Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2297 E. 2022/867 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2297
KARAR NO: 2022/867
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2019
NUMARASI: 2016/1307 Esas 2019/628 Karar
DAVA: Alacak
BİRLEŞEN GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2017/186 ESAS 2018/544 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında 15/04/2015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu bayilik sözleşmesinin konusunun davacı şirket tarafından yapılan ticari araçların ve yedek parçaların davalı tarafından satış yetkisi verilen ülkelerde satışının yapılması olduğunu, bayilik anlaşmasına göre her ay 20 adet saldorsenin (konteyner taşıyıcı) davalı şirket tarafından davacı şirketten alınıp sevkiyatının yapılacağını, yıl bazında minimum sipariş adetinin 350 adet olarak belirlendiğini, buna istinaden davacı şirketin saldorse (konteyner taşıyıcı) yapımına başladığını, bunlardan 24 tanesinin davalı şirket tarafından teslim alındığını ve bedelinin de ödendiğini ancak davalı şirket tarafından davacı tarafından yapılan 74 adet aracın teslim alınmadığını, bu kapsamda davalıya bayilik sözleşmesine göre 74 adet aracı teslim alması hususunda Gebze …Noterliği’nden 24/10/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini ve araçların faturalarının düzenlenip gönderildiğini ancak davalı tarafından araçların teslim alınmadığını ve kesilen faturaların da geri gönderildiğini, davalı şirketin malları teslim almaması nedeniyle ihraç kayıtlı olarak kesilen faturalı araçların gümrük alanına çekilmeyip KDV’si de düşülemediğinden kesilen faturaların davacı tarafından iptal edildiğini; davacı şirketin bayilik sözleşmesi gereği ürettiği araçların her bir tanesinin fiyatının araçlar ihraç kayıtlı olduğundan KDV hariç 15.250-USD olduğunu bu kapsamda fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.128.500-USD bedelin fiili ödeme günündeki kur karşılığı üzerinden ve araçlar ihraç kayıtlı olduğundan KDV’si ve ticari temerrüt faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafın davaya konu ihtilafa ilişkin olarak husumeti sadece davalı şirkete yöneltmesinin hukuken doğru bulunmadığını, zira davacının davasına dayanak yaptığı 15/04/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin Tanzanya firması … Limited firmasının da davalı ile birlikte sözleşmenin tarafı olduğunu,bayilik sözleşmesinin ilk giriş cümlesinde “işbu anlaşma 15 Nisan 2015 tarihinde aşağıdaki 3 firma arasında imzalanmıştır” şeklinde bulunduğunu,davalı şirketin, davacının iddia ettiği gibi her ay 20 araç yıl bazında ise minimum 350 araç satın alma zorunluluğuna yönelik davacıya karşı bir taahhüdünün bulunmadığını, zira davalının, fabrika ile satıcı arasında aracılık yaptığını, yapılacak satış miktarını bilebilecek ve öngörebilecek durumda bulunmadığını, davalının, davacı şirket ile Tanzanya firması arasındaki satışlara aracılık yaptığını,bayilik sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini, davacının, dava dilekçesi ekinde 3 nolu delil olarak ibraz ettiği 23/06/2015 tarih, … Ref nolu 30 araç siparişine yönelik sözleşme ve 22/07/2015 tarih,… Ref nolu, 170 adet araç siparişine yönelik sözleşme incelendiğinde; bu sözleşmelerin davacı tarafından düzenlendiği ve sözleşmelerde davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığının görüleceğini, söz konusu siparişlerin kesin sipariş olması ve sözleşmelerin geçerli olması için davalı tarafından imza ve kaşe ile onaylanması gerektiğini, taraflar arasındaki uygulamanın da bu yönde bulunduğunu, delil listeleri ekinde sunulacak olan araç satışına ilişkin 06/11/2015 ve 14/01/2016 tarihli sözleşmelerinde görüleceği üzere sözleşmenin taraflarca karşılıklı imzalanarak siparişin tamamlandığını, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının çelişkiler içerdiğini ayrıca davacının iddiasının aksine elindeki 74 adet aracın özel imalat niteliğinin bulunmadığını, davacının oldukça geniş bir pazarı olan araçları piyasa rayiç değerinden satmak yerine daha yüksek olan daha önce davalıya sattığı 24 adet araç rakamından davalıya satmaya çalıştığı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında zaman zaman iş araçları, damperli araç satın alındığını, müvekkilinin davalıdan almayı düşündüğü 10 adet treyler için 100.000-USD tutarında avans ödemesi yapıldığını, müvekkilinin araçları almaktan