Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/231 E. 2021/324 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/231
KARAR NO : 2021/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2018
NUMARASI : 2016/517 Esas-2018/431 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; borçlu şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu, müvekkilleri ile borçlu arasında dava dışı … olan alacağın temliki için 20.09.2010 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra, feragat sözleşmesiyle temlik alınarak ödenmeyen taksitler için icra takibi başlatıldığını, davalının ilk 3 taksiti ödeyerek geri kalan taksitleri ödemediğini, davalının … ile birlikte hareket ederek müvekkillerini mağdur ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin alacağın temliki olmayıp borcun nakli niteliğinde olduğunu, borcu nakleden … tasfiye sürecinin devam ettiğini, bu nedenle davacının tasfiye sonunu beklemeden dava açması ve takip başlatmasının yasal olarak mümkün olmadığını, borcun henüz muaccel olmadığını, alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı da istenemeyeceğinin belirterek, davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 20.09.2010 tarihli alacağın temliki ve sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığı ve davalı ilk 3 taksiti ödediği, geri kalan taksitleri ise ödemediği, sözleşemeye göre davalının davacıya ilk 30 Ekim 2011 tarihinden 30 Ağustos 2016 tarihine kadar aylık 350 USD 59 taksit ve 30 Eylül 2016 tarihinde 385,00 USD olmak üzere 21.035,-USD ödeme yapmayı kabul ve taahhüt ettiği, davalının davacılara ilk 3 taksit 1.050,00 USD ödeme yaptığı, diğer taksitleri ödemediği, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından itiraz ettiği, alınan bilirkişi raporundan bakiye alacağın 15.750,-USD asıl alacak 1.630,72 USD işlemiş faiz olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; hükmedilen işlemiş faiz için hesaplama yapılmadığını, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmasının zaruri olduğunu, mahkemece 3.150-USD icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının hesaplanması gerektiğini, hükmedilen faiz oranının hatalı olduğunu, yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının uyguladığı en yüksek mevduat faizinin uygulanması gerekmekte olup, sabit bir oranın uygulanmasının söz konusu olmadığını, ayrıca dava konusu alacağın henüz talep edilebilir olmadığını, davacının iddia ettiği alacağı ancak … tasfiyesi sonucunda isteyebileceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Alacağın temliki, 818 sayılı BK’nın 162 vd. (6098 sayılı TBK. 183) maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu yasa maddelerine göre kanun, sözleşme ve işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını almaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu haliyle alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir sözleşmedir. Somut olayda; davacılar ile davalı arasında, davacıların dava dışı …’tan olan tasfiye alacağının davalıya bedelli olarak temlikine dair 20.09.2010 tarihli sözleşme düzenlendiği, sözleşme gereğince davacıların 21.035-USD alacağının aynı bedelle davalıya temlikinin, davalı tarafından ise temlik bedelinin 30.10.2011 tarihinden itibaren aylık 350-USD olarak davacılara ödenmesinin hüküm altına alındığı, davalı tarafından 1.050-USD tutarındaki ilk üç taksit ödemesinin gerçekleştirildiği, takip tarihine kadar olan 45 taksit karşılığı toplam 15.750-USD temlik bedelinin tahsili için dayanak icra takibine konu edildiği, davalının kısmi ödemesi ve bakiye alacak hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı görülmüştür. BDDK’nın 10.02.2001 tarih ve 171 sayılı kararı ile faaliyet izni kaldırılan …, fon kurulunca tasfiye haline girmesine ve tasfiye işlemlerinin 6762 sayılı TTK gereği yapılmasına karar verildiği, tasfiye işlemlerinin ise TTK’nın anonim şirketlerin tasfiyesi hükümlerine göre devam ettiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça alacağın muaccel olmadığı, ancak … tasfiye sonucuna göre istenebileceği ileri sürülmüştür. Oysa davacılar tarafından … katılma alacağı değil, …’taki katılma alacağının davalıya devrine ilişkin temlik sözleşmesindeki devir bedeli talep edilmektedir. Davada … yönelik bir talep ve dava da mevcut olmayıp, taraflar arasında alacağın temliki sözleşmesinde öngörülen, davalının temlik aldığı alacağın bedeli dava konusu edilmiştir. Sözleşmede temlik bedelinin davalı tarafından ödenmesine ilişkin ödeme planı düzenlenmiş, davalı belirlenen vadelerde taksitler halinde ödeme yapmayı taahhüt etmiştir. Sözleşmede ödemelerin dava dışı İhlas Finans’ın tasfiyesi sonrası yapılacağına ilişkin bir hüküm de bulunmadığından, davacıların davalıdan bakiye temlik bedelini talep edebilecekleri kabul edilmelidir. Sözleşme konusu USD cinsi yabancı para niteliğinde olup, davacı tarafından işlemiş faiz talep edilmiş, ilk derece mahkemesince bu konuda bilirkişi incelemesi ve hesaplama yaptırılmadan işlemiş faiz istemi yönünden de dava kabul edilmiştir. Sözleşme gereğince davalının ödemesi taksitler halinde vadeye bağlanmış olup, davacının muaccel olan taksitler itibariyle işlemiş faiz talep etmesi mümkündür. 3095 sayılı yasanın 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir. TCMB tebliğleri gereğince, bankalar uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek TCMB’ye bildirmek zorundadırlar. Bildirilen bu oranlar, bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebilmektedir. Bu durumda mahkemece, Devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya, ödeme tarihleri itibariyle fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yaptırılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takip talebindeki tutar üzerinden karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan takip ve dava konusu alacak likit olup, davalının itirazında haksız bulunması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğrudur. Ancak yabancı para alacağına dayalı takip nedeniyle, yabancı para üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Bu bakımdan icra inkar tazminatının, takip tarihindeki TCMB efektif döviz satış kuru karşılığı TL olarak hükmedilmesi gerekirken, yabancı para cinsi üzerinden karar verilmesi de hatalıdır.Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın kaldırılarak dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2018 Tarih 2016/517 Esas 2018/431 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 866,70-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.09/03/2021