Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2413 E. 2022/684 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2413
KARAR NO: 2022/684
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2018
NUMARASI: 2016/1289 Esas – 2018/1034 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirkete ait işyerinde çalışan işçilerin ve 3. şahısların meydana gelebilecek bir iş kazası sonucunda uğrayabilecekleri bedeni zarardan dolayı ileri sürebilecekleri tazminat taleplerine karşı davalı tarafından işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiğini, … isimli işçinin müvekkili şirket tesislerinde 24.03.2006 tarihindeki bir iş kazası sonucunda yaralandığını, SGK tarafından müvekkili aleyhine sigortalıya yapılan ödeme ve yardımların rücuen tahsili istemiyle Gebze İş Mahkemesinin 2010/975 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın davalıya da ihbar edildiğini, mahkemece verilen karar sonucunda müvekkili tarafından ilgili icra dosyasına 40.100-TL ödeme yapıldığını, ayrıca 1.263,28-TL bakiye karar harcı ve 459,32-TL temyiz harcı ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen tutarların poliçe kapsamında tazmin edilmesi için davalı şirkete 12/08/2016 tarihli dilekçe ile başvuru yapılmasına rağmen müvekkiline ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından toplam 42.736,97-TL alacağın davalıdan tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, poliçede ası işveren – alt işveren ayrımı yapılmadığını belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; iş kazasında yaralanmış olan işçi davacının çalışanı olmayıp alt işveren …’ın işçisi olduğunu, sigorta poliçesinde alt işverenin işçilerinin uğramış oldukları zararların teminat altına alınmadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; poliçe genel şartının 1. maddesi gereğince; sigortacının bu poliçe ile iş yerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar karşılayacağı, sigorta poliçesinde özel koşullar başlığı altındaki bölümde ise işçilerin işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak getirilip götürülmeleri sırasında meydana gelen iş kazaları sonucu oluşabilecek bedeni zararlar, işçilerin işveren tarafından görev ile başla bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen iş kazaları sonucu işverene karşı ileri sürülebilecek tazminat talepleri, işçilerin bir iş kazası sonucunda herhangi bir bedeni zarardan dolayı işverene karşı ileri sürülecek manevi tazminat taleplerinin de sigorta teminatına alınmış olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta …’ün 24/03/2006 tarihinde davacıya ait işyerinde çalışırken yaralandığı, bu kişinin davacının taşeronu olan işveren …’ın sigortalı işçisi olduğu, davalının sigorta poliçesinde işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçilerini teminat altına aldığı, bu nedenle dava konusu olayda davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davacının dava konusu talebinin işveren mali sorumluluk poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; poliçenin dava konusu olayı teminat altına aldığını, poliçede zarara uğrayan işçiler yönünden asıl veya alt işveren işçisi ayrımı yapılmadığını, müvekkilinin asıl veya alt işveren olarak yapmış olduğu tüm ödemelerin poliçe kapsamında teminat altına alındığını, poliçe kapsamına 160 kişi alınmış olup bütün işçilerin bu kapsamda olduğunu, sigorta primlerinin de bu sayı esas alınarak hesaplandığını, 5684 sayılı yasanın 11/4 maddesi gereğince poliçede açıkça belirtilmeyen risklerin teminat kapsamında sayılacağını, davalı tarafından düzenlenmiş olan poliçede de bu yönde bir ek şart bulunmadığını, sigorta genel şartlarının teminat dışı haller başlıklı 3. maddesinde taşeron işçisi olma halinin sayılmadığını, davalının süresinde olmayan cevap dilekçesinin mahkemece yargılamaya esas alınmasının da hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, işveren mali sorumluluk sigortası poliçesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı tarafından düzenlenmiş olan işveren mali sorumluluk sigortası poliçesi ile davacı işverenin işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları nedeniyle işverenin hukuki sorumluluğunun teminat altına alındığı, poliçede işçi sayısının 160 olarak belirlendiği, poliçede teminat dışı hallere ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, davacının sigortalı işyerinde davacının alt işvereni …’ın sigortalı işçisi olarak çalışmakta olan …’ün 24.03.2006 tarihinde iş kazası geçirerek yaralandığı, SGK tarafından sigortalı işçiye yapılan ödemelerin rücuen tahsili istemiyle işbu dava davacısı ile alt işveren aleyhine Gebze İş Mahkemesinin 2010/975 esas sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, ilamın icraya konulması üzerine davacı tarafından Gebze … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına 14.03.2016 tarihinde 40.100-TL ödeme yapıldığı, ayrıca davacı tarafından 29.12.2016 tarihinde 1.263,28-TL bakiye karar ve ilam harcı ile 07.03.2016 tarihinde 459,32-TL temyiz harcı ödendiği, ödenen tutarların poliçe kapsamında tazmin edilmesi için davalı şirkete 12.08.2016 tarihli dilekçe ile başvuru yapıldığı, ancak davalı tarafça iş kazasına uğrayan işçinin alt işveren işçisi olması nedeniyle riskin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davacıya ödeme yapılmadığı, bu nedenle davacı tarafından işbu davaya konu icra takibinin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça düzenlenmiş olan poliçede alt işveren işçilerinin uğramış oldukları iş kazaları sonucu oluşan zararın teminat kapsamı dışında bulunduğuna dair bir özel şart bulunmamaktadır. İşveren sorumluluk sigortası genel şartlarının 1. maddesinde sigorta teminatının kapsamı düzenlenmiş olup, “iş yerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarının” teminat altına alındığı belirtilmiştir. Genel şartların 2 ve 3. maddelerinde teminat dışı haller sayılmış olup, bu haller arasında alt işverene bağlı olarak çalışan işçiler yönünden bir ayrım yapılmamıştır. Bu durumda poliçede aksi yönde bir özel şart da bulunmadığına göre, sigortalı işyerinde ve mutat faaliyet alanı içerisinde alt işverene bağlı olarak çalışan işçiler bakımından da riskin sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğunun kabulü gerekmektedir (emsal: Yargıtay 11 HD’nin 2016/7325 esas, 2017/4774 karar sayılı ilamı aynı yöndedir.). Davacı tarafından yapılan ödemeler toplamı 41.822,60-TL olup, davacının davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı 12.08.2016 tarihinden itibaren TTK’nın 1427/2 maddesi gereğince 45 günlük süre sonu olan 27.09.2016 tarihinde davalı temerrüde düşmüştür. Takip tarihine kadar olan dönem için istenebilecek avans faizi tutarı ise Dairemizce 360,93-TL olarak hesaplanmıştır. Ayrıca takip konusu alacak likit olmayıp miktarının tespiti yargılama gerektirdiğinden, davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın kısmen kabulü gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, istinaf nedenleri yerinde olan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına,yeniden hüküm verilmesine “davanın kısmen kabulüne,fazla istemin reddine ” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1289 Esas – 2018/1034 Karar sayılı 21/11/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne,davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 41.822,60-TL asıl alacak ile 360,93-TL işlemiş faiz üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazla istemin reddine, Koşulları olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı isteminin reddine ” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 2.881,55-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 516,17-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.365,38‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 545,37‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti ve 122-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.922-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.897-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 6.283,86-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine taktir olunan 553,44-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafından yatırılan 120-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 59,70-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 59-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/05/2022