vazgeçmesi üzerine avansın davalı uhdesinde kaldığını, ödenen tutarın iadesi isteğinin davalıya bildirildiğini ancak davalının avansı iade etmemesi üzerine Kadıköy … Noterliği’nin 02/11/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderdiklerini, davalının avansı iade etmemesi üzerine Gebze …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında icra takibine başlanıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davalıya gönderilen dekontlarda “10 treyler ön ödeme” açıklaması bulunduğunu, davalının müvekkiline 100.000-USD tutarındaki avans ödemesini iade etmediğini ve araç satışı yapmadığı düşünüldüğünde davalının müvekkiline borçlu olduğunu, borca itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla Gebze … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Birleşen davada davalı vekili, davacı vekili tarafından her ne kadar 10 damper treyler için yapılan avans ödemesi olduğunu bildirilmiş ise de bu iddiaların asılsız olduğunu,taraflar arasında 10 adet damper treyler yapımına ilişkin sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15 Nisan 2015 tarihli bayilik anlaşması imzalandığını, iş bu bayilik sözleşmesinin konusunun müvekkili şirket tarafından yapılan ticari araçların ve yedek parçaların davalı şirket tarafından, satış yetkisi verilen ülkelerde satışının yapılması olduğunu, bayilik anlaşmasına göre de davacı şirketin avans ödemesi yaptığını, ancak davalı şirketin müvekkili tarafından yapılan araçları teslim almadığını, buna ilişkin davacı şirket ile müvekkil şirket arasında İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/107 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın devam ettiğini, davacı şirket her ne kadar müvekkil şirketten alacağı olduğunu iddia etse de asıl müvekkili şirketin davacı şirketten alacağı bulunduğunu, davacı şirketle ile müvekkil şirket arasında yapılan bayilik sözleşmesi gereği müvekkili şirketin araç yapımını başlattığını ve devam ettiğini ancak davacı şirket sözleşmeye uymayıp yapımını istediği araçları teslim almadığını, bu nedenle de müvekkili şirketin mağdur olup zarara uğradığını, tüm bu nedenlerle esas bakımından davanın reddine ve işbu dava ile İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1307 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkeme tarafından; asıl dava yönünden, imzaları inkar edilmeyen bayilik sözleşmesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak, davacı tarafça davaya konu araçlara ilişkin faturaların iptal edildiği bu nedenle faturaların defterlere kayıt edilmediği, 24 adet aracın davalıya teslim edilip bedelinin tahsil edildiğinde ihtilaf bulunmadığı, bunlara ilişkin faturanın kayıtlı olduğu, davalı yönünden de davaya konu araçlara ilişkin faturaların defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilerek, çekişme konusu 74 araca ilişkin üretimin, taraflar arasında kararlaştırılan sözleşmede belirlenen yıllık ve aylık sipariş sayılarına ve davalı taraftan mail ile gelen siparişlere istinaden yapılıp yapılmadığı konusunda yapılan inceleme ile; sözleşme m.7 ve m.35 ile ek b birlikte yorumlanmak suretiyle değerlendirilerek bir alım taahhüdünün öngörülmediği, kesin siparişlerin yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, teslimi ve ödemesi yapılan 24 adet araca ilişkin prosedürün o şekilde gerçekleştiği, … ve … referans nolu araç siparişlerinde davalı imzasının olmadığı, o sayıda bir siparişlerinin de olmadığı değerlendirilerek asıl davanın reddine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden, Gebze … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibin, 04/12/2015 tarihli 50.000-USD avans ödemesi, 14/01/2016 tarihli 13.000-USD avans ödemesi, 14/01/2016 tarihli 28.000-USD avans ödemesi ve 14/01/2016 tarihli 9.000-USD avans ödemelerinden kaynaklanan cari hesap alacağı açıklamasıyla başlatıldığı ve 14/01/2016 tarihli 9.000-USD tutarlı, 13.000-USD tutarlı,28.000-USD tutarlı havalelerde “10 damper treyler ön ödeme” açıklaması bulunduğu, 04/12/2015 tarihli 50.000-USD tutarlı havalede “cari hesaba istinaden” açıklamasına yer verildiği tespit edilerek, davacının davalı şirketten almayı düşündüğü 10 adet damper treyler araç ile ilgili davalıya 100.000-USD avans ödemesi yapıldığı, kesin siparişin verilmediği ve araçları almaktan vazgeçmeleri nedeniyle ödenen 100.000-USD’nin iadesinin gerektiği gerekçesi ile anılan ödemelere