Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2397 E. 2019/1671 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2397
KARAR NO : 2019/1671
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2019
NUMARASI : 2019/130 Esas-2019/506 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/12/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacılar vekili, davalının müvekkilleri hakkında icra takibi başlattığını, ancak takibe konu borcun ödenmiş olduğunu, takibin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava dilekçesinde dava esas değerinin belirtilmemiş olması nedeniyle davacı vekiline muhtıra çıkartılarak dava esas değerini bildirmesi, bildirilen dava esas değeri üzerinden nisbi harcı ve eksik gider avansı olan 200-TL’yi mahkemeler veznesine yatırması için 2 haftalık kesin süre verilerek gerekli ihtaratların yapıldığı, 11/03/2019 tarihli işbu ara kararın 15/03/2019 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmesine rağmen ara karar gereğinin yerine getirilmediği, eksik gider avansının verilen süre içerisinde yatırılmaması sebebiyle davanın şartı yokluğundan reddi gerektiği gerekçesiyle HMK 115/2 m. uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : 1)İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılmış olması nedeniyle reddedildiğini, oysa dava menfi tespit davası olup arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.2)İstinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Taraflarınca talep edilmesine ve şartları oluşmasına rağmen İİK 72/4 m. uyarınca tazminata hükmedilmediğini, müvekkilinin icra dosyasına yatan tutarı 09.08.2019 tarihine kadar alamadığını, hükümde davacının ihtiyati tedbir kararı alabilmek için yatırdığı teminatın iadesine karar verilmesinin de doğru olmadığını, 2-Müvekkili lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacı tarafça eksik gider avansının verilen kesin sürede yatırılmamış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Bu durumda davacının davanın arabuculuk yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle reddedildiği yönündeki tespiti hatalı olup, yine bu yöndeki istinaf sebebine ilişkin bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir. Davacının tek istinaf nedeni bu yönde olduğundan, Dairemizce davacının istinafına ilişkin inceleme kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. 6100 sayılı HMK 120.m. “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. (2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Aynı Yasanın 114/1-g maddesinde ise davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Somut olaya döndüğümüzde davacı tarafça dava açılırken hiç gider avansı yatırılmamış olması nedeniyle, ilk derece mahkemesinin 11.03.2019 tarihli ara kararı ile HMK 115/2 m. uyarınca kendisine 200-TL eksik gider avansını yatırması yönünde 2 haftalık kesin süre verildiği ve sonuçlarının ihtar edildiği, söz konusu ara karar davacı vekiline 15.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği halde eksikliğin giderilmediği görülmüş olup, bu durumda ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan İİK 72/4 m. “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmünü haizdir. Somut olayda, dava konusu icra dosyası incelendiğinde ilamsız icra takibi olduğu, ancak davacı tarafın takibe itiraz ettiğine dair bilgi veya belgeye rastlanılmadığı görülmüştür. Yargılama sırasında davacı tarafın talebi üzerine ilk derece mahkemesinin 04.03.2019 tarihli ara kararı ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve karar infaz edilmiş olmakla, anılan yasa hükmü uyarınca davacı aleyhine takip tutarının %20’si oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Bununla birlikte davanın esastan reddi söz konusu olmayıp dava şartı yokluğundan reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/2 m. uyarınca davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davalının tazminat talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-2 m. uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/130 Esas- 2019/506 Karar sayılı ve 10/05/2019 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE, İİK 72/4 m. uyarınca icra takip tutarı 10.000-USD’nin TL karşılığı olan 54.500-TL’nin %20’si oranındaki 10.900-TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 44,40-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 4,50- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacılardan alınan peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 186,15- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına, Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 16,50-TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 31/12/2019