Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2348 E. 2022/603 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2348
KARAR NO: 2022/603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/04/2019
NUMARASI: 2017/767 Esas 2019/268 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı şirket hakkında kaybedilen eşya bedelinin ödenmesine dayanan takip başlattıklarını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili tarafından 08.06.2017 tarihinde davalı şirketin Sefaköy şubesine 3 adet el terminali cihazının teslim edildiğini, ancak kargonun alıcısına teslim edilmediğini, yapılan araştırmalar sonucunda kargonun kaybolduğunun anlaşılması üzerine 23.06.2017 tarihinde davalı şirkete başvurarak malların bedelinin ödenmesini talep ettiklerini, ancak hiçbir ödeme yapılmadığını, davalının sorumluluğunda iken kaybolan 3 adet cihazın birim fiyatı KDV dahil 2.489,94-TL olup, ürün bedeli toplamının 7.469,82-TL olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taşımada müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını, kargonun teslimi sırasında müvekkiline bir değer beyan edilmediğini, davacının kargo içeriğinin … cihazı olduğunu kanıtlayamadığını, kargo içeriğine ilişkin olarak davacı tarafından sunulan taşıma tarihinden 1,5 yıl öncesine ait fatura ve irsaliyenin ispata elverişli olmadığını, ayrıca emtianın arızalı veya ikinci el bir ürün olup olmadığının da bilinmediğini, müvekkilinin kastı veya ağır kusuru bulunmadığından müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının 08.06.2017 tarihinde davalı şirketin Sefaköy şubesinden 3 adet el terminali cihazı dava dışı müşterisine göndermek üzere teslim ettiği, kargonun müşteriye ulaşmadığını öğrenmesi üzerine yapılan araştırmada kaybolduğunun anlaşıldığı, kargo içinde yer alan emtianın bedelinin 7.469,82-TL olduğundan bahisle işlemiş faiziyle birlikte toplamda 7.580,33-TL alacağın davalıdan tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davacının taşımaya konu emtianın iddia ettiği gibi 3 adet … model el terminali cihazı olduğunu ispatlayamadığı, sunulan fatura ve sevk irsaliyesinin bu hususu ispata yeterli olmadığı, kargonun 1 kg miktarında belirsiz emtia olarak taşındığı, davalının sadece TTK’nın 875. maddesi gereği taşıma için aldığı malın kaybından kaynaklanan zarardan sorumlu olduğu, TTK’nın 882. maddesi gereği yurtiçi değer konulmamış veya sigortalanmamış posta kargosu veya kargo gönderilerinin kaybolması, çalınması veya tamamının hasarı halinde, ödenecek tazminatın, kilogram başına en fazla 8,33 SDR ile sınırlı olduğu, buna göre davacının 08.06.2017 tarihinde 1 SDR 4,9146-TL olmakla, 40,94-TL tazminattan ve yine 5,61-TL navlun bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; müvekkili şirketin ürünleri doğru ve tam adres bilgisi ile gönderdiğini, bu nedenle bilirkişi raporunda müvekkiline kusur izafesinin hatalı olduğunu, fatura tutarı davalının kabulünde olup, bilirkişi raporunda malların bedelinin tespit edilmesinin hatalı olduğunu, bir yıllık kullanım süresi sonrasında daha 3 yıllık kullanım ömrü olan ürünleri %75 değil %25 kullanım ömrünü tamamladığı açık olup bilirkişinin hatalı hesaplama yaptığını, kargo içeriği … model el terminali cihazları olup, içerik yönünden bir belirsizlik bulunmadığını, ambar tesellüm fişinde de taşınan malların … firmasından alınan mallar olduğunun açık olduğunu, davalının sorumluluğundayken kaybolan kargonun içinde yer alan 3 adet cihazın birim fiyatı KDV dahil 2.489,94-TL olup, 3 adet ürün bedelinin toplam 7.469,82-TL olduğunu, TTK’nın 880. maddesi gereği malların değerinin hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yurt içi taşıma sözleşmesi kapsamında zayi edilen emtia bedelinin tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda; davacı tarafından 3 adet … model el terminali cihazının onarım için dava dışı … firmasına teslim edilmek üzere taşıma sözleşmesi kapsamında 08.06.2017 tarihinde davalıya teslim edildiği, ambar tesellüm fişinde emtianın niteliğine dair