Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2378 E. 2023/1199 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2378
KARAR NO: 2023/1199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2019
NUMARASI: 2016/688 Esas – 2019/551 Karar
DAVA: İtirazın İptali
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından asıl davada davalılar, birleşen davada davacı … Şti. tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili, müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan Genel Kredi ve Kefalet Sözleşmesi doğrultusunda davalı şirkete eşit taksitli kredi, business kart, kredili mevduat ve gayrinakdi çek kredileri kullandırıldığını, borçluların ödemede temerrüte düşmeleri üzerine hesaplarının kat edilerek Beyoğlu … Noterliği’nin 28.04.2016 tarihli … yevmiye numaralı hesap kat ihtarının keşide edildiğini, borcun bir kısmının ödendiğini ancak tamamı ödenmediği için İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, İstanbul 5. ATM’nin 2016/828 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak işlemlere devam edildiğini, davalıların 09.06.2016 tarihli itiraz dilekçesi ile birlikte icra takibine konu alacak kalemlerinden business kart borcu olan 30.282,08-TL’yi kabul ederek ödediklerini, fakat söz konusu business karta ilişkin faiz ve vekalet ücretine itiraz ettiklerini, ayrıca kısmi itirazda bulunduklarını, müvekkili bankanın 3.000.000-TL krediyi, 11.03.2016 tarihinde davalı borçlu şirket hesabına geçtiğini, borçlulardan alınan Mevduat Rehin Sözleşmesi ve Blokaj Taahhütnamesi uyarınca kredi teminatı olarak ipotek tesis edilinceye kadar ki süreç için hesap üzerine bloke konulması yönünden tarafların mutabık kaldığını, ancak davalıların ipotek teminatı vermekten kaçındıklarını, davalı borçluların icra dosyasına yaptıkları itiraz dilekçesinde de, bankaya kredi başvurusu yaptıklarını ancak krediyi kullanmaktan vazgeçtiklerini, sözleşme gereği kredi teminatına ipotek vermediklerini doğruladıklarını, bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığını, müvekkili bankanın, sözleşme uyarınca edimini, tam ve eksiksiz yerine getirdiğini ve 3.000.000-TL kredi ödemesinin gerçekleştirdiğini ancak davalıların teminat vermemesi üzerine Genel Kredi Sözleşmesinin 4. Maddesi uyarınca ihtarname ile kredilerinin kat edildiğini, sözleşmenin sona ermesinde kusuru olmayan müvekkili bankanın, kullandırdığı 3.000.000-TL krediye ilişkin olarak faiz ve Genel Kredi Sözleşmesinin 2. Maddesi uyarınca, komisyon, vergi ve masraf alacağını talep etmesinin doğal olduğunu, müvekkili bankanın uğradığı, komisyon, vergi, masraf ve faiz zararlarını davalıların tazmin ile yükümlü olduğunu,sözleşmenin sona ermesinde kusuru olmayan müvekkili bankanın kullandırdığı 3.000.000-TL krediye ilişkin olarak faiz ve Genel Kredi Sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca komisyon, vergi ve masraf alacağını talep edebileceğini, açıklanan nedenlerle haksız olan itirazın iptali ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkili …’nın kredi talep formunu kefil sıfatı ile imzalamadığını, 13.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinden de sonraki kredilerden de sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek müvekkili … yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini,müvekkili şirket yönünden, davacı bankanın, komisyonsuz kredi kullandıracağını taahhüt etmesine rağmen ve Kredi Talep Formunda da basılı halde Komisyon ibaresi bulunmamasına rağmen, sonradan el yazısı ile (%1 Komisyon) ibaresi eklenmek ve evrakta tahrifat yapılmak sureti ile ve bu eklemeye müvekkillerin parafı alınmaksızın bu şekilde komisyon talep etmek sureti ile sözleşmeye aykırı davrandığını, davacı bankanın