Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2408
KARAR NO : 2020/140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2017
NUMARASI : 2015/923 Esas- 2017/861 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde; Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 11. HD tarafından bozularak iadesi üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı bankadan 1.100.000,00 TL tutarında kredi kullandığını, bankanın haksız olarak müvekkilinden kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil ettiğini, müvekkilinin 25/12/2013 tarihinde çekilen kredinin tamamını kapatmak istediğini, ancak davalı bankanın anaparaya işletilen faiz ödemesi dışında erken kapama komisyon ücreti talep ettiğini, talep edilen bedellerin ödenmemesi halinde kredinin kapatılamayacağının belirtilmesi nedeniyle müvekkilinin de talep edilen tutarı ödemek zorunda kaldığını, tahsil edilen tutarların hiçbir kanuni gerekçesi olmayıp hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline matbu bir kredi sözleşmesinin ve eki evrakların imzalatıldığını, ancak sözleşmenin bir örneğinin verilmediğini, ayrıca kredi çekilirken komisyonlara ve ücretlere ilişkin bilgi verilmediğini ileri sürerek bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 03/11/2016 tarihli duruşmada, kullandırılan kredi Euro cinsinden olduğu halde dava dilekçesinde dava değerinin maddi hata yapılarak TL cinsinden gösterildiğini belirtmiş, 15/11/2017 tarihli ıslah dilekçesinde ise 10.000,00 Euro üzerinden açılan davalarını ıslahla 19.391,49 Euro artırmak suretiyle 29.391,49 Euro olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının kullanmış olduğu krediye ilişkin tüm tahsilatların davacının bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını, sözleşmenin 6/1-2-3.maddesinde bankanın komisyon ücreti ile krediden kaynaklanan tüm masraf ve ücretleri talep edebileceğinin ve müşterinin bu ücretleri ödemeyi taahhüt ettiğinin düzenlendiğini, yine 6/4 maddesinde kredinin vadesinden önce ödenmek istenmesi ve bankanın erken ödemeyi kabul etmesi halinde kredi kullanım talimatında belirtilmiş olan erken ödeme maliyetini ve komisyonunu ödemek suretiyle erken ödeme işlemi yapılabileceğinin düzenlendiğini, kredi kullanımından önce Ön Bilgilendirme Formu imzalandığını, bu formun 4.maddesinde komisyon, ücret, vergi, fon ve masrafların sözleşmenin 6.maddesinde düzenlenmiş olduğu ve maddenin müşteri menfaatlarine aykırı olabilecek düzenlemeler içermekte olduğunun belirtildiğini, krediye ilişkin masrafların sözlü olarak da davacıya bildirildiğini, ayrıca alınan ücretin Hizmet Komisyonları Çizelgesine ve ilgili Tebliğe de uygun olarak tahsil edildiğini, Hizmet Komisyonları Çizelgesinin şube hollerinde müşterilerin görebileceği şekilde ilan edilmekte olduğunu, davacıdan yapılan tahsilatların Bankacılık Kanununa ve genel uygulamalarına uygun olduğunu, TTK’nun 22.maddesi uyarınca tacir olan müvekkilinin yaptığı işler karşılığında ücret talep edebileceğini, ayrıca tahsilat tarihinden itibaren faiz talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, bankacılık uygulamasında ticari kredilerde erken kapama komisyon oranının %2 ile %5 arasında değiştiği, somut olayda da bu oranın %5 olarak değerlendirilmesinin makul görüldüğü, buna göre davalı bankanın fazladan 17.891,49 Euro tahsil etmiş olduğu, ayrıca kredi tahsis ve kullanım işleminin bankanın asli fonksiyonlarından biri olması nedeniyle buna ilişkin maliyetlerin kredi faizi içinde yer alması gerektiği, dolayısıyla davalı bankaca kredi tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti olarak tahsil edilen 11.500,00 Euronun da iadesi gerektiği, bunun yanında davalının dava öncesi temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın ıslah edilen hali ile kabulüne, 17.891,49 Euro erken kapama komisyonu ile 11.500,00 Euro kredi istihbarat ücretinin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıl vadeli Euro mevduatlarına verdikleri azami faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Davanın Euro cinsinden kabulünün hatalı olduğunu, dava değerinin 10.000,00 TL olarak gösterildiğini ve 10.000- TL üzerinden harç yatırıldığını, davacı tarafça dava değerinin sehven TL olarak gösterildiği iddiasının dikkate alınmaması gerektiğini, TBK’nun 99.maddesi uyarınca davacının seçimlik hakkını kullandığını,artık aksi yönde talepte bulunamayacağını, 2- Kredi tahsis ve istihbarat ücretinin iadesi yönündeki kararın hatalı olduğunu, zira sözleşmede buna ilişkin açık hüküm olduğunu, ayrıca gerekli bilgilendirme yapılarak tahsilat yapıldığını, alınan ücretin ilgili Tebliğe de