Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2358 E. 2020/621 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2358
KARAR NO : 2020/621
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2019
NUMARASI : 2019/437 2019/923
DAVA: Ticaret Sicili kararına İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkil şirketin olağan genel kurul toplantısında temsil etmek üzere …, 22/05/2019 tarihli başkanlık yazısı ile yetkilendirilmiş ve olağan genel kurul toplantısının 23/05/2019 tarihinde … ve hazirunların katılımı ile gerçekleştiğini, 24/05/2019 tarihinde müvekkil şirket tarafından başvuru yapılarak tescil ve ilan talep edildiğini, 31/05/2019 tarihli incelemede eksiklik tespit edildiğini ve bu eksikliklerin 1 ay içerisinde tamamlanmasının istenildiğini eksikliklerden sadece “Genel Kurulda tüzel ortak …nı temsil edecek şahsın ataması ile ilgili belediye meclisi kararı evrağa eklenmeli” şeklinde kurulan hükmün ise açıkça usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle tatbiki mümkün olmadığını ve bu yüzden gönderilemediğini,1 aylık süre içerisinde 28/06/2019 tarihli başvuru ile geçici tescil talebini içerir şekilde bir başvuruda bulunulduğunu, Beylikdüzü Belediye Meclisi kararı şartı araması açıkça yasalara aykırılık teşkil ettiğini, sermayesinin tamamının belediyeye ait olan şirketin genel kuruluna temsilcisi atanması yetkisinin belediye başkanında olduğunun açıkça ortada olduğunu, Ankara 10. ATM’nin 2019/269 Esas-2019/499 Karar sayılı ve 14/06/2019 tarihli güncel kararında bu hususlara açıklık getirildiğini belirterek karar kesinleşinceye kadar geçici tescil yapılmasına, kararın kesinleşmesi ile ticaret sicil müdürlüğü kararının iptal edilerek kesin tescil ve ilana karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; belediyelerin kuruluşu, organları, yönetimi, görev, yetki ve sorumluluklarının Anayasa’nın 127. maddesine uygun olarak 5393 sayılı Kanun’la düzenlendiği, Anayasa madde 11’de belirtilen normlar hiyerarşisi ilkesi ile anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi gereğince yasal düzenlemelerin somut uyuşmazlığa uygulanması gerekirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün 13.05.2019 tarih ve 103708 sayılı bakanlık görüşü doğrultusunda karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı … Müdürlüğü’nün 03.07.2019 tarihli kararının iptaline ve ilgili başvurunun tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; dava konusu olayın özünü oluşturan idari işlemin değerlendirilmesinin de idarenin görev alanına girdiğini, dava konusu şirketin genel kurulunda yönetim kurulu üyeliğine doğrudan belediye başkanı değil belediye tüzel kişiliğinin seçilmiş olup öncelikle bu seçimin bunun bilinçli olduğunun değerlendirilmesi gerektiğini, belediye başkanının belediye idaresinin tüzel kişiliğinin temsilcisi olmasına ilişkin 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 37. maddesinin devamı 38. madde ile bir bütün olduğu ve dava konusu olaydaki temsil yetkisi bakımından doğrudan uygulanabilir hüküm olmadığını, belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olunması ile belediyeden ayrı bir varlığı bulunan ve kanun çerçevesinde meclis kararı ile kurulan bir şirketin temsilinin aynı olamayacağının açık olduğunu,belediyelerin genel yetkili karar organı “belediye meclisi” olmakla birlikte, dava konusu olayda yer alan şirket kurmak ve dolayısıyla kurulan şirketin yönetim kurulunda yer almak, belediyelerin temel ve genel görevleri arasında bulunmayan ve aslında belediyelerin özel düzenlemelerle yetkili kılındığı bir özel alan olduğundan, dava konusu olayda karara yetkili organının belirlenmesinde özel düzenlemelerin de değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Somut olayda uyuşmazlık; …’nın, …A.Ş. genel kurulunda belediye tüzel kişiliğini temsil edecek temsilciyi atama yetkisinin belediyenin hangi organı tarafından kullanılacağı noktasındadır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tescil başvurusunu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün 13.05.2019 tarih ve 103708 sayılı görüşü doğrultusunda 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca ortaklıklara ve bağlı kuruluşlara temsilci atama yetkisinin belediye meclisinde olduğu,oysa ki tescili istenen olağan genel kurulunda temsilcinin Belediye başkanı tarafından yapılması nedeniyle davacının tescil talebi reddedilmiştir.Beylikdüzü Belediye Başkanı’nın 22.05.2019 tarihli yazısıyla …’nin temsilci olarak atandığı, 23.05.2019 tarihli şirket olağan genel kurulunun … katılımı ile gerçekleştiği, genel kurul kararının tescil ve ilanı için 24.05.2019 tarihinde İstanbul başvuru yapıldığı,31.05.2019 tarihli karar ile eksikliklerin giderilmesi için Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 34. maddesi uyarınca bir aylık süre verildiği ve tanınan bu süre içerisinde 28.06.2019 tarihinde davacı tarafından yeniden başvuru yapıldığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 03.07.2019 tarihli kararı ile tescil talebini reddettiği ,red kararının 09.07.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.Davacı tarafça 16.07.2019 tarihinde TTK.’nın 34.’maddede belirtilen sekiz günlük sürede karara itiraz edilmiştir. 5393 sayılı Belediye Kanunu 18. maddesinde belediye meclisinin görev ve yetkileri, düzenlenmiştir.Belediyenin bağlı kuruluşlarına, ortaklıklarına, şirketlerine temsilci atama yetkisinin belediye organlarından hangisi tarafından kullanılacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. 5393 sayılı kanunun 18. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde “Bütçe içi işletme ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek” hükmü yer almaktadır.Düzenleme ortaklıkların kurulmasına ve ortaklıktan ayrılmaya ilişkindir.Aynı kanun’un 37. maddesinde ise belediye başkanı; belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek yetkisinin bulunduğu, (p) bendinde ise; kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi ve belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkiler kullanmanın, belediye başkanının görev ve yetkisinde olduğu düzenlenmiştir. Belediye tüzel kişiliği adına vekalet vermek de başkanın yetkisindedir.Belediye Meclisine verilmiş yetkiler dışında kalan hususlarda yetkili bulunan başkanın bağlı şirketin genel kurulunda temsili sağlanmak üzere temsilci atayamayacağını kabul yasal düzenlemelere aykırı olacaktır. İlk derece mahkemesince ; davanın kabulü ile davalı … Müdürlüğü’nün 03/07/2019 tarihli red kararının iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Hatalı işlem ile davanın açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargı gideri tahsiline karar verilmesi HMK 326 gereği olduğundan istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2020