işbu sözleşmeye aykırılığı sebebi ile müvekkili firmanın sözleşmeden döndüğünü, bu nedenle ipotekleri (yani teminatları) davacı bankaya vermediğini, davacı bankanın da bu sebeple müvekkili firmaya bu krediyi kullandırmadığını, blokeyi çözmediğini, devamında ise usulüne uygun hesap kat’ı yapmaksızın ve müvekkili temerrüte düşürmeksizin, usulsüz şekilde müvekkili firmanın onay ve rızası dışında parayı çektiğini, bu surette sözleşmeye aykırı davranan davacı bankanın bu alacağının talep imkanı bulunmadığını,itirazları kapsamında davanın reddini, ayrıca davacı banka müvekkilleri temerrüte düşürmediğinden faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faizlerin de reddi gerektiğini, bu davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddini, müvekkilleri lehine %20 kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı banka arasında, müvekkiline hiçbir zaman kullanıldırılmayan bir kredi nedeni ile hukuki bir ihtilaf çıktığını, bu ihtilaf sonucunda davalı banka tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip ile ihtiyati hacze dayanan takibe başlandığını , kredi kartı borcu için kısmi ödemede bulunulduğunu, bu ödemenin dosya alacaklısına ödenmesine muvafakat edildiğini, bakiye kısım için ise itiraz edildiğini, ihtiyati hacizleri kaldırmak amacı ile dosya borcunun tamamı, alacaklıya ödenmemesi şartı ile dosyaya ödendiğini, davalı banka tarafından dosyadaki bakiye kısmındaki itirazlarının iptali amacı ile İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2016/688 Esas sayısı ile itirazın iptali davası açıldığını, müvekkili firmanın müşterisi …Ltd. Şti. tarafından, 28.12.2016 tarihinde müvekkili firmanın davalı bankanın Yenibosna şubesinde bulunan … nolu hesabına 195.000-TL ödeme yapıldığını, 29.12.2016 tarihinde müvekkili firma hesabına gelen bu paranın … Bankasında bulunan TR… İban nolu hesabına EFT yapılmasının davalı bankadan talep ettiklerini ancak davalı bankanın bu transferi yapmadığını ,davalı bankanın vekillerinden Av. … tarafından taraflar arasında İstanbul 9. ATMnde 2016/688 Esas sayılı dosyası ile dersdest olan itirazın iptali dosyasına müvekkili firma tarafından bu borcun ödendiğine ve davanın konusuz kaldığına dair 02.01.2017 tarihli bir beyanda bulunulduğunu,davalı bankanın bu paraya el koyduğunun anlaşıldığını, davalı bankaya Kadıköy … Noterliği’nden 03.01.2017 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini,paranın müvekkili firmanın hesabına transfer edilmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin 05.01.2016 tarihinde davalı bankaya tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, davalı bankaya rızai ödemenin bulunmadığını, bu nedenlerle, davalı bankanın herhangi bir şekilde haciz ve el koyma yetkisi olmamasına rağmen, hesabında el konulan 195.000-TL tutarındaki paranın, temerrüt tarihi olan 29.12.2016 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile davalı bankadan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı şirket ile müvekkili banka arasında 13/09/2012 tarihli 2.000.000-TL’lik GKS çerçevesinde davacıya business kart verildiğini, kredi mevduat hesabı tanımlandığını, çek karnesi hazırlanarak teslim edildiğini, ayrıca 11.3.2016 tarihli GKS kapsamında eşit taksitli kredi kullandırıldığını, davacı şirketin taahhütlerine uymadığını, ödemelerini vadesinde yapmadığından davacı ve kefile, Beyoğlu …. Noterliği’nin 28/04/2016 tarihli, … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesi gönderilerek kredi hesabının kat edildiğini, davacı firmanın hesap kat ihtarnamesinde belirtilen borcun tamamını ödememesi üzerine, firma hesabındaki nakit para ve davacının hesabına yaptığı kısmi ödemeler düşülmek suretiyle, bakiye kredi