Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2399 E. 2022/273 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2399
KARAR NO: 2022/273
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2018/1329 Esas – 2019/824 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, bu durumun delilleri ve ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğunu, müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında süregelen ticari ilişkinin taraflar arasındaki ticari şartlar anlaşması çerçevesinde devam ettirildiğini ve bu kapsamda karşılıklı edimler üstlenildiğini, müvekkilinin cari hesap ekstresine göre davalının müvekkili şirkete 4.411,82-TL tutarında borcu bulunduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, müvekkiline teslim edilmiş bir mal bulunmadığını, sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirmiş olan müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, alacak likit olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi incelemesi ile tespit edilen ve davacıda kayıtlı olup davalıda kayıtlı olmayan 07/09/2015 ve 14/09/2015 tarihli 2 adet fatura bulunduğu, bu faturaların taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yer alan fiyat farkı ve mağaza aktivitesine ilişkin olduğu, davacı tarafça, raporda belirtilen ve davalıya ait olup davacı tarafından sonradan defterlere kaydedildiği anlaşılan faturaların iade edildiğinin beyan edilerek buna ilişkin belgelerin sunulduğu, kaldı ki davalının takas mahsup talebi olmadığı gibi ispata muhtaç alacağı yönünden açmış olduğu bir karşı davasının da bulunmadığı, varsa bir alacağı bunun resen mahsup edilemeyecek olup, davalının fatura ettiği mal ve hizmetin teslim edilip edilmediğinin yargılamayı gerektirdiği, davanın konusu olmadığından, bilirkişinin davalı defterlerinde kayıtlı olup davacıda olmayan faturaların davacı alacağından mahsup edilmesi işlemine itibar edilmediği, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 4.411,82-TL cari hesap alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; mahkemece bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmediğinden, verilen kararın hatalı olduğunu, davacı alacağının, davacı tarafından düzenlenen 07.09.2015 tarihli 218,64-TL tutarlı fiyat farkı faturası ile 14.09.2015 tarihli ve 5.056,56-TL tutarlı özel mağaza aktivitesi açıklamalı sözleşmeye aykırı faturalara dayalı olduğunu, faturalar müvekkiline tebliğ edilmediği gibi içeriğindeki mal ve hizmetin de müvekkiline verilmediğini, müvekkilinin usulüne uygun ticari defter ve kayıtları ile davacıya borcu olmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, ayrıca müvekkili tarafından takipten önce düzenlenen 3 adet faturanın takipten sonra davacının defterlerine kaydedildiğinin tespit edildiğini, bu sebeple gerçeğe uygun olmayan davacı defterlerinin lehine delil olamayacağını, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 28. maddesine, o tarih itibariyle müvekkilinin davacıdan olan alacak tutarının tarafların kayıtlarında farklılık göstermesi nedeniyle net tutarının yazılmadığını, ancak bu durumun müvekkilinin alacağının olmadığı ya da alacağından feragat ettiği anlamına gelmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle bakiye alacağı 4.411,83-TL olup, davalının ticari defterlerinde ise davalının 7.731,26-TL alacaklı olduğu, alacağın dayanağı olan davacı faturalarının 07.09.2015 tarihli 218,64-TL tutarlı fiyat farkı faturası ile 14.09.2015 tarihli 5.056,56-TL tutarlı özel mağaza aktivitesi açıklamalı faturalar olduğu, her iki faturanın da davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafça düzenlenen 22.06.2016 tarihli ve toplam 1.294,81-TL tutarlı üç adet faturanın ise davacı tarafça takip tarihinden sonra ticari defterlerine kaydedildiği, bu fatura tutarlarının davacı alacağından mahsubu sonucunda davacının bakiye 3.117,01-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmede özel mağaza aktivitesinin mağaza başına 1.250-Euro olduğu, sözleşmenin 15. maddesine göre de piyasada üreticinin farklı fiyat listesi bulunduğunun tespiti halinde davacının düşük fiyatlı listeyi uygulayarak aradaki farkı fatura edeceği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle davacının alacağına dayanak olan iki faturanın da sözleşme hükümlerine uygun olarak düzenlendiği tespit edilmiştir. Davacı faturaları davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmasa da, her iki fatura da e-fatura niteliğinde olup, Gelir İdaresi Başkanlığınca takip edilen sistem üzerinden doğrudan karşı tarafın sistemine gönderildiğinden karşı yana tebliği için ayrıca fiziken gönderilmesine gerek yoktur. Faturalara davalı tarafça yasal süresinde itiraz da edilmemiştir. Ancak davalı tarafça takip tarihi öncesinde düzenlenmiş olan toplam 1.294,81-TL tutarlı üç adet fatura davacı tarafça takip tarihinden sonra kendi ticari defterlerine kaydedilmiş olup, faturalara yasal süresinde itiraz edilmemiş olduğundan,süresinden sonra iade faturası düzenlenmiş olması da faturaların geçersizliği sonucunu doğurmayacaktır. İlk derece mahkemesince mahsup talebi olmadığından bu faturaların dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de ;icra takibi cari hesaba(açık hesap) dayalı olarak yapılmıştır.Zamanında kayıtlara alınmış olsaydı davacının alacağından düşecek miktar alınmaması sebebiyle açık hesapda davacı lehine daha fazla alacağa yol açmıştır.Fatura tarihleri itibariyle bilirkişi hesaplamasına dahil edilmesinde isabetsizlik yoktur.Bu nedenle davacının tespit edilen 4.411,83-TL alacağından davalının fatura toplamı olan 1.294,81-TL’nin düşülmesi sonucunda, davacının bakiye 3.117,01-TL alacağı üzerinden davanın kısmen kabulü gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Diğer yandan alacak likit olup davalı da itirazında haksız olduğundan davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulü gerekmekte olup; reddedilen kısım yönünden ise davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama gerektirmediğinden yeniden hüküm verilmesine davanın kısmen kabulüne,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1329 E – 2019/824 K sayılı 17/09/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın kısmen kabulüne, Davalının Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 3.117,01-TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,Fazla istemin reddine, Kabul edilen kısmın %20’si üzerinden hesaplanan 623,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Alınması gereken 212,92-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 75,35-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 137,57-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 111,25-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 800-TL bilirkişi ücreti ve 74,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 874,50-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 618-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 1.294,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı tarafından yatırılan 75,35-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 46,20-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 33-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 45-TL posta masrafının davanın reddi oranında hesaplanan 14-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/02/2022