Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2430 E. 2022/782 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2430
KARAR NO: 2022/782
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2019
NUMARASI: 2017/278 Esas – 2019/891 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili Bankanın Sefaköy Şubesi ile davalı şirket arasında imzalanan 18.03.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ile davalıya 500.000-TL ticari kredi ve 30.000-TL gayrınakit kredi kullandırıldığını, diğer davalılar … ve …’ın da sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, yine davalıya 16.03.2015 tarihli kredi kartı sözleşmesi ile 10.000-TL limitli kredi kartı tahsis edildiğini, davalıların vadesi gelen borcu ödememeleri üzerine Bakırköy … Noterliğinin 29.01.2016 tarihli ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, borçlular aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, yetki itirazı nedeniyle dosyanın, Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas numarasını aldığını, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrine de davalı borçluların haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların somut bir itiraz nedeni ortaya koyamadıklarını belirterek, davalıların itirazının iptali ile davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; davanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen genel kredi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkillerine ihtarname tebliğ edilmediğinden temerrüdün söz konusu olmadığını, davacının talep ettiği faiz oranının fahiş olduğunu, müvekkillerinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, kötü niyetli itiraz söz konusu olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 18.03.2015 tarihli 500.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi ve 18.03.2015 tarihinde 10.000-TL limitli şirket kredi kartı sözleşmesi imzalanmış olup, 18.03.2015 tarihli 500.000-TL limitli sözleşmesinin diğer davalılar tarafından kefil olarak imzalandığı, 18.03.2015 tarihli 10.000-TL limitli şirket kredi kartı sözleşmesinin de davalı müteselsil kefil … ve … tarafından imzalandığı, davacı banka tarafından düzenlenen Bakırköy … Noterliğinin 29.01.2016 tarihli kat ihtarnamesinin borçluların imzalanan sözleşmelerdeki adreslerine gönderildiği, taraflar arasında imzalanmış genel kredi sözleşmesinin “Şirket Kredi Kartı/Kobi Kartı İşlemleri” başlıklı 16. maddesi ile 18.03.2015 tarihli 10.000-TL limitli şirket kredi kartı sözleşmesine atıfta bulunulmuş olmakla, müteselsil borçluların şirket kredi kartı ile ilgili kefalet sorumluluklarının konu sözleşme ile sınırlı olabileceği, dolayısıyla TBK’nın 589. maddesi doğrultusunda davalı müteselsil kefillerin takip tarihi itibariyle davalı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesine dayalı borçlarından kefalet limitleri olan 550.000-TL’ye kadar, şirket kredi kartı sözleşmesine dayalı borçlarından kefalet limitleri olan 15.000-TL’ye kadar ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarından sorumlu bulundukları, davacı bankanın davalı asıl borçludan 16.02.2016 tarihi itibariyle 418.966,85-TL asıl alacak olmak üzere 426.175,60-TL alacak bakımından ,diğer davalılar bakımından ise 408.974,85-TL’ asıl alacak olmak üzere 416.011,67-TL alacak için itirazın iptaline fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; müvekkili tarafından kat ihtarnamesiyle 29.01.2016 tarihi itibari ile 418.966,85-TL’ye ulaşan alacağın tahsilinin talep edildiğini, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde asıl alacağa sözleşme tarihinden itibaren %36 oranında temerrüt faizi uygulanacağının açıkça kararlaştırıldığını, takip tarihi itibariyle asıl alacak miktarının 426.776,86-TL olduğunu, bilirkişi raporunda faiz ve BSMV yönünden 600,46-TL fazla talepte bulundukları yönündeki tespit doğru olmamakla birlikte, raporda davalı kefillerin sorumluluğu sınırlanmamışken mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden kefillerin kredi kartından sorumlu tutulmamalarının hatalı olduğunu, ayrıca dava dilekçesi ve takip talebinde açıkça 21.930-TL gayrinakdi alacak talep edilmesine rağmen bu hususta bir karar verilmediğini, buna bağlı olarak davanın kısmen kabul edilmesi neticesinde müvekkili aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin de kaldırılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı banka ile davalı asıl borçlu … arasında 18.03.2015 tarihli 500.