alacağın tahsili için davacı ile kefili hakkında icra takibi başlatıldığını, davacı firma ile kefil hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak ihtiyati haciz uygulandığını ,davacı firma, hakkında icra takibi yapılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibine de itiraz ettiğini, davacının hakkında yapılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı borca itirazı nedeniyle, borçlu ve kefilinin yaptığı itirazın iptaline karar verilmesi talebi ile İstanbul 9. ATM nin 2016/688 Esas sayılı davası ile itirazın iptali davası açıldığını, bu aşamada davacı şirket hesabına başka bir banka hesabından 195.000-TL para gönderildiğini, müvekkili banka tarafından gönderilen bu bedelden öncelikle o tarihteki davacı şirket borcu olan 160.924,58-TL’nin mahsup işlemi yapılarak kredi borcunun kapatıldığını, davacının borcunun tamamının ödendiğini İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası ile itirazın iptali davasının görüldüğü İstanbul 9. ATM’nin 2016/688 Esas sayılı dosyaya da yazılı olarak bildirildiğini, davacı her ne kadar davayı 195.000-TL üzerinden açmışsa da yapılan mahsup işleminin 160.924,58-TL olduğunu, bakiye bedelin davacı hesabında olup davacının kullanımına açık olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEM KARARI: Mahkemece, asıl dava yönünden; taraflar arasındaki genel kredi ve kefalet sözleşmesine konu alacağın tahsili amacıyla başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağın itiraza uğraması nedeniyle açılan itirazın iptali davasına konu alacağın dava açıldıktan sonra 28.12.2016 tarihinde davalı tarafından ödendiğinin davacı tarafından beyan edilmesi karşısında, davanın konusuz kalması nedeniyle esas bakımından karar verilmesine yer olmadığına, takip konusu alacağın, faiz, vergi, komisyon ve masraf alacağı olması dolayısıyla alacağın likit olmaması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesine ve davalı borçlular itirazları ile takibin durdurulmasına sebep olmaları nedeniyle, asıl davada davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden; birleşen dosya davalısı bankanın, Genel Kredi Sözleşmesinin 3.3. maddesi uyarınca; rehin, hapis, takas ve mahsup hakkına istinaden, birleşen davanın davacısı şirket hesabına gelen EFT’yi, kredi borçlarına mahsup etme hakkı bulunduğunun kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl dava davalıları- birleşen davada davacı vekili; asıl dava yönünden; müvekkili şirketin bankanın teklifini komisyon ve masraf olmadığı takdirde kabul edeceğini beyan ettiğini, banka tarafından müvekkili firma adresine gelen formda imza esnasında el yazısı ile herhangi bir ibarenin bulunmadığını ancak daha sonra el yazısı ile ve parantez içerisinde %1 komisyon yazıldığını ve bu eklemeye müvekkili firmanın yetkilisinin parafının olmadığını, sözleşmeye sonradan eklenen ve tarafların imza veya paraflarını taşımayan hükümlerin tarafı bağlamayacağını, bunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, teminat vermediklerini, davacı bankanın müvekkilinden habersiz ve onayını almadan bu komisyonu çektiğini, sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle müvekkilinin sözleşmeden döndüğünü, işbu kredinin hiçbir zaman davacı banka uhdesinden çıkmadığını, müvekkillerinin kullanımına sunulmadığını, kullanılmayan kredi için faiz talep edildiğini, birleşen dava yönünden; mahkemenin gerekçesinde bankanın rehin, hapis, takas ve mahsup hakkının olduğunu kabul ettiğini, oysa bunun için bankanın bir alacağı olması gerektiğini, banka vekilinin alacağın tamamını tahsil ettiğini, alacaklarının kalmadığını beyan ettiğini, bankanın müvekkili firmaya gelen EFT’ye el koyduğunu, ihtara rağmen halen daha