Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/249 E. 2019/620 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/249
KARAR NO : 2019/620
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2016
NUMARASI : 2015/20 E.- 2016/759 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/04/2019
DAVA: Davacı vekili ; taraflar arasındaki 03.02.2014 tarihli protokole göre davalı şirketin müvekkili şirkete devredileceğini, protokolde kararlaştırılan 20.000 usd kaparonun davalıya ödendiğini; ancak protokolün müvekkil tarafından haklı olarak feshedildiğini,kaparonun iade edilmediğini, davalıya karşı Bakırköy …. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ; ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini, müvekkilinin 18.08.2014 tarihinde bu bedelin o günkü karşılığı olan 45.474-TL’yi davalı şirketin hesabına yatırdığını, Protokolde davalı lehine İstanbul ili, Sarıyer ilçesi…nde kain … parselde kain taşınmazın tapu kaydında kat karşılığı temlik şerhinin bulunduğunun davalı tarafça kabul ve beyan edildiğini, Protokolün sonuç kısmında ise davalı şirketin borcu olduğunun tespit edilmesi veya söz konusu taşınmazın tapu kaydında davalı lehine kat karşılığı temlik şerhinin bulunmaması halinde, müvekkili firmanın sözleşmeyi derhal feshederek ödediği kaparoyu faizi ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirketin protokolü imzalamasındaki asıl amacın, davalı şirket lehine tescilli bulunan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin temlik hakkına sahip olmak olduğu, Davalı ile protokole konu arsa sahibi arasındaki Beyoğlu …. Noterliğinin 22.09.2011 tarihli ” Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Tadili”‘ adlı sözleşmenin 6.3. maddesi uyarınca davalı şirketin %50’sinden fazlasının el değiştirmesi halinde arsa sahibinin sözleşmeyi feshetme yetkisinin olduğunu,protokolün imzalanmasından sonra öğrenildiğini, akabinde davalı yanın faks yolu ile Beyoğlu …. Noterliği’nin 28.04.2014 tarihli ve … yevmiye nolu ” 22 Eylül 2011 tarih 30392 Sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Tadili Sözleşmesine Ek Sözleşmedir” başlıklı sözleşme ile ihtilaf konusu olan sözleşmeye ait 6. maddenin 1. ve 2. fıkralarının tadil edildiğini, 6.3 fıkrası hakkında herhangi bir düzenleme yapılmadığını, bu sebeple davalının imzaladığı protokole aykırı hareket ettiğini ve protokolün amacının imkansız hale geldiğini, iirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatı ödenmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davaya konu 20.000 usd’nın ödenmesinden sonra 16.04.2014 tarihli ek protokol imzalandığını, davacının sözleşmeden dönme hakkının şarta bağlı olduğunu; bu şartların gerçekleşmemesi sebebiyle davacının sözleşmeden dönemeyeceğini, 16.04.2014 tarihli sözleşme ile davacının öne sürdüğü olumsuzlukların giderilmesi amacıyla öncelikle müvekkili şirketin paylarının %50’sinin devrinin öngörüldüğünü,ek sözleşmenin davacı şirketin yetkilisi …. tarafından imzalandığını; ancak şirketin kaşesinin bulunmadığını,sözleşmenin 10. maddesinde ” alıcı ve …in belirtilen sözleşmeleri okuduklarını,şirketin üstlendiği sorumluluğun farkında olarak pay devrini ve şirket yönetim sorumluluğunu kabul ettiklerini beyan etmektedirler.” ifadesinin yer aldığını, 7. maddesinde de ” kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 6.1. ve 6.2. maddelerinin tadil sözleşmelerinin adi şekilde yapılmış olması nedeni ile bu sözleşmenin imzalanmasını takiben SATICILAR tarafından noterden usulüne uygun bir şekilde 30.04.2014 tarihine kadar ek sözleşme statüsünde 01.03.2016 tarihinde anahtar teslimi…. süre