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi ve 18.03.2015 tarihli 10.000-TL limitli şirket kredi kartı sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların da her iki sözleşmeyi sırasıyla 550.000-TL ve 15.000-TL kefalet limitiyle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın 29.01.2016 tarihi itibariyle kat edilerek davalılara aynı tarihli kat ihtarnamesinin gönderildiği, kat ihtarının 02.02.2016 tarihi itibariyle kefillerden …’a tebliğ edildiği, asıl borçlu ile diğer kefile ise tebliğ edilemediği, bu nedenle 3 günlük ödeme süresi ile birlikte davalı asıl borçlu … ile kefil …’ın 06.02.2016 tarihi itibariyle, diğer davalı …’ın ise takip tarihi olan 16.02.2016 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri anlaşılmaktadır. Davalı kefiller hem genel kredi sözleşmesinde, hem de şirket kredi kartı sözleşmesinde ayrı ayrı müteselsil kefil olarak yer almaktadır. Kredi kartı sözleşmesinin 18. maddesinde de açıkça kefillerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu durumda davalı kefillerin bu borçtan da sorumlu oldukları gözetilerek hüküm verilmesi gerekmekte ise de ilk derece mahkemesince bir gerekçe de gösterilmeden şirket kredi kartı borcu ve ferileri yönünden davalı kefiller hakkındaki istemin reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kendisine kat ihtarı tebliğ edilemeyen davalı …’ın da 06.02.2016 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek davalı aleyhine fazla hesaplama yapılmışsa da, davacı lehine olan bu hususta davalıların istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Bu kapsamda bilirkişi raporunda, takip tarihi itibariyle asıl borçluya kullandırılan nakit kredilerden kaynaklanan 408.974,85-TL KMH kredisi +9.992-TL kredi kartı borcu nedeniyle toplam 418.996,85-TL asıl alacak 6.865,47-TL işlemiş faiz,343,28-TL bsmv olmak üzere; KMH nedeniyle 416.011,67-TL ile ticari kredi kart nedeniyle 10.163,93-TL olmak üzere ,toplam alacağın 426.175,60-TL olduğu halde yeterli miktarda kefalet limitleri de olduğu halde müteselsil kefiller hakkındaki kredi kartı borcundan dolayı itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmuştur. Uyuşmazlık konusu şirket kredi kartından kaynaklanan alacak bakımından TCMB’nin “Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkındaki Tebliğ” hükümlerinde belirtilen akdi ve gecikme faizi oranlarının uygulanması gerekmektedir. Söz konusu Tebliğe göre somut olayda temerrüt tarihi itibariyle uygulanması gereken temerrüt faizi oranı ise yıllık %30,24’tür. Bu durumda şirket kredi kartından kaynaklanan toplam 10.163,93-TL alacağın asıl alacağına davalı müteselsil kefiller bakımından takip tarihinden itibaren %30,24 oranında temerrüt faizi uygulanması gerekmektedir. Davacı vekili tarafından 21.930-TL gayrı nakit alacak talepleri yönünden bir karar verilmediği istinaf nedeni olarak ileri sürülmüştür. Ancak dava dilekçesinin incelenmesinde; davanın nakit alacak üzerinden ve nakit alacak tutarı dava değeri olarak gösterilerek açıldığı, dava dilekçesi içeriğinde ve özellikle talep sonucu kısmında da gayrı nakit alacak yönünden bir talep bulunmadığı, talebin “davalıların itirazının iptali ile takibin 426.776,86-TL üzerinden yıllık %36 temerrüt faizi ile devamına” ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, icra takibinde talep edilmiş olsa da gayrı nakit alacak istemi bakımından usulen açılmış bir dava ve talep bulunmadığından, gayrinakit alacak talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediğine ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf nedenleri kısmen yerinde olduğundan ,ancak yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne hükmün kaldırılmasına ,hükmün kesinleşen kısımlarının tekrarına “kredi kartı borcundan davalı müteselsil kefiller de sorumlu olacak şekilde itirazın kısmen iptaline takibin 426.175,60-TL üzerinden devamına, fazla istemin reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/278 Esas – 2019/891 Karar sayılı 03/10/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere, davalıların Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 418.966,85-TL asıl alacak, 6.865,47-TL işlemiş faiz, 343,28 faizin gider vergisi olmak üzere toplam 426.175,60-TL üzerinden iptaline, takibin devamına, 418.966,85-TL-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV uygulanmasına,(davalı müteselsil kefiller … ve … bakımından şirket kredi kartından kaynaklanan 9.992-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %30,24 temerrüt faizi oranıda faiz işletilmesine -kalan 408.974,85-TL asıl alacak bakımından temerrüt faizine ilişkin hüküm kesinleştiğinden % 36 oranında temerrüt faizi işletilmesine ), Fazlaya dair istemin reddine, Gayrı nakit alacak istemine ilişkin olarak usulen açılmış bir dava bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, Hüküm altına alınan alacak tutarı olan 426.175,60-TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 85.235,12-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 29.112,05-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 7.288,29-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21.823,76‬-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 7.324,29‬-TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 750-TL bilirkişi ücreti ve 283,5‬-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.033,50-TL yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine taktir olunan 30.708,67-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalılar lehine taktir olunan 601,26-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 64,50-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 362(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.26/05/2022