Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2299 E. 2020/1229 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2299
KARAR NO: 2020/1229
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2018/494 Esas 2019/648 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı asil tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı asil dava dilekçesinde; davalıdan sığır napa derisi alımı karşılığında … İkitelli Org. San. Şubesi … nolu 03.03.2018 vadeli, keşidecisi … olan çekin davalıya avans ödemesi olarak teslim edildiğini, davalının karşılık malı teslim etmediğini, İstanul … Noterliği’nin 16.03.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile malların teslim edilmesinin ihtar edildiğini ancak davalının malları teslim etmediğini, bu nedenle dava konusu çek bedelinin davalıdan mallarının alınamaması sebebiyle borçlusu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin davacı tarafın borcuna istinaden ödeme amacıyla verildiğini ve söz konusu çekin ciro yoluyla üçüncü şahıslara geçtiğini, bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, çekin bir ödeme aracı olduğunu, davacı tarafından müvekilinin herhangi bir bir mal teslimi yapmadığı iddia edilmiş ise de bunu ispatla yükümlü olan tarafın davacı olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların kabul edilebilir olmadığını, davanın husumet yokluğu ve esastan reddine dava değeri üzerinden % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, karine olarak çek bir ödeme aracı olup avans olarak verildiğinin yazılı delillerle iddia edilen tarafından ispat edilmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporunda her ne kadar davaya konu çek davacı ticari defterlerinde kayıtlı olsa da davacı defterlerinde çekin kayıtlı olması tek başına dayanak belgelerle doğrulanmadığı takdirde söz konusu çekin avans olarak verildiğini, ispata yeterli olmadığı, tüm dosya kapsamından davacının davalıya çeki avans olarak verdiğini yazılı delillerle ispatlayamadığı, mahkemece verilmiş herhangi bir ihtiyati tedbir bulunmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ispatlanılamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil; davalı tarafça kesin süreye rağmen ticari defterlerini sunulmadığını, ilgili kanun hükümleri ve yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmekten kaçınması sonucu talep ve iddialarının ispat edildiğinin kabulü gerektiğini, davalıya malların iadesi veya çekin iade edilmesi yönünde çekilen ihtarnamenin dosyaya sunulduğunu, davalı tarafça alım-satım ilişkisinin ve buna istinaden verilen dava konusu çekin bu ilişkiden kaynaklandığı hususlarının inkar edilmediğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesi“Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.”hükmünü haizdir. Bu madde hükmüne göre; aksi kararlaştırılmadıkça alım-satım ilişkilerin de alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır. O halde, alım satım akdine konu malı teslim almadan satıcıya çeki verdiğini iddia eden menfi tespit davacısı, aslın hilafını iddia ettiğinden bu iddiasını ispat yükü altındadır (Muşul, T: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, İstanbul, 2016, s:323 vd). Bilindiği gibi, kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla (örneğin avans olarak) verildiğini iddiasının davacı tarafça (HMK’nın 200. maddesi gözetilerek) ispatlanması gerekmektedir. Dava konusu çek incelendiğinde, 03/03/2018 keşide tarihli, keşidecisi davacı olan, hamiline düzenlenmiş, arkasında sırasıyla dava dışı şahısların cirolarının bulunduğu, ibraz edilip karşılıksız kaldığı görülmüştür. Davacı, davalı şirketten satın aldığı mallara karşılık, kendisi tarafından keşide edilen avans çekini, davalıya teslim ettiğini, ancak çeke karşılık mal teslim etmediğini, ihtara rağmen malların teslimi yapılmadığı , çekin iade edilmediğini, borçlu olmadığını ileri sürmüş, davalı cevap dilekçesi ile çekin bir ödeme aracı olduğunu, borcuna karşılık verildiğini , ileri sürerek davacı iddialarını kabul etmemiştir. Salt çekin davacı defterlerinde avans olarak kayıtlı olması hali, avans iddiasını kanıtlayamayacağından, davacının davalının defterlerini ibraz etmemesi veya davacı tarafından keşide edilen ihtara cevap verilmemesi çekin avans olarak verildiğini kanıtlamaya yetmememektedir.Zira ispat yükü davacı borçludadır.Mevcut durum da, TBK’nın 207. maddesinin 2. fıkrasında yer alan karinenin aksi davacı tarafından yazılı delillerle ispatlanamamıştır. Bir başka anlatımla davacı, çekin ödeme amacıyla değil avans olarak verildiğini ispatlayamamıştır. O halde davacının avans iddiasını kanıtlayamadığının kabulü gerekmiş olup, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı asilin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 50,-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/11/2020