ilişkin taraf defterlerinin incelenmesi neticesinde toplam 100.000-USD ödemenin her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça da anılan tutarın davacıya borç şeklinde kayıtlarına işlendiği belirlenmiş ve her iki tarafın, takip tutarı olan 100.000-USD’yi defterlerine işlenmiş olması, taraf kayıtlarından ödemenin avans mahiyetinde yapıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davalının Gebze … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe vaki itirazının iptaline, davacı lehine 69.672-TL icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Asıl davada davacı/ birleşen davada davalı vekili; asıl dava yönünden; bayinin üretici menfaatlerini koruma yükümlülüğünün ilkinin bilgi vermek olduğunu, müvekkili şirketi yanlış ve eksik yönlendirerek zarara uğrattığını, sevkiyat yapıldıktan sonra atılan mailleri dosyaya sunduklarını, bu maillerin müvekkili şirket çalışanı …’e gönderildiğini, mailde yazılan adetler hesaplandığında iddialarını doğruladıklarını, maillerin davalı şirket yetkilisi … tarafından atıldığını, elektronik sözleşmelerin klasik sözleşmelerden farkı olmadığını, tek farkın elektronik ortamda hazırlamak olduğunu, bu sözleşmelerinde diğer sözleşmelerle aynı değerlendirilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sipariş sözleşmelerinin de elektronik ortamda mail aracılığıyla yapıldığını, birleşen davanın konusu olan davalı şirket tarafından yapılan 274.210,90-TL ödemenin alınan sipariş avansı olduğunu, bu durumun davalı şirketin sipariş verdiğini ispatladığını, bilirkişilerin mailleri incelemeyerek eksik ve hatalı inceleme yapıldığını, kararın kaldırılarak davanın kabulünü; birleşen dava yönünden; taraflar arasında 10 adet damper treyler yapımına ilişkin sözleşme bulunmadığını, aralarında 15.04.2015 tarihli bayilik sözleşmesine göre avans ödemesi yaptığını, karşı tarafın alacağı olmadığını ,mahkemece yeterli inceleme yapılmadığını ,icra takibinde fahiş faize de itiraz ettikleri halde bu konuda inceleme yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılarak, davanın reddini talep etmiştir. 2-Asıl davada davalı/ birleşen davada davacı vekili; asıl dava yönünden; mahkeme tarafından davacının davasını yabancı para alacağı talepli ve +KDV talep edildiğini dikkate almadığını, vekalet ücretine ilişkin yapılan hesaplamada dava tarihindeki kur oranı ve KDV tutarı eklenmeden yanlış hesaplama yapıldığını, dava tarihiyle karar tarihi arasındaki dolar kur farkının 2,174‬-TL olduğunu, yapılan hesaplamalarda 140.108,18-TL nispi vekalet ücreti olması gerektiğini, mahkemenin hesaplamasında bu tutarın 102.927,09-TL olduğunu, arasında 37.181,00-TL gibi ciddi bir fark olduğundan müvekkilinin zarara uğradığını, hesaplamanın tekrar yapılarak kararın onanmasını; birleşen dava yönünden; davalıya avans olarak yaptığı ödemelerin iadesi için davalı aleyhine cari hesap alacağına ilişkin 100.000-USD yabancı para alacağına ilişkin ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafça borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu, takip tarihindeki kur baz alınarak hesaplama yapıldığını, karar tarihindeki kur baz alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, aradaki farktan dolayı hesaplanan icra inkar tazminatı ve vekalet ücretinin eksik hesaplandığından mağduriyet yaşadıklarını, bu nedenlerle yanlış hesaplanan tutarların düzenlenerek kararın onanmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava; taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi uyarınca; davalı bayinin davacıdan 74 adet eksik araç alımı nedeniyle, davacının şimdilik 1.128.500-USD alacağının KDV’si ve ticari temerrüt faizi alacağının davalıdan tahsili sitemine ilişkindir. Birleşen dava; 04/12/2015 tarihli 50.000-USD ,14/01/2016 tarihli 13.000-USD 28.000-USD, 9.000-USD toplamı 100.000-USD avans ödemesinin faiz ve takip fer’ ileri ile birlikte tahsili için davacı- alacaklının başlattığı Gebze … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı ilamsız takibe karşı davalı- borçlunun ödeme emrine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.Davacı- birleşen dava davalısı … şirketi tarafından üretilen ticari araç ve yedek parçaların; bir kısım afrika ülkelerine satışının, Türkiye uyruklu davalı şirket ile birlikte dava dışı Tanzanya uyruklu … Limited isimli şirket (Bayi = … Ltd. Şti. & … Limited) bayi tarafından yapılması hususunda 5 yıl