Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/341 E. 2019/263 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/341
KARAR NO : 2019/263
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2018
NUMARASI : 2017/277 Esas 2018/456 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …. ihyası talep edilen 8067/8 sicil numaralı “…, ….. Cad. No:…. …../İSTANBUL” adresinde bulunan …. Tic. Ltd. Şti. de 10 seneye yakın bir süre çalışmış olup, hizmet tespiti davası açılacakken şirketin tasfiye edildiğinin görüldüğünü, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi ve hizmet tespiti davası açılabilmesi için anılan şirketin ….. Tic. Ltd. Şti. nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; müvekkili sicil müdürlüğünün davaya konu olayın cerayan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru cevap dilekçesinde; Yargıtay’ın tasfiyenin hatalı yapılması halinde şirketin ihyası davası açılabileceğini zorunlu kıldığını, şirket tasfiyesinin kanun ve mevzuata uygun yapıldığını ve işlem ve aşamalarda herhangi bir eksiklik ve hata bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 506 sayılı kanuna göre hizmet tespit davalarının 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, İhyası istenen şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünce resen terkin edilmediği, İstanbul Anadolu 29. İş Mahkemesinde 2017/1336 E. sayılı davanın derdest olup, davacının İş Mahkemesindeki dava ile ilgili olarak işbu ihya davasını açmakta hukuki yararı bulunduğundan davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün bu yöne ilişkin savunma ve itirazları yerinde olmadığı gibi davalı … vekilinin itiraz ve savunmaları da yerinde görülmeyerek TTK 547 md. uyarınca kabulü ile 8067/8 sicil numaralı ” ……Tic. Ltd. Şti.” nin İstanbul Anadolu 29 İş Mahkemesinin 2017/1336 E. sayılı davada taraf teşkili yargılama ve sonrasında verilecek karar ile kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve ticaret siciline yeniden tesciline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı tasfiye memuru vekili; 2015 yılı sonu itibariyle dava açma süresinin sona erdiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, ihya davası açmada hukuki yarar olmadığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, tasfiyenin kanun ve mevzuata uygun yapıldığını, işlem ve aşamalarda bir eksiklik ve hata bulunmadığını belirterek kararın kaldırılarak; yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tescile ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayacağı düzenlenmiştir.Somut olayda; hizmet tespiti davası için İş Mahkemesinde dava açılıp ,davanın sürdürülebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihya davası açmak üzere süre verildiği, açılan bu davanın görülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verildiği, tasfiye ve terkinden sonra hizmet tesbiti davası açılsada davacı bakımından tasfiyenin usulune uygun sonlandığının kabul edilemeyeceği ,davacının açtığı davanın sürdürülmesi için ihya isteminde hukuki yararının bulunduğu ,tasfiye memurunun tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı, zamanaşımı, hak düşürücü sürenin geçtiği savunmalarının dinlenebilir olmadığı kanaatına varılmaktadır. Esasen hakdüşürücü veya zamanaşımı süresinin bu davada incelenmesi de gerekli değildir. Toplanan tüm delillere göre TTK 547 maddede ki ek tasfiye koşullarının gerçekleştiği kanaatına varan mahkemenin takdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden tasfiye memuru atanmasına ilişkin hükmün kanuna uygun bulunduğundan davalı tasfiye memurunun istinaf sebebleri yerinde görülmemiş başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davalı tasfiye memuru tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davalı tasfiye memurundan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/02/2019