Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2426 E. 2022/667 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2426
KARAR NO: 2022/667
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2018/717 Esas 2019/916 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2022
Davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı asıl borçlu … AŞ arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini diğer davalıların da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kullandırılan kredi sebebiyle oluşan alacağın süresinde ödenmemesi nedeniyle Beyoğlu … Noterliğinin 03.07.2018 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile 03.07.2018 tarihi itibariyle faiz, fon ve sair 425.243,30-TL nakit kredi borcunun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarname tebliğine rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı takip borçluları hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı borçluların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini, takip tarihi ile dava tarihi arasında herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağa uygulanması gereken temerrüt faizi oranının sözleşmenin 2.7 maddesi gereğince %73,20 olduğunu belirterek, davalıların itirazının iptali ile davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı taraf ile davalı … arasında 13.06.2013 tarihinde 10.000.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, diğer davalıların ise sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, borçlu ve kefillerin borcu zamanında ödememeleri üzerine hesabın kat edilerek asıl borçlu ve kefilllerin 09.07.2018 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldükleri, davacı banka ile davalı borçlular arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 2.7 maddesindeki “… Müşteri temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler için temerrüt tarihinde TL krediler ve hesaplar için Banka’nın …’na bildirdiği kısa orta ve uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanının %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizi ödemeyi kabul eder” hükmü gereğince,bankanın hesap kat tarihi olan 03.07.2018 tarihli itibarı ile bildirdiği en yüksek faiz oranı %48,80 olup %50 fazlasının %73,20, dolayısı ile temerrüt faiz oranının %73,20 olarak hesaplanması gerektiği ileri sürülerek davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edilmişse de, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizinin ne şekilde hesaplanacağının açıkça gösterildiği, Yargıtay 19. HDnin yerleşik kararları ile gereği davacı bankanın Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faizi oranı değil, dava konusu kredi için bankanın temerrüt tarihindeki emsal kredilerde fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı belirlenip bu orana %50 ilave edildikten sonra taraflar arasındaki sözleşmede uygulanması gereken temerrüt faizi oranı saptanarak buna göre temerrüt faizi uygulanmasının gerektiği, bilirkişi raporu ile de açıkça belirlendiği üzere %36.36 olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibari ile 425.243,30-TL asıl alacak ve 7.591,54-TL işlemiş faiz talebinin yerinde bulunduğu gerekçesiyle, bu tutarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36,36 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV uygulanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; genel kredi sözleşmesinin 2.7 maddesi gereğince temerrüt faizinin müvekkilinin Merkez Bankası’na bildirdiği kısa orta ve uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanın %50 fazlası olarak hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin kat tarihi olan 03.07.2018 tarihli itibarı ile Merkez Bankasına bildirdiği en yüksek faiz oranı %48,80 olup %50 fazlasının %73,20 olduğunu, dolayısıyla temerrüt faiz oranı %73,20 olarak hesaplanması gerekirken %36,36 olarak hesaplanmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın aleyhe olan kısmının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak incelenen ticaret sicil kayıtlarından, ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra davalılardan … İşletmeleri AŞ hakkında İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.06.2021 tarihinde 2018/1196 esas sayılı dosyasında iflas kararı verildiği anlaşılmıştır. Kural olarak İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı yasanın 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK’nın 191. maddesi), müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, nasıl iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmiyorsa, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine aittir. Adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın 218. maddesi) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir (İİK 194). İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflasın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra duran hukuk davalarına devam edilebilir. Davaların durduğu bu süre içinde, iflas idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Müflisin davalı olduğu davalarda, iflas idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davalı olarak iflas idaresine karşı devam edilir. Taraf ve dava ehliyeti HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olduğundan resen gözetilmesi gerekmekte olup, somut olayda da ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra davalı … İşletmeleri AŞ’nin 17.06.2021 tarihi itibariyle iflasına karar verilmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek İİK’nın 194. maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılarak taraf teşkili sağlanmalıdır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca hükmün kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin esasa yönelik istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2019 Tarih 2018/717 Esas 2019/916 Karar sayılı kararın HMK’nun 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 88,80-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/05/2022