Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2363 E. 2022/655 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2363
KARAR NO: 2022/655
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2012/777 Esas – 2018/1002 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili bankanın kredili müşterisi davalı …Ltd. Şti. lehine kredi kullandırıldığını ve kredilerin teminatını teşkil etmek üzere kredi borçlusuna ait beş adet araç üzerinde rehin tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının 07.05.2012 tarihinde kat edilerek alacağın muaccel hale geldiğini, borçlu şirkete Üsküdar … Noterliği’nin 08/05/2012 tarihli ihtarnamesi ile alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine borçlu şirket aleyhine Ümraniye … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davalının talep edilen borca ve ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini,müvekkilinin kat tarihi itibariyle 2.350.407,06-TL nakit ve 297.361,03-TL gayrı nakit alacağının bulunduğunu,borçlunun faize yönelik itirazının dayanağının bulunmadığını belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; rehinli takibe konu edilen araçların yalnızca taşıt kredisi karşılığı rehnedildiğini, müvekkilinin taşıt kredisi borcunun toplam 21.292-TL olmasına karşın 2.000.000-TL üzerinden takip başlatıldığını, davacının rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurması gerekirken Kartal … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlattığını, davacı tarafından talep edilen akdi ve temerrüt faiz oranlarının yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, ayrıca alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından davalı adına döviz , taksitli araç, esnek ticari hesap, doğrudan borçlandırma , kredili otomatik proviz -yon sistemi, teminat mektubu ve çek karnesi kredisi açıldığı, ödemelerin zamanında yapılmaması nedeni ile hesabın kat edilerek icra takibi başlatıldığı,200.000-TL alacak için itirazın iptali için açıldığı, dava dilekçesinde rehinli araçların kasko bedelleri toplamı şeklinde beyanda bulunulmuşsa da araçların kasko değerleri hakkında herhangi bir bilgi verilmemiş olması nedeniyle, … Şirketleri Birliği’ne yazılan müzekkereye verilen cevapta rehin tarihi itibariyle toplam kasko değerinin 171.100-TL olduğunun bildirildiği,bilirkişi raporlarında davacı alacağının daha fazla olduğu yönünde görüş bildirilmişse de, davacı rehinli araçların bedellerini dava ettiğinden, araçların rehin tarihi itibariyle kasko değerleri esas alınarak alacağın tespit edildiği, sözleşmede temerrüt faiz oranı olarak temerrüt tarihindeki en yüksek banka mevduat faizinin %50 fazlası olarak belirlendiğinden, %63ün%50 ilavesiyle %94,5 oranda faiz talep edebileceği gerekçe -siyle,davalının itirazının 171.100-TL alacak için iptaline %94,5 faiz işletilmesine ,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; mahkemece rehinli araçların takip tarihindeki kasko değerleri esas alınarak karar verilmesi gerekirken, rehin tarihi olan Ocak 2011 tarihindeki kasko değerlerinin esas alınmasının hatalı olduğunu, takip tarihi itibariyle müvekkilinin toplam 2.531.146,61-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği 31.03.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinin 44. maddesi gereğince rehinlerin tüm kredi alacağının teminatını teşkil ettiğini, müvekkilinin alacağının rehin takibinde talep edilen tutardan çok daha fazla olduğundan 2011 tarihli kasko değerleri toplamının talep edilebileceği yönündeki tespitin haksız olduğunu, davalının alacağa, rehin hakkına ve faiz oranına yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, rehinli araçların takip tarihi itibariyle kasko değerleri esas alınarak karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 2.415.072-TL nakit ,297.361-TL gayrinakit alacağın tahsili için başlatılan menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 09.05.2007 ve 31.03.2010(2) tarihli üç adet genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeler kapsamında davalıya çeşitli krediler kullandırıldığı, teminat mektubu kredisi ile çek karnesi kredisi açıldığı,borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın 07.05.2012 tarihinde kat edilerek davalıya Üsküdar … Noterliği’nin 08.05.2012 tarihli hesap kat ihtarnamesinin 08.