmesi ve yapılacak icra takibinin durdurulması yönünde verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir.İlk derece mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ara kararı ile asıl davaya konu çek yönünden, 21/11/2018 tarihli ara kararı ile birleşen (4 ATM 1096 E.,) davaya konu çekler yönünden ihtiyati tedbir kararları verilmiş, davalı … A.Ş. vekilince bu ihtiyati tedbir kararlarına yasal sürede itiraz edilmiş, ilk derece mahkemesince asıl davaya konu ihtiyati tedbire itirazın duruşmalı incelenmesine karar verilmiş ve 11/12/2018 tarihli ara karar ile yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl davaya konu ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir. Dolayısıyla davalı … A.Ş. vekilince sadece asıl davaya konu ara karar istinaf konusu edildiğinin kabulü gerekir. İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü içermektedir.Bunun yanında menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir.HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda, iddia, savunma, 26/06/2018 tarihli sözleşme, çek teslim bordrosu, çekler, basın haberleri ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince asıl davaya konu çeke ilişkin olarak verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan bu gerekçelerle ihtiyati tedbire itiraz eden/davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden/davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 14/03/2019