Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2368 E. 2022/865 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2368
KARAR NO: 2022/865
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2016/1158 Esas 2019/730 Karar
DAVA: Alacak, Menfi Tespit (Alım- Satım)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin fason çanta imalatı yapmak için 15.01.2016 tarihli … ve .. sayılı faturalarda yazılı suni deriyi davalı … şirketinden ve yine davalı … şirketi tarafından üretilen bir kısım suni deriyi de 23.04.2014 tarihli …, 12.09.2014 tarihli …, 15.06.2015 tarihli … sayılı faturalarla bayisi davalı … şirketinden satın aldığını,bedellerinin bir kısmını nakit, bir kısmını çek ile ödediğini,satın aldığı suni derileri çanta üretimi için sipariş veren firmanın talebi üzerine üretim yapmadan evvel UL VS laboratuvarında analiz ettirdiğini, 24.11.2016 tarihli deney raporunda ürünlerin kamu otoritelerinin izin verdiği oranların fevkalade üzerinde kabul edilemez seviyede ve oranda kanserojen FİTALAT maddesi içerdiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 28.11.2016 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamenin keşide edilerek satın alınan ürünlerin (gizli) ayıplı olduğunun davalılara bildirildiğini, alım-satım sözleşmesinden dönme hakkının kullanılarak ayıplı mallarını derhal iade almalarını, 141.000-TL mal bedelini ödeme gününden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte iade etmelerini, mal bedelinin ifası kapsamında verilen ve halen vadesi gelmeyen …sının 31.11.2016 keşide tarihli … seri numaralı 15.000-TL meblağlı,30.01.2017 keşide tarihli … seri numaralı 100.000-TL meblağlı çekleri iade etmelerini ,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000-TL zarar ile kâr kaybı ve ihtarname masrafı olan 290,23-TL’yi ödemelerini istediğini, ihtarnamenin davalı …’e 29.11.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, diğer davalıya tebligat yapılamadığını, bu arada davalı … şirketinin 31.11.2016 keşide tarihli 15.000-TL bedelli çeki bankaya ibraz ettiğini, ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, 31.11.2016 keşide tarihli 15.000-TL meblağlı çekin davalı … şirketi tarafından bankaya ibraz edildiğini, 30.01.2017 keşide tarihli … seri numaralı 100.000-TL meblağlı çekin ise davalı hem satıcı hem de üretici olan … şirketinde olduğunu, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla davalıların tahsil ettikleri satış bedeli 141.000-TL’nin şimdilik 14.000-TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsilini, 2 adet çekler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitini, şimdilik 1.000-TL zarar ve kâr kaybı (500-TL üretim yapılamaması+100-TL ticari itibar kaybı+400-TL muhafaza masrafı) ve ihtarname masrafı olan 290,23-TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … şirketi vekili,müvekkili şirketin hiçbir şekilde üretim yapmadığını, üretici firmalardan aldığı ürünlerin satışını yaptığını, davalı müvekkili şirket ile diğer davalı şirket arasında hiçbir hukuki yada fiili bağın bulunmadığını, davacının iddia ettiği bayilik ilişkisi dahil hiçbir ilişkinin olmadığını, iki farklı kişiden iki farklı ürün için açılan iki farklı davanın mevcut olduğunu,davacıya 15/01/2016 tarih … sıra nolu ve 15/01/2016 tarih … sıra nolu faturalara konu “suni deri” satışının yapılarak aynı tarihte davacı tarafa teslim edilerek karşılığında … Bahçelievler Şubesine ait 30/01/2017 keşide tarihli çekin alındığını, davacıya satılan suni derilerin de Fitalat içermediğini, davacı tarafın test ettirdiğini ve içerisinde yüksek oranda Fitalat içerdiğini iddia ettiği ürünlerinin müvekkili şirkete ait olmadığını, kötü niyetli olarak huzurdaki davanın ikame edildiğini, davaların ayrılmasına,davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … Ltd. Şti., davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının deposundaki malların davalıdan alınan mallar olup olmadığının tespiti yapılamadığı, malların depolama sorumluluğunun davacıda bulunduğu,davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği malların davalıdan alınan mallar olduğu konusunda ispat yükümlülüğünün bulunduğu, dosya kapsamına ve laboratuar sonuçlarına göre fitalat içeriği taşıyan suni deri parçalarının davalılar tarafından davacıya satılan mallar olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, yerinde yapılan incelemede de ayıplı mal olduğu iddia edilen malların net olarak davacı tarafından dosyaya sunulamadığı, her ne kadar bazı az deri kumaşların ayırt ecici özelliği var ise de bu malın da fitalatı yüksek olduğu iddia edilen ve davaya konu edilen mal olup olmadığının belirlenemediği, bu itibarla