Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2326 E. 2022/826 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2326
KARAR NO: 2022/826
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2016/642 Esas – 2019/591 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, 1151/ 23222693 sayılı poliçe ile Emniyeti Suistimal Sigortası ile temin edilen sigortalı …A.Ş. bünyesinde finans müdürü olarak çalışan …’ın, 2013-2014 döneminde, sahte imzalar, firma kaşesi ile sigortalı şirketin hesabından kendi şahsi hesabına EFT yapılması için, davalı bankanın Rahmanlar şubesine faks çekerek talimat verip hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği, davalının faks talimatları geldiğinde davalı bankanın sözlü ya da yazılı onay almadan yaklaşık olarak 500.000-TL tutarında EFT yaptığı, olayın gerçekleşmesinde davalı bankanın asli kusurlu olduğu, poliçe gereği 45.000TL riziko bedelini sigortalı şirkete ödediği, bu nedenle yasal olarak sigortalının haklarına kanunen halef olunduğundan rücuen alacağı için İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile davalı banka aleyhine takip başlattığını, davalı bankanın borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; 48.223,90-TL alacak üzerinden davalının itirazının iptalini, takibin devamını ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın haksız fiilden kaynaklanmadığını yetkili mahkemenin HMK 6.madde uyarınca müvekkilinin işletme merkezinin bulunduğu İstanbul asliye ticaret mahkemeleri olduğunu,sgortalı şirketin müvekkili bankaya karşı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/162 Esas sayılı dosyasında sigorta şirketinin ödediği tazminat da dahil olmak üzere alacak davası açtığını, bu yönde bir derdest dava varken davacının böyle dava yetkisinin bulunmadığını,sigortalı şirketin eski çalışanı kişi tarafından yapıldığı ileri sürülen eylem ve işlemler ile zarar arasında illiyet bağı olmadığını, müvekkili banka ile sigortalı şirket arasında yıllara sirayet eden bir çalışmanın bulunduğunu ve yapılan işlemlerin şirketin kaşe ve yetkili imzalarını taşıyan talimatlarla teamüller çerçevesinde gerçekleştiğini, dava dışı sigortalı şirketin dava dışı kendi finans müdürü aleyhine açılan İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/26 Esas sayılı dava dosyası ile kendi müvekkili banka aleyhine açılan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/162 Esas sayılı dava dosyasının sonucunu beklemeden sigortalısına tazminat ödemesinin sonuçlarından sadece davacının kendisinin sorumlu olduğunu, adam çalıştıranın çalıştırdığı kişiyi iyi seçmemesinin sonuçlarına katlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ön inceleme duruşmasında yetki ilk itirazı reddedilmiş, davalı bankanın güven kuruluşu olduğu, sigortalı şirket ile davalı banka arasında faks ile ödeme talimatının bulunmadığı, sigortalı adına gönderilen faks talimatlarının şirket yetkilileri tarafından imzalandığı,talimatlarda bulunan imza ile şirket yetkililerinin gerçek imzaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, talimatlarda ödeme yapılacak kişinin değiştirildiği, …’ın 19/01/2015 tarihli kolluk ifade tutanağında da bu hususu teyit ettiği, faks talimatlarının davalı bankaya bu şekilde gönderildiği, … tarafından 16/01/2013- 18/12/2014 tarihleri arasında toplamda 35 adet faks talimatı ile 494.550-TL bedelli EFT yapıldığı, dava dışı hesap sahibi sigortalının faks yoluyla EFT işlemlerine uzunca bir süre sessiz kaldığı, bu sessizliğin yapılan işlemlere icazet niteliği bulunmasa da uzunca bir süre hesap ekstrelerini incelemediği, kendi personelini denetimsiz bıraktığı,personelini seçmede ve nezaret etmede yeterli dikkat ve özeni göstermediği, davalı bankanın ise, sözleşmede yer almamasına rağmen faks talimatlarının bankaya ulaşmasından sonra şirket yetkililerinden telefon ya da sair elektronik yollar ile teyit almadığı, davalı bankaya faks talimatıyla işlem yapma yetkisi verilmediği, faks yolu gelen talimatların teyidinin alınmamasından dolayı davalı bankanın da ihmalinin bulunduğu gerekçesi ile zararın meydana gelmesinde her iki tarafın eşit kusurunun bulunduğu,zararın 135.250-TL’lik kısmının poliçenin yürürlükte olduğu döneme denk geldiği, sigortalıya poliçe limiti 50.000-TL % 10 oranında tenzili muafiyet uygulanarak 45.000-TL ödendiği, temerrütün davalı bankaca talebin reddedildiği tarih olan 18/01/2016 günü gerçekleştiği gerekçesi ile 45.000-TL asıl