Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2350 E. 2019/1652 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2350
KARAR NO : 2019/1652
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2019 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2019/358 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/12/2019
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin dava dışı …. Ltd.Şti.’nde %50 pay sahibi ve şirketi temsile yetkili müdür olduğunu, davalının da şirketi temsile yetkili müdür ve şirketin %15 pay sahibi ortağı olduğunu, davalının kendi çıkarlarına göre yapılanmaya çalışma ve şirketi idare etme çabasına,şirket üzerinden haksız ve hukuka aykırı maddi menfaatler elde etme yoluna gittiğini, davalının şirket müdürlük görevinden TTK 630.maddesi gereği haklı nedenle azline, yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına, davalının şirketi zarara uğratan faaliyet ve şirket adına yaptığı işlemlerin engellenmesi amacıyla müdürlük yetkisinin dava kesinleşinceye kadar kısıtlanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yaklaşık ispatın gerçekleşmediği, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, HMK 389 vd madde hükümlerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerçeğe yakın bir ispatın başarılmasının yeterli olduğunu, davalının, oğlu … şirketin arsa sahibi olduğu inşaatta şantiye şefi olarak, fiilen orada şantiye şefliği yapmadığı halde ilgili kurumlara bildirimde bulunması için ikna ederek, oğluna haksız kazanç yarattığını, davalının şirket merkezinin adresini bilinçli ve kasıtlı olarak belediyede değiştirdiğini ve kendi ev adresini bildirdiğini, resmi evraklar ve ceza tebligatlarının 7 ay boyunca şirketin eline geçmediğini, bu süreçte davalının belediyeye itiraz etmediği gibi müvekkiline de bilgi vermediğini, şirketin itiraz, düzeltme ve diğer idari ve hukuki haklardan mahrum ettiğini, müvekkilinin hiç suçu olmadığı halde hakkında ceza davası açıldığını, davalının mevzuata aykırı olarak, hem müvekkilinin yetkilisi olduğu inşaat şirketinin müdürlüğünü yaptığını, hem de inşaatı denetleyen …Denetim Şirketine bağlı olarak çalıştığını, denetim firmasının çalışanının kendi yapısının denetçisi olamayacağını, davalı hakkında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve 4708 sayılı kanuna muhalefet suçlarından dava açıldığını, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 630/2.maddesi uyarınca, haklı sebeplerle limited şirket müdürünün yönetim ve temsil haklarının kaldırılması (azli) ve davalının müdürlük yetkisinin kısıtlanması için dava kesinlesinceye kadar tedbiren davalı şirkete kayyum atanması istemine ilişkindir.TTK 625. ve 626.maddelerine göre, müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. Müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidirler. TTK 630.maddesinde, geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd.maddeleri uygulanmalıdır.6100 Sayılı HMK 389/(2) Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Ayn yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda şirketin münferit yetkilisi bulunan davacı ve davalı arasında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır. Şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır. Davacı, davalının şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını istemektedir. Geçici hukuki koruma önlemi alınırken, tarafların menfaat dengesinin ve şirketin menfaatlerinin korunması gerekir.Çift imza ile her iki yönetici tarafından müşterek kullanılması ihtimalinde ise müdürler arasındaki uyuşmazlık nedeniyle şirket karar alamaz ve yönetilemez hale gelebileceğinden bu yönde verilecek tedbir kararı şirketin ve tarafların menfaat dengesine uygun olmayacaktır. Dosya kapsamında ki bilgilere göre davacı ve davalı müdür hakkında diğer ortakların açtığı azil davasının halen İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2200 Esas sayılı dava dosyasında derdest olduğu ,anılan dosyada şirket temsilcilerinin işlemlerini denetlemek üzere denetim kayyımı atandığı ve halen görev yaptığı ,şirketin yönetimi ile ilgili geçici hukuki koruma sağlandığı görülmüştür. Her iki müdür hakkında devam eden azil davasında şirkete denetim kayyımı atanıp şirketin uzun yıllardır kayyım denetiminde olduğu anlaşılmakla mahkemece davalı müdürün temsil yetkisinin kaldırılmasına yönelik tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı-ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/12/2019