ayıplı mal yönünden iddia ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalılardan çanta üretimi için alınan suni derilerde yapılan analizde kabul edilemez seviyede kanserojen fitalat maddesi içerdiğinin tespit edildiğini, gizli ayıp niteliğinde olduğundan BK’nın 223 vd. maddelerinin uygulanması gerektiğini, ayıp ihbarının süresinde olduğunu, davacının sözleşmeden dönme hakkının olduğunu, malların ayıplı çıkması nedeniyle üretim yapılamadığından zarara uğradıklarını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, tanıkların dinlenmediği gibi ek raporda da itirazların karşılanmadığını, konunun uzmanı bir bilirkişi seçilerek kâr kaybı zararının hesaplanmasını talep ettiklerini, davacının aldığı mal miktarının dosyaya sunulan belgeler ile yaptığı işin belli olduğunu, ek rapordaki depolama zararının davalıdan talep edilemeyeceği varsayımına dayalı olarak depolama zararı olmadığına dair çıkarımın hatalı değerlendirmeye dayandığını, suni deri çanta üretiminde fire oranının İTO Başkanlığından sorulması,teknik bilirkişi tarafından alınan numunelerin laboratuvarda tetkikine karar verilmesi talep edilmiş ise de, taleplerinin dikkate alınmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı tarafından çanta imalatı için davalılardan satın alınan suni derilerin ayıplı olduğu iddiası ile, davacı tarafından davalılara ödenen 141.000-TL bedelin 14.000-TL’lik kısmının iadesi, vadesi gelmeyen ancak mal bedeli olmak üzere davalılara verilen çeklerin aynen iadesi ile çekler nedeni ile toplam 115.000-TL borçlu olunmadığının tespiti, üretim yapılamaması nedeniyle 500-TL kar kaybı tazminatı, çeklerin ibrazı … vb. nedeniyle ticari itibarın zedelenmesi nedeniyle uğranılan 100-TL zararın tazmini ile malların iade alınmaması nedeniyle muhafaza gideri olarak sarf edilen 400-TL zararın tazmini istemine ilişkindir. Eldeki davada; davacı, 15.01.2016 tarihli … ve … sayılı faturalarda yazılı suni deriyi davalı … şirketinden, davalı … şirketi tarafından üretilen bir kısım suni deriyi de 23.04.2014 tarihli 219957, 12.09.2014 tarihli …, 15.06.2015 tarihli … sayılı faturalarla diğer davalı … şirketinden aldığını, satın alınan emtiaların 24.11.2016 tarihli laboratuvar analiz sonucuna göre ayıplı çıktığını, ayıp ihbarının İstanbul … Noterliği’nin 28.11.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı … firmasına 29.11.2016 tarihinde ihtar edildiğini, diğer davalıya ise adresi değiştiğinden bahisle tebligat yapılamadığını ancak ihtarnamede yazılı adresin … şirketinin tescilli adresinin olduğunu, emtiaların depoda muhafaza edildiğini beyan etmiştir. Taraflar arasında, suni derilerin özelliklerinin belirtildiği her hangi yazılı bir sözleşme mevcut olmamakla; davacıya, davalılar tarafından 2014,2015,2016 yıllarında 5 ayrı fatura ile suni deri satılıp teslim edildiği, faturalar içeriğinde suni derilerin özel adı, rengi, kod numarası, lot numarası veya barkod kodu kaydının bulunmadığı görülmüştür. Davacının müşterisinin isteği ile UL VS Laboratuvarında yaptırdığı azo boyar maddeler ve fitalatlar içeriği test raporunda sadece laboratuvara teslim edilen 6 adet suni deri parçalarının renkleri yazmakta olup derilerin özel adı, rengi, kod numarası, lot numarası ve/ veya barkod kodu vb. gibi özellikleri raporda bulunmamaktadır. Test raporu içeriğinden testi geçemeyen deri parçalarının davalılar tarafından davacıya fatura ile satılan deri parçaları olup olmadığı açıkça belirlenememektedir. Dava konusu suni deri parçaları incelenmek üzere mahallinde yapılan teknik incelemeye göre; davacının bildirdiği adresteki iş yeri deposunda bulunan düzgün bir şekilde sarılı olmayan 7 ayrı renkte yaklaşık 2500 metre kadar olan suni deri toplarının bulunduğu, suni deri toplarının az bir kısmının üzerinde … isimli firma etiketinin bulunduğu, topların çoğunluğunda etiket vb. tanıtıcı/ ayırt edici bir işaretin bulunmadığı bilirkişiler tarafından tespit edilmekle depodaki ürünlerin davalı şirketlerden satın alınan suni deriler olup olmadığı açıkça belirlenememiştir. Dosyaya sunulu somut deliller, incelenen ürünler ile fatura içerikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her ne kadar ürün satışına dair faturalar varsa da faturalarda ürünlerin ayırt edici özelliğinin bulunmadığı, incelenen ürünlerin satılan ürünler olup olmadığının açık ve net bir biçimde tespit edilemediği, test raporu içeriğindeki suni deriler ile satılan suni derilerin aynı olup olmadığının belirlenemediği saptanmakla davacının davasının ispat edilemediği anlaşılmaktadır. İlk derece Mahkemesi tarafından başkaca yapılması gereken eksik tahkikat bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022