Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/276 E. 2019/282 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/276
KARAR NO : 2019/282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/01/2019-08/01/2019
NUMARASI : 2018/723 Esas
DAVA : MENFİ TESPİT
TALEP : İHTİYATİ TEDBİR
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 07/03/2019
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen 02/01/2019 ve 08/01/2019 tarihli ara kararların ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
ASIL DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerini 25/06/2018 tarihinde tapuda satın aldığını, aynı tarihli satış ön protokolü ile tarafların ödeme ve haklar konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin davalıya protokol uyarınca 5.500.000-TL nakit ve kambiyo evrakları ile ödeme yaptığını, bu miktarın 2.000.000-TL’lik kısmını davalı …..Ltd. Şti.’nden aldığı çek ile ödediğini, ancak davalının taşınmazı eksiksiz olarak teslim etmeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen teknik şartnameye ve projeye uygun olarak teslim etmediğini, eksikliklerin giderilmediğini, bu şekilde davalının temerrüde düştüğünü, taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle satın alma amacının ortadan kalktığını ve çeklerin bedelsiz kaldığını, taşınmazın mevcut durumunun tespiti için mahkemeden delil tespiti talebinde bulunulduğunu, mahkemece 26/07/2018 tarihinde keşif yapıldığını, bilirkişi raporunun henüz sunulmadığını, müvekkilinin zararının her geçen gün artmakta olduğunu ileri sürerek satış bedelinin son taksidi olarak verilen …….. nolu 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline, çekin ödenmesinin durdurulmasına, bu talebin uygun görülmemesi halinde yapılacak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. BİRLEŞEN (İst. 10 ATM 2018/725 Esas)DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekili, İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/723 Esas sayılı dosyasına konu edilen çekin hileli yollarla sırasıyla davalılar şirket temsilcisi …, oğlu …ve çalışanı …, sonrasında yine … ciro edildiğinin ve bankaya ibraz edildiğinin öğrenildiğini, sonrasında icra takibine konu edildiğini ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline, çekin ödenmesinin durdurulmasına, yapılacak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. BİRLEŞEN (İst. 18 ATM 2018/773 Esas)DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacı …A.Ş. vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerini 25/06/2018 tarihinde tapuda satın aldığını, aynı tarihli satış ön protokolü ile tarafların ödeme ve haklar konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin davalıya protokol uyarınca 5.500.000-TL nakit ve kambiyo evrakları ile ödeme yaptığını, bu miktarın bir kısmının çeklerle ödendiğini, ancak davalının taşınmazı eksiksiz olarak teslim etmeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen teknik şartnameye ve projeye uygun olarak teslim etmediğini, eksikliklerin giderilmediğini, çeklerin bedelsiz kaldığını, taşınmazın mevcut durumunun tespiti için mahkemeden delil tespiti talebinde bulunulduğunu, düzenlenen bilirkişi raporu ile taşınmazda kullanımı engelleyecek fiziki eksiklikler bulunduğunun, ayrıca taşınmazda kat mülkiyeti kurulmadığının ve iskan bulunmadığının tespit edildiğini, satış bedeli olarak verilen …….. nolu 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çeke ilişkin ayrı bir dava açıldığını ve mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verdiğini, ancak çekin hileli yollarla davalı şirket temsilcisine, oğluna ve çalışanına ciro edildiğinin ve bankaya ibraz edildiğinin öğrenildiğini, sonrasında icra takibine konu edildiğini, davalının diğer çekleri de iade etmediğini, 21/06/2018 tarihli …… nolu tahsilat makbuzuna konu ……. nolu 650.000-TL bedelli çek ile 3003511 nolu 300.000-TL bedelli çekin eksikliklerin giderileceği yönündeki beyanlara güvenilerek ödendiğini, ancak eksikliklerin giderilmediğini, müvekkilinin zararının her geçen gün artmakta olduğunu ileri sürerek satış bedeli olarak verilen 21/06/2018 tarihli …… nolu tahsilat makbuzuna konu diğer çekler ve …….. nolu tahsilat makbuzuna konu toplam 1.050.000-TL bedelli çekler nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptaline, çeklerin ödenmesinin durdurulmasına, yapılacak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … A.Ş. vekili, davacının iddia ettiği eksikliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunmadığını, yaklaşık 1.500.000-TL bedelli çeki ödediğini, ayrıca davacının dava konusu 2.000.000-TL bedelli çekle ilgili olarak İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/813 D.