iade etmediğini, zira müvekkilinin yaklaşık 3 yıldır 195.000-TL’yi kullanabilecek olmasına rağmen kullanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, asıl dava yönünden esas hakkında karar verilmemesi ve aleyhine masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesinin, birleşen davanın ise reddinin yasa maddelerinin uygulanmasında, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü açıkça ispatladığını, kararın kaldırılarak asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl Dava; İİK m. 67 hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davacı- alacaklı banka ile davalı- asıl borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve davacı- alacaklı banka ile diğer davalı- müteselsil kefil arasında genel kredi sözleşmesine şahsi teminat olarak imzalanan kefalet sözleşmesinden kaynaklanan bakiye 141.801,04-TL alacak ile faiz ve takip fer’ilerinin tahsili için davacı- alacaklı bankanın 01.06.2016 tarihinde başlattığı İstanbul … İcra Dairesi’nin …Esas sayılı ilamsız takibe karşı davalı- borçluların ödeme emrine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. İcra takibi herne kadar 141.801,04-TL için başlatıldığı yazılı ise de icra takibi yapılan mahsup işlemleri sonucunda toplanmasında 135.457,24-TL ettiği alacaklı vekili tarafından maddi hata yapıldığı ,dava değerinin ise 111.518,96-TL olarak gösterildiği belirlenmektedir. Takipde ; 3.072.178,12- TL eşit taksitli , 489.78-TL işlemiş faiz (28.4.2016- 31.5.2016 tarihleri arası) 50.827,42-TL KMH 210.55-TL işlemiş faizi,30.282,08-TL business card,125,44-TL faiz,41,29 bsmv, 235-TL ihtarname masraf talep etmiş,- 2.968.932,64-TL ödeme , 50.000-TL 26.5.2016 tarihli ödeme düşülerek bakiye 141.801.04-TL(gerçekte 135.457,24-TL talep edilmiştir. Birleşen Dava; davacı şirketin davalı banka nezdinde bulunan hesabına dava dışı üçüncü kişi tarafından gönderilen 195.000-TL’ye, davalı bankanın alacağı olmamasına rağmen haksız olarak el konularak mahsup işleminin yapıldığı iddiası ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağın davalıdan tahsili ile iadesi istemine ilişkindir. Davacı- birleşen dava davalısı banka ile davalı- birleşen dava davacısı … Bitkileri şirketi arasında 11.03.2016 tarihinde de 3.000.000-TL bedelli eşit taksitli ticari kredi ve kefalet sözleşmesi imzalanmıştır. Yine taraflar arasında mevduat rehin sözleşmesi ve blokaj taahhütnamesi imzalanmış olup 5.000.000-TL’ye kadar mevduatın gayrı kabili rücu olarak rehin edildiği kabul ve taahhüt edilmiştir. Bu kapsamda davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırılmıştır. Taraflar arasında ihtilaf kredinin kullandırımından sonra çıktığı davalılar kredinin komisyon alınmadan kullandırılacağının taahhüt edildiği ,bu sebeble kredi kullanmaya karar verdiklerini ,davalı banka ise sebebsiz yere kredi kullanmaktan vazgeçtiklerini ipotek vermedikleri için kredideki blokenin kaldırılmadığını ileri sürmektedirler .Taraflar arasında 11.3.2016 tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı banka şubesi tarafından 11.3.2019 tarihli yazısı ekinde bilirkişiye verilen yazı ekinde belgelerin incelenmesi gerekmektedir. Yazıda ipotek vermekten vazgeçtikleri için 28.12.2016 tarihinde gelen 195.000-TL nin bakiye riske mahsup edildiği bildirilmiştir. Aynı yazı ekinde kredi kartı hesap bildirim cetvelleri incelendiğinde 24.4.2016 tarihli kredi kartı hesap özetinde son hesap bakiyesi borç 30.282.08-TL dir. Davalıların kredi kartı borcuna itirazları olmayıp icra dosyasına ödeme yapılmıştır. Hesap özetinde yazılı son ödeme tarihi .6.2016 tarihidir. Hesap katı tarihi de 27.4.2016 tarihidir.Kredi kartının mayıs ayına ait hesap özeti hesap katından sonra 24.5.2016 tarihinde ödenerek 24.5.2016 tarihli hesap özetine göre hesap bakiyesi -000-TL dir.Buna göre kredi kartı borcu hesap özetinin şirkete gönderilmesi ile eş zamanlı olarak hesap katı yapıldığı ,kanuni takibe 27.4.2016 tarihi itibariyle aktarılması nedeniyle banka tarafından tahsil edilmediği anlaşılmaktadır. 