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme için verilen 24 saatlik süre sonunda davalının 10.05.2012 tarihinde temerrüde düştüğü,davacı tarafından 2.415.072-TL nakit,297.361-TL gayrinakit alacağın tahsilini teminen İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı şirket aleyhinde menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Taşınır rehni; asıl alacaktan başka sözleşme ve gecikme faizini ,takip ve mahkeme masraflarını ,sözleşmeye aykırılık nedeniyle alacaklı lehine doğabilecek tazminat talebini ve cezai şart kararlaştrılmışsa bu cezai şartı da kapsar.(TMK 946)Taşınır rehni ile hangi alacağın teminat altına alındığının ferden tayin edilebilmesi gerekir. Rehnin tesisi anında alacağın miktarının Türk parasıyla değerinin gösterilmesi ,bazı istisnalar dışında taşınmaz rehninde olduğu gibi gerekli değildir.Rehnin paraya çevrilmesi esnasında alacağın değerinin parayla ifade edilebilir olması yeterli olur. 31.03.2010 tarihli ve 3.000.000-TL tutarlı genel kredi sözleşmesinin 44. maddesinde; rehin verenin, sözleşmenin 29. maddesine göre açılacak taşıt kredisinden ve diğer maddelerine göre açılacak tüm kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak, maddede detayları belirtilen motorlu nakil vasıtalarını bankaya rehin ve teslim ettiğini, rehnin kredi borcu tamamıyla sona erene kadar yürürlükte kalacağı kararlaştırılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte 2.415.057,87-TL nakit ve 2.531.146,61-TL gayrı nakit alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu tespit doğrultusunda davacının alacak tutarı toplam 4.946.204,48-TL olup, davacı tarafça 200.000-TL(araçların kasko değerleri) alacak için itirazın iptali davası açılmıştır.Genel kredi sözleşmesinde araçlar üzerindeki rehnin, davalı kredi borçlusunun kullandığı taşıt kredileri ile diğer tüm kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlarını teminat altına aldığı düzenlendiğinden rehin davalının tüm kredi borçlarına teminat teşkil etmektedir.Davacının gösterilen dava değerinden daha fazla alacağının bulunduğu tespit edildiğine göre, davacının dava dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.Takipde tahsili istenen alacağın miktarının daha fazla olması alacaklı ancak rehinli araçların satış bedeli kadar alacağını tahsil edebileceğinden itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılmasına engel bulunmamaktadır.Kısmi dava tutarı yanına (içine) kasko değeri yazılması ,kasko değeri ile sınırlı olarak talepde bulunulduğunu kabule yeterli sayılmamıştır.Zira araç icra dairesinde satışa çıktığında kasko değerini aşan bir bedelle satışı mümkün bulunmaktadır.Davacı alacaklı tümünü tahsil edemeyeceği aşikar olan alacak tutarı yerine ,gereksiz yere daha fazla yargı giderine yol açmamak için açtığı davada araçların tahmini satış değeri kadar bir değer göstermesi kabul edilebilir bir durumdur. Dava değerinin açıkça gösterilen 200.000-TL olarak kabulü gerekirken dava değerinin araçların kasko değeri olarak kabul edilerek 200.000-TL den daha fazla alacağı bulunduğu tesbit edilen davacının davasının bir kısmının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata nedeniyle yargılama yapılması gerekmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına hükmün kesinleşen kısımları dikkate alınarak ,yeniden hüküm verilerek “davanın kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2018 Tarih 2012/777 Esas 2018/1002 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; Davanın kabulüne, Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin (Kapatılan Ümraniye … İcra Dairesi) … esas sayılı takibine yönelik itirazının 200.000-TL asıl alacak bakımından iptaline ,asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %94,5 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilerek devamına, Kabul edilen alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 40.000-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 13.662-TL nispi karar harcından mahkeme veznesine yatırılan 2.970-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10.692‬‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen 2.994,45‬-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan toplam 1.774,50‬-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı vekili için takdir olunan 22.450-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafça yatırılan 44,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 92,80-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022