İş. Sayılı dosyası üzerinden de talepte bulunduğunu, dolayısıyla talebin mükerrer olduğunu, mahkemenin ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbir koşulları bulunmadığı gibi tedbirin ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, zira 5.500.000-TL bedelli bir taşınmazla ilgili 125.000-TL’lik bir ayıp nedeniyle 2.000.000-TL bedelli çeke yönelik tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını, kaldı ki tapuda taşınmazın kat irtifaklı olduğunun yani iskanının bulunmadığının açıkça görülmekte olduğunu savunarak davanın reddini ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 03/08/2018 tarihli ve 15/08/2018 ara kararları ile, dava konusu …….. nolu 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çekin ödenmesinin önlenmesi ve takibe konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.Davalı şirket vekili ve davalı …… vekilinin ihtiyati tedbir kararlarına itiraz etmesi üzerine, ilk derece mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ara kararı ile, 03/08/2018 tarihli tedbir kararı ile 15/08/2018 tarihli ek tedbir kararının kaldırılmasına, davacı yanın sair tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.24/10/2018 tarihli ara karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizin 10/01/2019 tarihli 2918/2523 E., 2019/22 K. sayılı kararı ile, dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Bu arada davacılar vekilinin birden çok defa, mahkemenin ihtiyati tedbire yönelik ara kararından rücu edilmesi ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunması üzerine, ilk derece mahkemesinin 02/01/2019 tarihli ara kararı ile, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle davacılar vekilinin ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına ilişkin ara karardan rücu talebi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Akabinde davacılar vekilinin 07/01/2019 tarihli dilekçesi ile, davalı …….dava konusu çeklerde sahte cirolar yapmak suretiyle haksız kazanç sağladığından bahisle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmesi üzerine, ilk derece mahkemesinin 08/01/2019 tarihli ara kararı ile, dosyada senedi düzenleyen keşidecinin imzası hakkında bir sahtelik iddiası bulunulmadığı ve hatta imza aidiyeti konusunda kabulün mevcut olduğu, davacı yanın ciro silsilesinin gerçeği yansıtmadığı iddiasının ise sahtelik değil muvazaa / bedelsizlik iddiası olduğu, somut olay açısından HMK 208. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığı, bu nedenle icra takibinin durdurulması talebinin yerinde olmadığı, ayrıca yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleşmemiş olması nedeniyle İİK 72/3 maddesi kapsamındaki tedbir talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin her iki ara karara yönelik olarak ayrı ayrı sunmuş olduğu istinaf dilekçelerinde özetle; İki farklı delil tespiti rapor düzenlendiğini ve her iki raporun da müvekkilleri lehine olduğunu, ayrıca davalı tarafa sözleşmeden dönüldüğü yönünde ihtarname gönderildiğini, taşınmazın işyeri olarak kullanılmasının imkansız olduğunu,zira kat mülkiyeti kurulmadığını ve iskan izni bulunmadığını, davalı tarafın taşınmazdaki her türlü eksikliğin giderileceğini taahhüt ettiğini, ilk derece mahkemesinin önce ihtiyati tedbir kararları verdiğini, ancak itiraz üzerine haksız bir şekilde bu kararları kaldırdığını, davalı ……. haksız kazanç sağlama peşinde olduğunu, zira ciroların sahte, muvazaalı ve kötüniyetli cirolar olduğunu, gerçek bir alacak ilişkisine dayanmadığını, ciro edenler arasında organik bağ olduğunu, MK 2 maddesinin dikkate alınması gerektiğini, ayrıca Yargıtay 10.Hukuk Dairesi’nin 2018/244 E., 2018/4424 K. sayılı kararının ve bu kararın dayanağı olan HGK kararının dikkate alınması gerektiğini, ayrıca HMK 389-390.maddeleri uyarınca davalı taraf malvarlığı üzerine de ihtiyati tedbir konulması belirterek 02/01/2019 ve 08/01/2019 tarihli ara kararların kaldırılmasını ve talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, bedelsiz kaldığı ileri sürülen çekler nedeniyle açılan asıl ve birleşen menfi tespit davalarında, İİK 72/2-3 maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesinin 02/01/2019 ve 08/01/2019 tarihli ara kararları ile, yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmiştir.Daha önce ilk derece mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ara kararının istinafı üzerine Dairemizin 10/01/2019 tarihli 2918/2523 E., 2019/22 K. sayılı kararı ile, dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İş bu karardan sonra dosya kapsamına giren deliller de Dairemiz kanaatini değiştirecek nitelikte görülmemiştir. Öte yandan davacılar vekili 07/01/2019 tarihli dilekçesinde gerçek alacağa dayanmayan sahte ve muvazalı cirolarla haksız kazanç sağlanılmaya çalışıldığını ileri sürmüş ise de, yazı ve imza inkarında bulunmadığı açıktır, aksi düşünülse bile HMK 209.maddesinin İİK 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında uygulama yeri olmadığından bu iddiaya dayalı ihtiyati tedbir talebi de yerinde görülmemiştir.Ayrıca davacılar vekili HMK 389-390 maddeleri uyarınca davalıların malvarlığına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş ise de, ilk derece mahkemesince bu talebe ilişkin bir karar verilmediği açıktır, dolayısıyla bu talep yönünden istinafa tabi bir karar bulunmamaktadır. O halde ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin 02/01/2019 ve 08/01/2019 tarihli ara kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 07/03/2019