Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2404 E. 2022/685 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2404
KARAR NO: 2022/685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2015/148 Esas 2018/468 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibe dayanak 6 adet senedin müvekkili tarafından davalı şirkete ödenmiş olduğunu, ancak senetlerin müvekkiline iade edilmediğini, davalının şirketin ihtiyati haciz kararı alması nedeniyle haciz tehdidi ile 31.500-TL olan borç miktarının ödendiğini, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 08.05.2018 tarihli duruşmada; ödenmiş olan 31.500-TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte istirdatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı şirketin müvekkilinden makine satın alarak karşılığında 11 adet senet verdiğini, senetlerden beşinin ödenerek davacıya iade edildiğini, taraflar arasındaki 22.11.2013 tarihli fason üretim sözleşmesi gereğince davacı şirket tarafından müvekkili için fason üretim yapıldığını, ancak davacı şirket tarafından fason üretilen mallardan İsrail ve Irak’a gönderilen bazı ürünlerin sözleşmeye aykırı olarak koşulları sağlamadığı için kabul edilmeyerek iade edildiğini, bu hususta davacıya 01.04.2015 tarihli 30.689,44-TL bedelli ve 16.04.2015 tarihli 19.094,05-TL bedelli faturaların düzenlendiğini, faturaların davacı tarafından kabul edilmediğini, bu nedenle davacının 6 adet senedinin iade edilmeyerek zararın giderilmesi halinde iade edileceğinin beyan edildiğini, bu konuda davacı ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca senetlerine takibe konulduğunu, bu durumda davacının müvekkiline halen borçlu olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağı bulunduğu, yine 22.11.2013 tarihli fason üretim anlaşması yaptıkları, davacının usulüne uygun tutulan ticari defter ve belgelerinde davalı şirketten 31.709,98-TL alacaklı olduğunun belirlendiği, davalı şirketin 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerine göre davalı şirketin davacı şirkete 31.710,09-TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, 2015 yılında düzenlenen 2 adet faturanın davacı şirket kayıtlarında yer almadığı ve bu faturaların davacı alacağından düşüldüğünde 18.073,40-TL davalı şirketin davacı şirketten alacaklı duruma geçtiği, ancak 2015 yılı ticari defterlerinin davalı şirket tarafından yazdırılmadığı ve kendi lehine delil niteliğinde bulunmadığının görüldüğü, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 6 adet bonoya dayanılarak başlatılan takipte davacının 31.500-TL miktarı davalıya ödemiş olduğu, ödenen bu miktar açısından davanın istirdat davasına dönüştüğü gözönüne alındığında, takibe dayalı bonolardan dolayı davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ile ödenen tutarın iadesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; taraflar arasında 22.11.2013 tarihli fason üretim sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davacı şirketin müvekkili için fason üretim yaptığını, davacı şirket tarafından üretilen mallardan İsrail’e ve Irak’a gönderilen bazı ürünlerin sözleşmeye aykırı olarak koşulları sağlamadığı için kabul edilmeyerek müvekkili şirkete iade edildiğini, bu malların bazılarında yanlış dizilim dolayısıyla hasar meydan geldiğini, bazılarında ise kimyasal testlerde eksiklikler tespit edildiği için iade edildiğini, bu mallara ilişkin davacı şirketle yazışmalar yapıldığını, müvekkilinin davacı şirket tarafından yapılan bu hatalı üretim neticesinde ekonomik olarak büyük oranda zarar gördüğünü, bu kapsamda davaya konu borca sebep olan bu olaylara ilişkin tanık dinlenmesi taleplerinin mahkemece reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ticari ilişkide yer alan maddi olguların ispat edilmesinde tanık dinlenebileceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü takip nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasına dayalı olarak icra dosyasına ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı şirketin davalıdan makine satın alarak borcuna karşılık 11 adet bono verdiği, bedeli ödenmiş olan beş adet senedin davalı tarafından davacıya iade edildiği, taraflar arasında akdedilmiş olan 22.11.2013 tarihli fason üretim sözleşmesi gereğince davacı şirket tarafından davalıya fason olarak üretim yapıldığı, ancak davacı şirket tarafından fason olarak üretilen mallardan İsrail ve Irak’a gönderilen bazı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla, davalı tarafından davacıya hitaben 01.04.2015 tarihli 30.689,44-TL bedelli ve 16.04.2015 tarihli 19.094,05-TL bedelli zarar yansıtma faturalarının düzenlendiği, faturaların davacı tarafından kabul edilmeyerek ticari defterlerine kaydedilmediği, makine satış bedeli tamamen ödenmiş olmasına rağmen satış bedeline mahsuben daha önce davacı tarafından keşide edilmiş olan toplam 31.000-TL bedelli 6 adet senedin ise davalı tarafça iade edilmeyerek ayıplı ürünler nedeniyle oluşan zarara mahsuben davaya dayanak icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır. Takip konusu bonoların daha önce davacıya iade edilmiş olan bonolar ile birlikte davacı tarafından davalıya makine satış bedeline mahsuben verildiği, makine satış bedelinin tamamen ödenmiş olduğu tarafların kabulündedir. Ancak davalı tarafça takip konusu bonolar davacıya iade edilmeyerek ayıplı ürün bedeline mahsuben icra takibine konulmuştur. Kural olarak kambiyo senedi niteliğinde olan bono, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız, karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan, kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade etmektedir. Ancak somut olayda davalı tarafça, takip dayanağı bonoların makine satış bedeline mahsuben alındığı kabul edilerek bonoların veriliş nedenini açıklamıştır. Bu durumda davalı vekili ticari hayatta alacakların taks ve mahsubunun mümkün olduğunu ileri sürse de ;alacakların takas ve mahsubu sözkonusu olmayıp,bir borcun teminatı olarak aldığı senetleri ,başka bir borç nedeniyle kullanılma hali sözkonusudur.Kambiyo senetlerinde geçerli senedin mücerretlik ilkesinden yararlanılarak bonoların makine satış bedeli dışında bir alacak iddiasına dayalı olarak takibe konulması mümkün değildir (emsal: Yargıtay 19 HD 2012/10998 esas, 2012/18078 karar sayılı ilamı). Bu nedenle davanın bu gerekçeyle kısmen kabulü gerekirken mahkemece hatalı gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmişse de, sonucu itibariyle doğru olan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle;istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.151,77-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 538,4‬0-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.613,37-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/05/2022