Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2359 E. 2019/1670 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2359
KARAR NO : 2019/1670
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI : 2019/281 Esas- 2019/1094 Karar
DAVA: Çek İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/12/2019
Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu bir çekin müvekkili yedinde iken kaybolduğunu, çekin üçüncü şahısların eline geçmesi halinde müvekkilinin mağdur olacağını ileri sürerek çekin zayi nedeniyle iptaline, ayrıca 3.kişilere ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, çeke ilişkin banka cevabı yazısında çekin ibraz edildiğinin bildirildiği, akabinde davacıya ihtarlı tebligat çıkartılarak çeke ilişkin istirdat davası açmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından ibraz edilen 04.10.2019 tarihli dilekçe ile, istirdat davası açmak üzere arabuluculuğa başvurulduğunun bildirdiği ve buna ilişkin başvuru formunun ibraz edildiği, ancak iş bu dilekçenin dosya arasına 30.10.2019 tarihinde alındığı, bu nedenle 23.10.2019 tarihli duruşmasız ön inceleme tutanağındaki kısa kararda istirdat davası açılmadığından konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, çek üzerindeki ödeme yasağının kaldırılmasına ilişkin karar verildiği gerekçesiyle davacı verilen kesin sürede istirdat davası açmadığından dava konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, ilgili bankaya müzekkere yazılarak çek üzerindeki ödeme yasağının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davacı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 25.09.2019 tarihinde taraflarına istirdat davası açmaları için 1 haftalık kesin süre verdiğini ve 04.10.2019 tarihli dilekçede dava için arabuluculuk yoluna başvuru zorunlu olduğundan bu yola başvurulduğunun bildirildiğini ve ilgili belgelerin eklendiğini, bu dilekçe sisteme kayıtlı olduğu halde sehven dosya arasına alınmadığını ve mahkemenin davanın konusuz kalmasına karar verdiğini belirterek ödeme yasağının kaldırılması kararının kaldırılarak ödeme yasağının devamına karar verilmesini, ayrıca davanın konusuz kaldığı yönündeki kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, TTK’nun 818/1-s yollamasıyla 757-764. maddeleri hükümlerine göre zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. Kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması nedeniyle, senedin zayi olması halinde hak sahibine iptal kararı alarak hakkını senetsiz olarak ileri sürme ya da yeni bir kıymetli evrak tanzimini isteme olanağı tanınmak istenmiştir. Öte yandan Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, çek iptali istemlerinde yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, mahkemece çek iptali isteminde bulunan talep edene, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması için süre verilmeli ve istirdat davasının açılması halinde çek iptali davasının konusuz kaldığı düşünülerek esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı, açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulması gerekir.Somut olayda yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması üzerine davacı tarafa hamile karşı çek istirdatı davası açması için kesin süre verilmiş, davacı vekili verilen kesin sürede sunduğu 04.10.2019 tarihli dilekçesinde çek istirdatı davasınının arabuluculuk dava şartına tabi olduğundan bahisle 04.10.2019 tarihinde öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulduğuna dair başvuru formu sunmuş olup, bu durumda davacının dava açma iradesinin mevcut olduğu ancak yasal zorunluluk gereği öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulduğu dikkate alınarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekir. Nitekim ilk derece mahkemesince de gerekçesi hatalı olsa da sonucu itibariyle bu yönde karar verilmiştir, ne var ki ihtiyati tedbir kararının kaldırılması doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353(1)b-2 gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2019 Tarih 2019/281 Esas 2019/1094 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Konusu kalmayan davanın esası hakkında bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,Ödeme yasağı kararının devamına, ” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Talep halinde kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/12/2019