süreli 15.04.2015 tarihli bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 6.1 maddesinde bayiinin pazar payı satış hedefini tutturması gereği, 6.2. maddesinde bayinin tüm satış, sipariş ve sevkiyat planlamalarını davacı ile paylaşacağı, 7.1. maddesinde davacıya geçilen kesin siparişlerden geri dönülemeyeceği/ değiştirilemeyeceği, 7.2. maddesinde tüm kesin sipariş ibaresinin kullanıldığı, 7.3. maddesinde taahhüt ettiği satın alma adetlerini davacıdan alma zorunluluğu, 21. maddesinde davacı tarafından alınan siparişler ibaresinin kullanıldığı, 32. maddesinde uyarıların (tüm bildirim, istek, muvafakat, feragat vb) İngilizce, elden teslimli/ iadeli taahhütlü posta ile veya e-posta ile iletileceği, Ek B’de bayinin araç alım satış hedefinin her yılın son ayı gelecek yılın belirleneceği, bayi tarafından konfirme edilmiş (onaylanmış) sevkiyatın her ay için 20 adet sal dorse olduğu, damper yarı römork treyler için bu adetin 5 olduğu (4/5 adet Kenya için), ilave sipariş için karşılıklı görüşme yapılacağı, toplamda yıl bazında 350 adet araç satışının hedeflendiği ve orijinal yedek parça taahhüdünün de 2015 yılı açısından 50.000-USD olduğu, Ek A’da ilave yeni araç için karşılıklı toplantı gerektiği, Ek C’de Ek B’ye atıfla minimum stokla başlamanın 2015- 2016 için taşıma taahhüdü olarak araç stokunun 20-50 adet, yedek parça 20.000-USD olduğu, Ek D’de araçlarda kesin sipariş ödemesinin %30, sevkıyat sonrası ödemenin % 70 oranında olacağı, yedek parça açısında peşin ödeme olacağı, bayi tarafından davacıya sözleşme avansının 1.000.000-USD olarak verileceği, Ek E’de aylık siparişlerin 3 ay önceden kesin sipariş olarak geçilmesi gerektiği ve yedek parça yönünden toplantı ile listenin hazırlanacağı kararlaştırılmıştır. Asıl dava davacısı- birleşen dava davalısı tarafından sunulan ve inkar edilmeyen e-mail yazışmalarından, tarafların sözleşmenin 32. maddesine uygun şekilde e-mail yolu ile iletişime geçtiği, tarafların beyanlarından ve tarafların ticari kayıtları ile defterlerinden, 24 adet aracın asıl dava davalısı- birleşen dava davacısı tarafından asıl dava davacısı- birleşen dava davalısından alındığı ve bedellerinin ödendiği sabittir. Uyuşmazlık; davalı- birleşen dava davalısının 74 adet araca ilişkin satın alma taahhüdünün bulunup bulunmadığı, kesin siparişin verilip verilmediği, araçların davacı- birleşen dava davalısı tarafından üretilip üretilmediği, araçların davalı- birleşen dava davacısına teslime hazır hale getirilip getirilmediği, davalı- birleşen dava davacısının bu araçlara ilişkin sipariş ön ödemesini (avans) davacı- birleşen dava davalısına yapıp yapmadığı,birleşen davada davalı- birleşen dava davacısının avans ödemelerinin sözleşme avansı mı yoksa sipariş avansına mı ilişkin olduğu, iadesinin gerekip gerekmediğine noktasındadır.Birleşen dava dosyasında davacı 10 adet damperli treyler satışı ön ödemesi olarak yatırdığı paranın iadesini isterken asıl davada davacı 22.06.2015, 22.07.2015 tarihli sözleşmeler ile davalının sipariş verdiğini iddia ettiği araç siparişi nedeniyle ürettiği ancak davalı tarafından teslim alınmayan 74 adet araç bedelini talep etmektedir. Davalı imzasız sözleşmelerin kendisini bağlamayacağını savunmuştur. 05.10.2015- 17.10.2015 tarihli e-mailler 05.11.2015’de gemiye yüklemesi yapılan 24 adet araç alımına ilişkin olup üretilen araçların tamamının gemiye yükleneceği mealindedir. 24 adet aracın üretimde olduğu beyan edilmiş, 24 adet aracın satın alındığı da anlaşılmakla, Ekim 2015’te yapılan e-mail yazışmalarından davacının dava konusu yaptığı 74 adet araç bakımından kesin sipariş verildiğine ilişkin içerikte bulunmadığı tespit edilmiştir. Satışı tamamlanan iki ayrı sözleşme davalı tarafından örnek olmak üzere sunulmuş olup,sözleşmelerin her iki yan temsilcileri tarafından imzalandığı ve satış sözleşmesi olarak tanzim edildiği belirlenmiştir. Buna göre asıl davada davacı vekilinin sözleşmede yazılı 350 araç siparişin kesin sipariş olduğu ,74 adet aracın kesin sipariş üzerine imal edildiğine ,bedelinin ödenmesi gerektiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Bayilik sözleşmesinde öngörülen miktar kadar sipariş verilmemesi ,sözleşmenin ihlali olarak kabul edilebilecek ise de davacı bu yola gitmemiş sözleşmeyi fesih yoluna gitmemiştir.Asıl davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davada KDV isteği harçlandırılmamış bu suretle yargı