Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2323 E. 2022/561 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2323
KARAR NO: 2022/561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2018/585 Esas – 2019/888 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin Türkiye’de üretilen kişisel bakım ürünlerinin yurtdışına ihracatını yapmakta olan … şirketinden 71.030,40-USD tutarındaki ürünlerini, … AŞ’den ise 56.564,20-USD tutarındaki ürünleri satın aldığını, satın aldığı malların Özbekistan’da belirtilen adrese taşınması konusunda 1 no’lu taşıyıcı ile anlaştığını, satın alınan malların taşıyıcıya zamanında teslim edildiğini, 2 no’lu davalının sahibi olduğu tırlara yüklemesinin yapıldığını, malların bildirilen adrese ulaşmadığını, mallardan haber ve bilgi alınamadığını, davalılar arasında borçların ödenmesine yönelik ihtilaf olması nedeniyle 2 no’lu davalının malı teslim etmek yerine satacağı bilgisini aldıklarını belirterek 127.594,60-USD’nin 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; dava dışı … AŞ’nin Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/546 Esas, 2018/302 karar sayılı dosyasında müvekkillerinin aleyhine tazminat davası açtığını, yapılan yargılama neticesinde 56.564,20-USD’nin müvekkillerinden tahsilinin talep edildiğini, gönderici … A.Ş.’nin malda menfaatinin sona erdiğinden davanın reddine karar verildiğini, 20/02/2018 tarihli bilirkişi raporu ile mallara el konulduğunu, taşınan malın zayi olmadığını, dava dışı … ya da … tarafından gümrükten çekilebilecek durumda olduğunu, müvekkili …’un taşıyıcı olmadığını, araç sahibi olması nedeniyle sorumlu olmadığından davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin alacak hakkını teminat altına almak için hapis hakkını kullandığını, davacı tarafça ibraz edilen fatura bedellerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı …Ltd. Şti.’nin akdi taşıyıcı olduğu, CMR hükümlerine tabi taşıma sürecinde olası zararlardan sorumluluğu bulunduğu, sözleşme şartlarına göre de bu davalının tüm taşımayı üstlendiği, dava konusu taşımaların her birinin CMR senetlerine işlendiği ve malların en geç 60 gün içinde alıcıya teslimi gerekmekteyken davanın açıldığı tarih itibariyle teslim edilmediği, CMR’nin 20/1 maddesinde kararlaştırılan zaman limitinin sona ermesini izleyen 30 gün içinde veya kararlaştırılan zaman limiti yoksa, taşımacının yükü almasından sonra 60 gün içinde yükün teslim edilmemiş olmasının bunların kaybolduğuna kesin kanıt oluşturduğu, bu durumda davacının zayi karinesine dayanarak tam tazminat talep edebileceği, davalı tarafça hapis hakkının kullanıldığı iddia edilmiş ise de, varma yerinde kullanılma ya da paraya çevirme sürecinin işletilmediği, dosyada mevcut e-postalarla davalının kusurlu olduğunun tespit edildiği, taşımanın doğru ve özenli alt taşıyıcılarla organize edilmediği, bu nedenle hapis hakkının kullanılamayacağı, faturalara göre hesaplanan zarar ve tazminatın somut olaya uygun ve kadri marufunda olduğu, davacının taşımaya verilen mallarından 127.594,60-USD kıymetinde malının zayi olduğu, bu miktar tazminatı … Taşımacılık şirketinden tazminat edebileceği gerekçesiyle davalı …Ltd. Şti.ne karşı açılan davanın kabulü ile 127.594,60-USD’nin dava tarihinden itibaren CMR m. 27/1 gereğince işletilecek %5 oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … Limited Şirketi’nin taşıyıcı araç maliki olması dışında taşıyıcı sıfatının bulunmadığı, taşınan aracın maliki olmasının taşıyıcı olması için yeterli olmayacağı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı …’un taşıyıcı sıfatının bulunmadığına ilişkin kabulün hatalı olduğunu, davalının fiilen taşıma yaptığının dosya içeriği itibariyle sabit olduğunu, davalı … tarafından dava dışı …’a gönderilen yazıda taşımanın kendileri tarafından yapıldığının açıkça kabul edildiğini, somut olayda davalı … ile diğer davalının müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, akdi taşıyan davalı …’in yanında fiili taşıyıcı olduğunu iddia ettiği diğer davalı … tarafından taşımaya alınan emtianın teslim edilmemesi nedeniyle 127.594,60-USD zararın tazmini talep etmekte olup, mahkemece davalı … yönünden davanın kabulüne, taşıyan sıfatı ispat edilemeyen diğer davalı … bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir. İstinafa gelen uyuşmazlık; davalı …’ın taşıyan sıfatıyla sorumluluğu noktasında toplanmaktadır. CMR’nin 20/1 maddesine göre; “Kararlaştırılan zaman limitinin sonra ermesini izleyen 30 gün içinde veya kararlaştırılan zaman limiti yoksa, taşımacının yükü almasından sonra 60 gün içinde yükün teslim edilmemiş olması, bunların kaybolduğuna kesin kanıt oluşturup ve bunun üzerine hak sahibi yükü kaybolmuş varsayacaktır.” Somut olayda, davacı dava dışı …A.Ş.’den 56.564,24-USD tutarında, dava dışı …A.