uzatımı yapılacaktır”ifadelerinin bulunduğunu, Noter’den 28.4.2014 tarihinde, tadil sözleşmesinin düzenlendiği, 6. maddenin 3.fıkrasının iptal edildiğini ve maddenin 2 fıkradan ibaret kaldığını, davacı yanın sorunsuz bir şekilde şirket paylarını tüm aktifleri ile birlikte devralabilecek duruma gelmesine rağmen buna yanaşmadığını, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece uyuşmazlığın 16.04.2014 tarihli ek sözleşmenin geçerli olup olmadığı,davacı tarafından imzalanıp imzalanmadığı ve davacı tarafından davalıya ödenen 20.000 usd’nin iade edilip edilmeyeceği hususunda olduğu, ek sözleşmenin davacı şirketin yetkilisi … ve davacı şirket tarafından imzalanmadığı , 16/04/2014 tarihli ek sözleşmenin davacı şirket açısından bir bağlayıcılığının olmadığı, davalı davacı tarafından kendilerine ödenen parayı 16.4.2014 tarihli sözleşmeye istinaden iade etmediğinden davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacak 43.630-TL üzerinden devamına,bu miktar üzerinden %20 oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili yargılamada görüşüne başvurulan bilirkişinin raporundan farklı karar verildiğini, rapordan uzaklaşılma nedenlerinin gerekçeli olarak açıklanmadığını, taraflar arasında 3.2.2014 tarihli sözleşme sonrasında 16.4.2014 tarihli ek sözleşme imzalandığını, 20.000 usd’nin davalı tarafa ödendiğini sözleşmenin yerine getirilmemesine gerekçe yapılan davalı tarafın aktifinde yer alan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 6/3 fıkrasının, davalı ile arsa sahipleri arasındaki 28.4.2014 tarihli ek tadil sözleşmesi ile metinden çıkarıldığını, bu itibarla davacı tarafın sözleşmenin feshine yönelik iddialarının geçersiz olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmeyen davacının ödediği bedeli talep etme hakkının bulunmadığını, davanın reddedilmesi gerektiğini öne sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinaf incelemesi Dairemizce yapılarak Dairenin 2017-56-60 esas-karar sayılı ve 2.3.2017 tarihli ilamı ile”Davanın tarafı bulunan şirketler tarafından imzalanan 3.2.2014 tarihli protokol ile davacı şirketin davalı şirketi devralacağı bu devralma işlemi nedeniyle devralınacak şirketin ortakları …. ve …. alıcının 20.000 usd kaparo vereceği , bakiye 230.000 usd’nin 1.3.2014 tarihinde ödeneceği, devrolunacak şirket lehine Sarıyer ilçesinde bulunan …. parsel nolu taşınmazın tapu kaydında kat karşılığı inşaat sözleşmesi şerhi bulunduğu,ancak tapu kaydının uzmanlar tarafından sözleşmeden sonra inceleneceği ve tüm belgelerin alıcıya ibraz edileceği,neticede borç çıkarsa ve tapu kayıtlarında taşınmazda şerh bulunmadığının anlaşılması halinde sözleşmenin feshedilerek ödenen kaparonun davacıya iade edileceği kararlaştırılmıştır.Protokolden sonra davalı şirket ortakları tarafından imzalanan ancak alıcı tarafça imzalanmayan ve davacı tarafça içeriği kabul edilmeyen sözleşmenin başlığı; pay devrinin koşullarının belirlenmesine ilişkin sözleşme olup ;belgede Satıcılar (….ve ….) şirkette ki ( ….ltd.şti) bulunan toplam ortaklık payından %25 er paylarını alıcıya devredeceği ,şirket sermayesinin 250.000-TL olduğu alıcının devralacağı payların 125.000-TL ve %50 oranında olacağı,belirtilen oranda hisselerini alıcıya devrettikleri, alıcı kalan %50 payı satın almadan şirketteki payını 3.