gideri hesaplamasında da dikkate alınmamıştır.Davalı-birleşen davada davacı vekili karar tarihindeki kurun dikkate alınarak vekalet ücretinin ve icra inkar tazminatının hesaplanması gerektiğini ileri sürmekte ise de yabancı para alacağına ilişkin davalarda dava değeri dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanıp gösterilir. İcra inkar tazminatı da takip tarihindeki kur üzerinde hesaplanır. Aksini kabul kur düştükçe veya yükseldikçe dava değerinin değişmesi sonucuna yol açar.Asıl ve birleşen dava bakımından dava değerinin dava tarihindeki kurdan hesaplanması gerekir. İlk derece mahkemesince icra takip tarihindeki kur üzerinden icra inkar tazminatını ,dava ve birleşen dava tarihlerindeki kur üzerinden vekalet ücreti hesaplamış olup ,hesaplamada hata bulunmamaktadır. Davalı vekilinin karar tarihindeki kurdan vekalet ücreti hesaplamalarına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Birleşen davada, davacı 100.000-USD nin avans olarak gönderildiğini geriye iade edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Dekontların bir kısmında önödeme olduğu açıkça yazılıdır. Cari hesapda davacının davalıya bir borcu olmadığı belirlenmiştir.Esasen davalı 10 adet treyleri ürettiğini davacının teslim almadığını da savunmamış, 10 adet treyler için avans olarak verildiğini kabul etmemekle yetinmiştir.Avans olarak davalı kayıtlarında bulunan 100.000-usd nin iade edilmesi gerektiği yönünde ki kabulde hata bulunmamıştır.Ancak yabancı para olarak başlatılan icra takibinde %10,5 oranında avans faizi talep edilmiş , ilk derece mahkemesi tarafından da aynı oranda faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin faiz oranına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülerek,hükmün bu nedenle kaldırılmasına,yapılan hata/eksiklik nedeniyle yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine asıl davanın reddine ,birleşen davanın kabulü ile itirazın iptaline ,100.000-usd asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince faiz işletilerek takibin devamına ,davacı yararına hükmolunan icra – inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı- birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 Tarih 2016/1307 Esas 2019/628 Karar sayılı asıl ve birleşen davaya yönelik kararın, HMK’nın 362(1)b2. Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA; “1-Asıl davanın reddine, 2-Birleşen davanın kabulüne; Gebze … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında itirazın 100.000-USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca Devlet bankaları tarafından 1 yıllık vadeli USD mevduata verilen en yüksek oranda faiz işletilerek takibin devamına, Alacağın %20’si oranında hesaplanan 69.672-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Asıl dava yönünden; alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 64.428,44-TL harçtan mahsubu ile artan 64.347,74‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 102.927,09-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Birleşen dava yönünden; alınması gereken 23.976,81-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine 4.252,41-TL icra dosyasına 1.741,80-TL olmak üzere 5.994,21‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 17.982,6‬0-TL’nin daha davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 6.025,61‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafça sarf edilen 400-TL bilirkişi ücreti ve 210,30-TL posta masrafı olmak üzere toplam 610,30-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı …ltd.şti lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 27.010-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Asıl ve birleşen dava yönünden asıl davada davalı -birleşen davada davacıdan ayrı ayrı alınması gereken (80,70+80,70-TL) istinaf karar harcından peşin yatırılan(44.40+ 44,40-TL )harcın mahsubu ile bakiye 72,60-TL harcın asıl davada davalı- birleşen davada davacı … ltd….den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcının yatırılan peşin harçlardan mahsubuna ,başkaca harç alınmasına yer olmadığına , Birleşen dava yönünden asıl davada davacı- birleşen davada davalı … AŞ tarafından (asıl davanın 80.70 -TL mahsuben tamamlandı) yatırılan 5.957,70-TL peşin istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine, Davacı-birleşen davada davalı tarafından sarf edilen istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022