uygun olduğunu, ayrıca bu masrafların Hizmet Komisyon Çizelgesi adı altında şube hollerinde ilan edilmekte ve internette yayınlanmakta olduğunu, dolayısıyla tahsilatların davacının bilgisi ve onayı ile yapıldığını, davacının ödeme yaparken ihtirazi kayıtta da bulunmadığını,3- Erken kapama ücretinin bir kısmının iade edilmesi gerektiği yönündeki kararın da hatalı olduğunu, sözleşmenin 6.4 maddesinde erken ödeme halinde ücret alınacağının düzenlendiğini, ayrıca dava konusu edilen kredinin özelliklerine göre alınan tutarın fahiş olmadığını, zira erken ödemenin bankalara ciddi külfetler getirdiğini, mahkemece kabul edilen %5 oranın dava konusu kredi bakımından uygulanmasının mümkün olmadığını 4- Dava kısmi dava olarak açıldığı halde belirsiz alacak davası olarak kabul edilip alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığını, davacının da dava değerini artırım yoluna gitmeyip ıslah dilekçesi sunduğunu, 5- Yine davacı tarafça ticari faiz talep edildiği halde 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca faize ükmedilmesinin de doğru olmadığını, alebi aşacak şekilde karar verilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde, Dairemizin 01/11/2018 tarihli 2018/222 E., 2018/1339 K. sayılı ilamı ile; “Dava, taraflar arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi uyarınca haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen kredi tahsis ve istihbarat ücreti ile erken kapama komisyon ücretinin iadesi istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ‘erken ifa’ başlığını taşıyan 96. maddesi uyarınca borçlu, erken ifa sebebiyle kanun, sözleşme ya da adet gereği olmadıkça indirim talep edemeyecektir.09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğin 6/2. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan komisyonlar bakımından sözleşmede açıkça bir tutar ve oran bulunmadığında, anılan yasal düzenleme gereğince Merkez Bankasına bildirimde bulunulup bulunulmadığının araştırılması, bildirim yapılmamış olması durumunda emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan komisyon bedelinin emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2018 tarihli 2016/11932 E., 2018/4158 K. sayılı kararı).Somut olayda, taraflar arasında akdedilen 23/08/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin 6.4 maddesi “Müşteri, bu sözleşme tahtında kullandığı ve kullanacağı kredilerin, vadesinden önce tamamını veya bir kısmını ödemek istemesi halinde, bu erken ödemeden en az 10 işgünü önce bankaya yazılı olarak erken ödemeyle ilgili bildirimde bulunacağını, bankanın erken ödemeyi kabul etmesi halinde kredi kullandırım talimatında belirtilmiş olan erken ödeme maliyetini ve erken ödeme komisyonunu ödemek suretiyle erken ödeme işlemi yapabileceğini kabul ve beyan eder’ düzenlenmesini içermektedir. Dolayısıyla erken ödeme komisyon oranının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu görülmektedir. Mahkemece davalı bankanın Merkez Bankasına erken kapama komisyon oranlarını bildirip bildirmediği yönünde bir araştırma yapmadığı görülmekte ise de, davalı tarafça mahkemece kabul edilen oranın üzerinde bir oranın Merkez Bankasına bildirilmiş olduğu yönünde bir iddia ileri sürülmediğine göre, mahkemece emsal banka uygulamaları araştırılarak yapılan araştırmada %2-5 oranında erken kapama komisyonu alındığı tesbit edilmiş olup ;mahkemece %5 oranın makul bir oran olarak kabul edilip buna göre fazladan ödenen erken kapama komisyon oranının tespitinde ve bu talebe ilişkin davanın kısmen kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bununla birlikte, belirsiz alacak davası olarak açılmış olan iş bu davada dava dilekçesinde TL cinsinden talepte bulunulmuş iken, daha sonra maddi hata yapıldığı belirtilerek Euro cinsinden para birimi ile talepte bulunulmuştur. Dava dilekçesi incelendiğinde davacının kredinin TL cinsinden kullandırıldığı yönündeki bilgisi ile TL cinsinden talepte bulunduğu, daha sonra kredinin Euro cinsinden kullandırıldığını öğrenmesi üzerine talebinin Euro cinsinden olduğunu ileri sürdüğü görülmekle, mahkemece maddi hata yapıldığı kabul edilerek eksik harcın tamamlatılmasında bir hata görülmemiştir.Yine dava belirsiz alacak davası niteliğinde olduğundan tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği gibi, davacı tarafça ticari faiz talep edilmiş ise de alacak talebi euro cinsinden olduğundan 3095 sayılı yasanın 4-a maddesinde düzenlenen daha düşük orandaki faiz oranına hükmedilmesi de isabetlidir.