alacak ile 488,24-TL işlemiş faiz bakımından itirazın iptaline, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı ile fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; mahkemenin yetkili olmadığını,davanın aktif husumet yokluğundan dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporundaki gerekçelerin müvekkili bankanın kusursuzluğunu ortaya koyduğunu, bankadan tazminat talep edilmesi için emniyeti suiistimal suçunun oluşmuş ve sigortalının bu nedenle zarar gördüğünün kesinleşmiş olması ve bu zararın oluşmasına müvekkili bankanın sebep olması gerektiğini, fakat dava konusu olayda iki hususunda gerçekleşmediğini, davacı şirketin yargılamanın sonucunu dahi beklemeden kendi insiyatifini kullanarak sigortalıya ödeme yaptığını, söz konusu ilişkinin temelinin halefiyet olmadığını, sözde zarar nedenine dayalı tazminat talebi olduğunu, davacı şirketin “Emniyeti Suiistimal” adı altındaki sigortayı yaparken araştırma inceleme yapmadığını, yaptığı sigortanın niteliğini itibariyle ilk bakılacak evraklardan olan adli sicil belgesini görmeden sigorta yaptığını, müvekkili bankanın veya çalışanlarının hiçbir sözlü ve yazılı onay almadan yaklaşık 500.000-TL tutarında sahte talimatlarla işlem yaptığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, bu nedenlerle kararın aleyhine hükümler yönünden kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava;davacı- alacaklı sigorta şirketinin,sigortalısı şirketin davalı banka hesabında bulunan hesabından finans müdürünün faks talimatı ile kendi şahsi hesabına para havalesi sonucunda, emniyeti suiistimal sigortası kapsamında sigortalısına ödediği 45.000-TL tazminatın, davalı bankanın kusuru nedeniyle halefiyet ilkesi uyarınca rücuen iadesi isteminden kaynaklanan İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı ilamsız takibe karşı davalı- borçlunun ödeme emrine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK m.1472 kapsamında halefiyete dayanan rücuen alacak iddiası selefin hakkı olduğu miktar kadar ( alacağın varlığı ve varsa miktarı) dinlenir. Somut davada; davacı; davalı bankanın güven kurumu olduğunu, dava dışı sigortalı ile banka arasında faks talimat sözleşmesi bulunmaması nedeniyle özen sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürmekte, davalı banka; dava dışı sigortalı şirketin finans müdürü seçimi ve nezaretinde dikkat ve özen sorumluluğunun ve finans müdürünün haksız fiil sorumluluğunun bulunduğunu savunmaktadır. Çekişme, kusura ve bunun neticesinde illiyet bağına yönelik olmakla kusur ve illiyet bağı açısından net bir sonuca varılıp hüküm verilmesi gerekir. İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/155 Esas- 2016/150 Karar sayılı 15.03.2016 tarihli dava dışı sigortalı şirketin finans müdürü hakkında verilen mahkumiyet kararının, suç uzlaştırma kapsamında kaldığından bahisle Yargıtay 15.Ceza Dairesinin 2020/2861 esas- 2020/6954 karar sayılı 25.06.2020 tarihli bozma ilamı ile kaldırıldığı, finans müdürü aleyhine açılan dava açısından İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/26 Esas- 2017/ 83 Karar sayılı 09.03.2017 tarihli usulden red/ görevsizlik kararının kesinleştiği, dava dışı sigortalı şirket tarafından davalı banka aleyhine açılan İstanbul 16. ATM’nin 2015/162 Esas- 2022/65 Karar sayılı 03.02.2022 tarihli kararın İstanbul BAM nezdinde istinaf aşamasında olduğu tespit edilmiştir. Kusur ve illiyet bağı açısından, farklı Mahkemelerin ayrı değerlendirmeler yapması neticesinde, farklı kararlar ortaya çıkacak olup bu husus hukuk güvenliğini tehlikeye düşürür. Bu durum karşısında, davalı bankanın ve dava dışı sigortalı şirketin finans müdürünün kusur durumları illiyet bağı açısından neticeyi etkileyecek derecede olup, söz konusu kusurun varlığı eldeki davadan daha evvel İstanbul 16. ATM’de açılmış bulunan 2015/162 esas sayılı davada tespit edilecektir. Bu dosyada yapılacak yargılama sonucunda,davalı bankanın kusurlu olup olmadığı, buna bağlı olarak da varsa kusurun derecesi belirlenecektir. İstanbul 16. ATM’de açılmış bulunan 2015/1617 esas sayılı dava dosyasının neticesinin 6100 sayılı HMK m.165 gereği bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kusur değerlendirmesi yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/642 Esas-2019/591 Karar sayılı 28/05/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davalı tarafından yatırılan 768‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.