açıklama bulunmasa da, isimlerin altında “…” ibaresinin yazılı olduğu, emtianın davalı tarafından alıcısına teslim edilmeyerek kaybedildiği, ancak davalı tarafından emtianın kayıp nedenine ilişkin olarak herhangi bir açıklama yapılamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kargonun ziyaı taşıma sırasında meydana gelmiş olup, davalı taşıyıcı tarafından bir açıklama da yapılamadığına göre, davalı, taşıma konusu emtianın kaybında ağır kusurlu kabul edilmelidir. Bu kapsamda davalı tarafından, sorumluluktan kurtulmasını sağlayacak nitelikte bir delil de sunulmamıştır. Davalının, emtianın kaybına pervasızca davranışı ile sebebiyet vermesi nedeniyle, TTK’nın 886. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulma hallerinden yararlanması da mümkün değildir. O halde davalının taşıma sırasında kargonun kaybı sonucu oluşan zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Teslim tutanağında kargo içeriği hakkında bir açıklama bulunmasa da; davacı tarafça sunulan fatura ve sevk irsaliyesi, davacı ile r… firması çalışanı arasında gerçekleşen arızalı cihaz gönderimiyle ilgili 05.04.2016 tarihli e-posta yazışması ve ambar tesellüm fişinde yer alan “…” ibaresi karşısında, davalı tarafından taşıma sırasında kaybedilen emtianın 3 adet … model el terminali olduğunun kabulü gerekmektedir. Davalının sorumluluğunun belirlenmesi amacıyla tazminata esas alınacak değerin ise, TTK’nın 880. maddesi gereğince eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, cihazların ekonomik ömrü 4 yıl olup dava tarihinde 1 yıllık kullanım ömrünü tamamlamış oldukları belirtilerek, her biri 1.582,59-TL olmak üzere 3 adet cihaz değeri 4.747,77-TL olarak hesaplanmıştır. Bu değer cihazların kalan 3 yıllık ömrüne göre dosya kapsamına uygun olup, davacı vekilinin bilirkişinin değer hesaplamasına yönelik istinaf gerekçesi yerinde görülmemiştir. Diğer yandan sınırlı sorumluluk halleri TTK’nın 882. maddesinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 886. maddesi hükmüne göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı, kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Somut olayda da davalının pervasızca davranış niteliğinde ağır kusurlu olduğu tespit edilmekle, TTK’nın 882. maddesindeki sorumluluk sınırlamasından yararlanması olanaksızdır. Bu nedenle açıklanan ilkeler doğrultusunda davanın kısmen kabulü gerekirken yazılı şekilde sınırlı sorumluluğa hükmedilmesi hatalıdır. Davacı tarafından davalıya ibraz edilen ve ödeme istemini içeren yazının 23.06.2017 tarihinde davalıya tebliği nedeniyle davalı bu tarih itibariyle temerrüde düşmüş olup, yapılan hesaplamada icra takip tarihine kadar olan dönem için talep edilebilecek işlemiş faiz tutarı 56,19-TL olarak tespit edilmiştir. Ayrıca alacak likit olmayıp miktarının tespiti yargılama gerektirdiğinden, tarafların icra inkar tazminatı ile kötü niyet tazminatı istemlerinin de reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/767 Esas 2019/268 Karar sayılı 08/04/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 4.747,77-TL asıl alacak ve 56,19-TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya dair istemin REDDİNE, Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı istemi ile davalının kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 328,15-TL nispi karar ve ilam harcından yatırılan 129,46-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 198,69‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 160,86‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti ve 220-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.020-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.280,15-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 4.803,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 2.776,37-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 44,40‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 38-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 24-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/04/2022