Öte yandan bankacılık teamüllerine göre ilk kredi kullandırımında yapılması gereken istihbarat, haberleşme ve operasyonel vs. gibi işlemlerin bir maliyeti bulunduğundan müşteriden “Kredi Tahsis ve İstihbarat Ücreti” adı altında ücret talep edilebilecektir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin müşterinden alınabilecek komisyon, ücret ve masrafları düzenleyen 6/1-2-3 maddesinde, bu sözleşme uyarınca kullanılan veya kullanılacak olan krediler nedeniyle komisyon veya masraf talep edilebileceği düzenlenmiştir. Yine Ön Bilgilendirme Formunun 6.maddesinde komisyon ve masrafların sözleşmenin 6.maddesinde düzenlendiği ve müşteri menfaatine aykırı olabilecek düzenlemeler içerdiği belirtilmiştir. Somut olayda kredi kullandırım tarihi olan 27/08/2013 tarihinde bu ad altında davacıdan 11.500-euro tahsil edildiği görülmektedir. Sözleşmede talep edilebilecek komisyon oranları belirtilmemiş olmakla birlikte, Dairemizce kredi tutarının yaklaşık %1’i oranındaki ücretin emsal banka uygulamalarına göre orantılı ve makul olduğu tespit ve kanaatine varılmıştır. O halde mahkemece bu talep yönünden davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, ancak söz konusu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığı” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvusunun kısmen kabulü ile, hükmün kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 12/11/2019 tarihli 2019/296 E., 2019/7125 K. sayılı bozma ilamında; somut olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi (BK 83. md) uyarınca konusu para olan borcun ülke parasıyla ödeneceği, ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacak ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahip olduğu, ancak yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişinin bu kararından geri dönemeyeceği, somut olayda davacıdan davalı Banka tarafından döviz cinsinden erken kapama komisyonu alınmış ise de, davada TL cinsinden talepte bulunan davacı alacaklının yargılama sırasında bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi vererek borcun yabancı para üzerinden tahsilini isteyemeyeceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde yabancı para üzerinden hüküm tesisinin doğru görülmediği belirtilerek davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, açıklanan gerekçe ile Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce bozma ilamına uyulmuş, dava dilekçesinde TL cinsinden talepte bulunan davacının maddi hata yapıldığı yönündeki itirazı haklı görülmemiş, ayrıca davacının ıslahla dahi bu kararından dönemeyeceği kabul edilerek, davanın belirsiz alacak davası olduğu da dikkate alınıp dava tarihindeki kur üzerinden Dairemizce kabul gören alacak tutarı 17.891,49-Euro’nun TL karşılığı hesaplanmıştır. Buna göre davacı, 61.476,94-TL erken kapama komisyon alacağı talebinde haklı olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, hükmün kaldırılarak (hükmün kesinleşen kısımlarının tekrarı ile)davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2017 Tarih, 2015/923 Esas-2017/861 Karar sayılı hükmünün HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜNE; 61.476,94- TL erken kapama komisyonunun dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 4.199,48-TL- nispi karar harcından mahkeme veznesine davacı tarafından yatırılan toplam 1.757,01-TL harcın mahsubuna, bakiye 2.442,47-TL harcın davalı tarafından hükümden sonra mahkeme veznesine yatırılan 5.115,06-TL harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına, fazla olan 2.672,59-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine.Davacı tarafından ödenen 1.757,01-TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 31,80- TL dava açılış gideri, 800- TL bilirkişi ücreti ve 179-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.010,80- TL yargılama giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 620-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 7.086,68-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 4.680,09-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine .Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 1.279-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Davacı tarafından hükümden sonra yapılan 39- TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında 24- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından hükümden sonra yapılan 31,50- TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında 13- TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı vekili takdir olunan 1700-TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili takdir olunan 1700-TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361/1 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/02/2020