3.000.000-TL eşit taksitli krediye ait 11.3.2016 tarihli nakit kredi kullandırım talep formu bakımından davalılar %1 komisyon ilavesi el yazısı ile yazılı belgenin bilgisi dahilinde olmadığını,sonradan ilave edildiğini ileri sürmüş ,bilirkişi raporu ekinde mevcut banka şubesi tarafından bilirkişiye verilen 11.3.2019 tarihli yazı ekinde ise aynen davalıların savunduğu gibi %1 ibaresi bulunmamaktadır.Matbu boş evrakın davalı şirket tarafından imzalandığı görülmektedir. Buna göre davalıların savunmalarında haklı bulunduğu ” eşit taksitli krediye ait kredi kullandırım talep formunda el yazısıyla ” %1 komisyon ” ibaresinin davalıları bağlamayacağı ,%1 komisyon ödeneceğinde anlaşıldığı ,ipotek aşamasında davalı şirketin caydığı ididasına itibar edilmemiştir. Buna göre davalı banka tarafından yapılan işlemlerin incelenmesine geçilmiştir. Yine aynı yazı ekinde banka tarafından verilen 11.3.2019 tarihli 506.249 -1-TL KMH ekstresinde 11.3.2019 tarih 14.3.2016 valör tarihli 3.000.000-TL nin KMH hesabına aktarıldığı, 11.3.2016 tarihinde 31.500-komisyon (imzasız belgeye göre 30.000-TL olmalı) peşin komisyon tahsilatı yapıldığı ,aynı tarihde masraf 262,50+131.25-TL masraf tahsilatı yapıldığı ihtilafa dahil olmayan çek bedeli giriş çıkışından sonra 28.4.2016 tarihinde komisyon ve masraf kesintilerinden sonra hesapda kredi bedelinden kalan 2.968.982-TL nin eşit taksitli kredi borcuna mahsup edildiği anlaşılmaktadır.Bu mahsup işlemi aynı tarihde tamamlanmış,8.6.2016 tarihine kadar hesapda hiç hareket olmamıştır.Bundan sonra davalı şirket tarafın yatırılan 2.601,17_-TL çek yaprağı tahsilatı , tasfiye hesabından 26.920,77-TL tahsilat yapmış, 17.6.2016 tarihinden 28.12.2016 tarihine kadar yine hesapda hiç hareket yoktur.Davalı şirketin hesabı kullanmadığı anlaşılmakta iken 28.12.2016 tarihinde hesaba 195.000-TL para gelmiş icra takip dosyasında olan alacağına mahsuben bu paradan 28.12.2016 tarihinde 113.799,41+32.580,65-TL tasfiye hesabından tahsilat ,30.12.2016 tarihinde tasfiye alacak faizi olarak 32.580,65-TL tahsilat yapmıştır.Buna göre gelen paradan borca karşılık , icra dosyası alacağı olarak 146.380-TL mahsup işlemi uygulamıştır. 506.249 -60-TL nolu KMH hesabında 20.4.2016 tarihinde 49.875,74-TL kredi kullandırımı yapılarak (hesap katından önce ) 17.5.2016 tarihinde (kattan sonra ) 70 nolu tasfiye hesabına aktarıldığı ve hesap bakiyesinin sıfırlandığı anlaşılmaktadır. Neticede 50.000-TL 26.5.2016 tarihli tahsilat makbuzunun eşit taksitli kredi bakiyesine mahsup edildiği,bilirkişi raporunun 13.sayfasındaki tabloda görünmektedir.Davacının hesap katından sonra kullandırdığı 17.5.2016 tarihinde kredili mevduat hesabından kullandırılan kredinin yine mahsubunun 3 milyon TL kredi borcundan mahsup edildiği belirlenmiştir.Haklı olarak eşit taksitli kredi kullanımından vazgeçen şirketin KMH hesabından kullandırılan kredi borcu nedeniyle borçlu bulunduğu kabul edilemez. Bir başka deyişle davacı bankaya borçlanan davalı şirketin bu borcu ile gerçekte olmayan bir borcundan mahsup edildiğinden KMH borcunun bulunduğu da kabul edilemeyecektir.Kredi işlemleri tamamlanmadan yapılan komisyon tahsilatı nın haksız olduğu belirlenmekle ,davalı şirketin krediden vazgeçmede haklı bulunduğu ,kredi tutarının ipotek alınmadan davalı şirketin hesabına aktarımının ve bloke konularak davalı şirketin kullanımına açılmadığı ,bu durumda kredi kullandırılmış