şahıslara devredemeyeceği ,aynı sözleşmede davalı şirketin hisselerinin devrinden sonra temsilin nasıl olacağıda yazılı olup satıcıların devredeceği toplam %100 payın bedelinin 250.000 usd olduğu ve 20.000 usd nin avans olarak ödendiği yazılıdır.Taraflar arasında 3.2.2014 tarihli protokolün varlığı hususunda bir ihtilaf yoktur. Protokolde ve dava dilekçesinde davalı şirketin davacı şirkete devrolunacağından ve 20.000 usd’nin kaparo olarak şirket ortakları …. adına davalı şirket adına olan hesaba havale edildiği yine ihtilaf konusu değildir. Davalı şirketin paylarının davacı tarafça 250.000 usd bedelle iktisap edileceği ve bu bedelden mahsup edilmek üzere 20.000 usd kaparo alındığı ve taşınmaz üzerindeki şerhlerin davacı tarafından inceleneceği ve incelemenin uzmanlar tarafından yapılacağı ve bu inceleme neticesinde geçerli bir şerh olmadığının ortaya çıkması halinde kaparonun iadesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.Davacı tarafça kabul edilmeyen ek sözleşmede ise taraflar arasında ki ilişki biraz daha açık anlatıma kavuşmuş olup davalı şirket ortaklarının paylarının davacıya devredileceği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu 3.2.2014 tarihli protokolün davacı tarafından haklı olarak feshedilip feshedilmediği ,davalının edimlerini usulune uygun olarak yerine getirip getirmediği kat karşılığı inşaat sözleşmesinin dava dışı tarafının bu sözleşmeyi fesih yetkisi bulunup bulunmadığı var ise buna dayanarak ,davacı tarafından şirket hisse devrine ilişkin protokolü feshedip feshedemeyeceği noktasında yoğunlaştığı tarafların iddia ve savunmalarının bu yönde olduğu görülmektedir.Zira davalı inşaat sözleşmesinin davacı şirketin isteğine uygun olarak Noterde yapılan tadil sözleşmesiyle tadil edildiğini ,bu ek sözleşmenin davacıya bildirildiği bu sebeble davacı tarafından bildirilen fesih sebebinin akde aykırı olduğunu bu sebeble kaparonun iade edilemeyeceğini savunmaktadır.Davacı taraf ise şirketi devralma amacının kat karşılığı inşaat sözleşmesinden yararlanmak olduğu ,arsa sahibinin fesih yetkisinin bulunmasının ,devrin amacının gerçekleşmeyeceği anlamına geldiği,protokole aykırı davrananın davalı olduğunu iddia ederek bu sebeble feshin haklı olduğu ve ödenen kaparonun iadesini istemektedir.3.2.2014 tarihli protokol esasen davalı şirketin devralınması olarak ifade edilmekte ise de bu ifadeler somutlaştırıldığında; davalı limited şirketin ortakları .. paylarının davacı şirkete devrine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.Davalı şirketin iki ortaklı bir limited şirket olduğu gözetildiğinde alıcıya ortaklık haklarını devredecek olanların şirket ortakları olduğu açıktır.Zira davacı tarafta fesih sebebi olarak arsa sahibinin şirketin %50 den fazla hissesinin devri halinde sahip olduğu fesih yetkisi bulunması nedeniyle protokolü feshetmiş bulunmaktadır.Davalı tarafta davacı tarafça imzalanmayan ek sözleşmeye dayanarak davalı şirketin devre hazır olduğu, ancak davacı şirketin devralmaya yanaşmadığını savunmakla, tarafların muradının limited şirket hisse devri olduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin iki ortaktan ibaret limited ortaklık olduğu ve ortaklık paylarının 250.000 usd bedelle davacı tarafa devredilmek suretiyle; davalı şirketin tarafı bulunduğu bir kat karşılığı inşaat sözleşmesini davacı şirketin devralmayı amaçladığı anlaşılmakla ,öncelikle limited şirket paylarının ne şekilde iktisap edileceği hususununda üzerinde durulmalıdır.6102 sayılı TTK ‘nın 595/1. Maddesinin 1.cümlesine göre esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Bu kural geçerlilik şartı olup, taraflar arasındaki 3.2.2014 tarihli limited şirket esas sermaye payının devrini amaçlayan sözleşmede yer alan imzalar noterce onanmadığı ve pay devredecek ortaklar tarafından şahsen imzalanmadığından pay devrine ilişkin sözleşme hukuken geçersizdir.TBK 177.madde de;Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar paranın ,cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır.Aksine sözleşme olmadıkça ,bağlanma parası esas alacaktan düşülür. Paranın kaparo olarak şirket ortakları adına alındığı ve bakiye borcunda protokolde gösterildiği anlaşılmakla ödenen 20.000 usd TBK 177 maddede yazılı bağlanma parası olduğu açıktır. Öte yandan, hisse satışına ilişkin taraflar arasında yapılan sözleşme TTK 595/1 gereği şekilde yapılmadığından hükümsüzdür.Geçerli olmayan bir sebebe istinaden zenginleşmiş sayıldığından davalı şirket geçersiz bir şekilde yapıldığı açık olan ,şirket hisselerinin devri karşılığı aldığı parayı iade mecburiyetindedir.Bu nedenle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tadilinin yapılıp yapılmadığı ,arsa sahibinin tadilden sonra fesih yetkisi bulunup bulunmadığının ,şirket hisselerinin devrinin mümkün olup olmadığının tartışılmasına da gerek bulunmamaktadır.Geçerli olmayan sözleşmeye istinaden verilen paranın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz asıl alacak yönünden iptal edilmiş olup, mahkemenin vermiş olduğu karar nihai olarak dosya kapsamına uygundur.HMK 266.madde gereği mahkemece çözümü hukuk dışında ,özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşüne başvurabileceği ,kuralına aykırı olarak hukukçu bilirkişi seçilerek inceleme yapıldığı, sonuç olarak bilirkişi görüşüne de itibar edilmediği ,yerinde tesbitler içermeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması bir eksiklik olarak görülmemiş ,davalı vekilinin inşaat sözleşmesine engel durum ortadan kaldırılmasına rağmen ,sözleşmeler gereğince pay satın alınması için gerekli işlemleri yapmaması nedeniyle kaparoyu geri isteyemeyeceği bu nedenle icra takibine itirazın iptaline dair kararın kaldırılmasına yönelik istinaf talebi yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.Bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/2219 Esas-2018/7826 Karar sayılı ve 11/12/2018 tarihli ilamı ile “HMK’nın 353/1-b.2 maddesi “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir.” hükmünü haiz olup, anılan hüküm doğrultusunda bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesinin gerekçesi değiştirilmek suretiyle başvurunun esastan reddine dair karar verilmesi yerinde olmamış kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”denilerek bozulduğundan, bozmaya uyularak düzeltilen gerekçe kapsamında davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2016 Tarih, 2015/20 Esas 2016/759 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalının itirazının KISMEN İPTALİNE; 43.630-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin REDDİNE,8.726- TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 2.980,36-TL harçtan icra ve mahkeme veznesine yatan 1.026,53- TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.953,83- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 821,73- TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 600- TL bilirkişi ücreti ile 79 TL teb.posta gideri olmak üzere toplam 679-TL yargı giderinin kabul oranına göre 638-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davalının 155,40-TL yargı giderinden davanın reddi oranında hesaplanan 10- TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine Davacı vekili için takdir olunan 5.149,30- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 1.800- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, “Davalı vekili için takdir olunan 1.362-TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine. Davalı tarafından yatırılan 745,09- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/04/2019