Ş.’den ise 71.030,40-USD tuarında mal satın aldığı, bu malların teslimi EX-W şeklinde kararlaştırıldığı, emtianın Türkiye’den Özbekistan’a taşınması işinin ise akdi taşıyan sıfatıyla davalı … tarafından üstlenildiği, emtianın diğer davalı …’a ait araca yüklendiği, malların taşınması için tesliminden itibaren 60 günlük süre geçmesine rağmen malların alıcısına teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Davalı … vekili, müvekkilinin taşımanın yapıldığı araçların maliki olduğunu, müvekkili tarafından dava konusu emtiaların taşınması işinin üstlenilmediğini iddia etmiş, mahkemece de bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Fakat, davalı … tarafından dava dışı …AŞ.’nin ihtarnamesi üzerine gönderilen 25.05.2017 tarihli yazıda …’a hitaben; “…bahse konu mallar şirketimizin araçları ile yurt dışı edilmiştir. Bu mallar Gürbulak sınır kapısından Türkiye’nin dışına çıkarılmıştır. Araçlar şu anda İran ülkesini geçmiş bulunmaktadırlar. Bu taşıma sözleşmesini biz … Ltd. Şti. ile yapmış bulunmaktayız. Ancak … isimli şirket taşımaya ilişkin kiramızı ödememiştir. Bu hususu da tarafınıza bildiriyoruz. Bahse konu kiralardan şirketinizin de sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenlerle açıklamalarımıza ilişkin nakliye bedellerinin 10 gün içerisinde şirketimize aktarılmasını talep ediyoruz. Ayrıca mallar yurt dışı edildiğinden, Gaziantep Gümrük Müdürlüğü antrepolarına teslim edilme gibi bir durumu söz konusu olamaz.” şeklinde yanıt verilmiştir. Bahse konu yazı içeriğinde davacı …’un taşıma sözleşmesini diğer davalı … ile birlikte yaptıklarını, ancak davalı … şirketinin araçların kirasını ödemediğini, bu nedenle nakliye bedellerinin kendilerine ödenmesi gerektiğini belirtmesi karşısında taşıma işinin davalı … tarafından alt taşıyıcı sıfatıyla üstlenildiğini, bu nedenle de malların teslim edilmemesinden diğer davalı ile birlikte sorumluluğunun bulunduğunu kabul etmek gerekir. Davalılar tarafından önceki taşımalardan kaynaklanan alacaklar nedeniyle hapis hakkının kullanıldığı iddia edilmiştir. Fakat davadan önce davalılar tarafından davacıya hapis hakkına ilişkin herhangi bir bildirim yapılmamıştır. Ayrıca emtiaların varma yerine ulaşıp ulaşmadığı ve akıbeti belli olmadığı gibi paraya çevirme süreci de işletilmemiştir. Bu durumda davalılar tarafından hapis hakkı kanuna uygun olarak kullanılmamıştır. Ziya ve hasar halinde tazminatın hesaplanmasına ilişkin CMR’nin 23. maddesine göre; emtianın kısmen veya tamamen kaybı halinde tazminat, emtianın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve tarihteki değerine göre hesaplanır. Ancak kısmi kayıp halinde, sorumluluk miktarının tespitinde kaybedilen kısmın ağırlığına göre taşıyıcının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Bu durumda tazminat, eksik brüt ağırılığın kilogram başına 8,33 SDR tutarını aşamaz. CMR’nin 29. maddesinde ise, “hasar taşımacının kendi kötü hareketinden veya davaya bakan mahkemenin kararı ile isteyerek kötü harekete eşdeğer sayılan kusurdan ileri gelmiş ise, taşımacı, sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan yahutta kanıt yükünün karşı tarafa yükleyen bu maddenin hükümlerinden faydalanamaz” denilmek suretiyle taşımacının sınırsız sorumluluk halleri sayılmıştır. Somut olayda, davacı, taşımaya alınan malların alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle CMR m.29 gereğince davalı taşıyıcıların CMR m.23’de düzenlenen sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanması mümkün değildir. CMR m.23 uyarınca malın çıkış yeri fiyatı gözetilerek yapılan değerlendirmede emtianın fatura fiyatlarının kadri marufunda olduğu anlaşılmaktadır. Emtianın tamamen kaybı nedeniyle akdi taşıyıcı …Ltd. Şti ile fiili taşıyıcı …Ltd. Şti’nin müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece diğer davalı yanında davalı …’un da 127.594,60-USD’den müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken davalı … yönünden davanın reddi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece her iki davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalı …Ltd. Şti yönünden reddine verilmesi doğru görülmediğinden kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından her iki davalı yönünden davanın kabulüne, 127.594,60-USD’nin dava tarihinden itibaren CMR m. 27/1 gereğince işletilecek %5 oranında faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/585 Esas – 2019/888 Karar sayılı 11/09/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile, 127.594,60-USD’nin dava tarihinden itibaren CMR m. 27/1 gereğince işletilecek %5 oranında faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 39.372,73-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 11.757,22-TL harcın mahsubu ile bakiye 27.615,51‬-TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 11.793,12‬‬‬-TL peşin harçların davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 4.500-TL bilirkişi ücreti, 250-TL teb.müz. masrafı olmak üzere toplam 4.750-TL yargı giderini davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, Davalılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 51.473,11-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan 74,70-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022