sayılmayacağı ,davalı şirketin temerrüdünün de oluşmayacağı sonucuna varılmıştır..Bankanın her zaman hesapları kat etme ve elde ettiği parayı alacağına mahsup hakkı bulunmaktadır. Ancak bu hak ve yetki iyiniyet ve doğruluk dürüstlük kurallarına uygun kullanılmalıdır.Ekstrelerin incelemesinde davalı şirket ödemelerinde mütemerrit değildir. Kullandırılan taksitli ticari krediden komisyon alınmayacağının anlaşıldığı iddiasında haklı olduğu, kredi başvuru evrakında %1 ibaresinin sonradan eklendiği ,güvence alınmadan kredi işlemleri tamamlanmadan kredi tutarının müşteri hesabına aktarılarak bloke konulmasının olağan bir uygulama olmadığı , kanuni takip hesabına aktarılan nisan ayı kredi kartı borcunun ödemesinin kabul edilmediği savunmasının doğru olduğu ,ancak mayıs ayı kredi kartı borcunun ödenerek kredi kartı hesabının da kapatıldığı anlaşılmakla , 3 milyon -TL eşit taksitli kredinin müşteriye kullandırıldığı akdi ve temerrüt faizi ile komisyona hak kazandığının kabul edilemeyeceği , kullanılmayan eşit taksitli krediden bir talep hakkı olmadığı bu sebeble kredi kartı borcunun ödeme günü gelmeden hesabı katının da haklı olmadığı anlaşılmakla asıl davanın reddine ,birleşen davadan 195.000-TL den haksız tahsil ettiği 146.380-TL mahsup işlemi yaparak alacağın tahsil edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığına hükmedilmesi yerinde bulunmamış ,asıl davada davalılar ,birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile asıl ve birleşen davada verilen kararın kaldırılmasına, yapılan eksiklik hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığından yeniden karar verilmesine asıl davanın reddine ,davacı haksız olmakla birlikte kötüniyetli görüldüğünden dava değerinin %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ,birleşen davanın kısmen kabulüne mahsup tutarı 146.380-TL nin davalı bankadan tahsiliyle davacıya ödenmesine fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Asıl davada davalılar – birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/688 Esas – 2019/551 Karar sayılı 11/04/2019 tarihli asıl ve birleşen davaya ilişkin kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Asıl davanın reddine,Asıl dava nedeniyle %20 oranda hesaplanan 22.303,79-TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiliyle davalılara ödenmesine 2-Birleşen davanın kısmen kabulüne ,davalının hesabından haksız mahsup edilen 146.380-TL’nin 29.12.2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ;”Asıl dava yönünden; alınması gereken 269,85-TL maktu karar harcının peşin alınan 1.196,85-TL harçtan mahsubu ile artan 927-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalılar vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 17.727,84-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Birleşen dava yönünden; alınması gereken 9.999,21-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 3.330,12-TL harcın mahsubu ile kalan 6.669-TL harcın davalı bankadan tahsili ile Hazineye ödenmesine, Davacı tarafından yatırılan ‬‬‬toplam 3.361,52‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 1000-TL bilirkişi ücretinin davanın kabulü oranında hesaplanan 75‬0-TL’sinin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 22.950-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı lehine 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, “Asıl davada davalı, birleşen davada davacı tarafından yatırılan 88,80-TL(44,40-TL + birleşen davada 44,40-TL) peşin istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, Asıl davada davacı, birleşen davada davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 362/1(a) maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.19/07/2023