Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2277 E. 2022/870 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2277
KARAR NO: 2022/870
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2019
NUMARASI: 2013/478 Esas – 2019/714 Karar
DAVA: MENFİ TESPİT
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 6. ATM – 2014/397 ESAS 2015/13 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: TAZMİNAT
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine ilişkin verilen kararın, asıl dava davalısı- birleşen dava davacısı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin akaryakıt istasyonu işletmecisi olduğunu, taraflar arasında 23/02/2010 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin teminat olarak … Bankası’na ait 50.000-TL tutarlı teminat mektubunu davalıya verdiğini, bir süre sonra davalının akaryakıt ikmali yapamadığını, müvekkilinin 21/12/2012 tarihli ihtarname ile talepte bulunduğunu ancak sonuç alamadığını, müvekkilinin 5015 sayılı yasa gereğince davalı dışında dağıtım firmasından akaryakıt ikmali yapmasının da mümkün olmadığını, müvekkilinin bunun üzerine sözleşmeyi 18/01/2012 tarihli ihtarname ile feshettiğini, davalıya borcu bulunmadığından teminat mektubunun iadesinin talep edildiğini, ancak ihtarlara rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 50.000-TL tutarlı teminat mektubunun iptaline ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin davacıya vadeli mal verme zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle feshin haksız olduğunu, ihtilafın davacının peşin alıma yanaşmamasından kaynaklandığını,sözleşmede vadeli mal verileceğine dair hüküm bulunmadığını, sözleşmeye göre ödemelerin müvekkilinin tercihine göre peşin veya çekle ödenmesinin kararlaştırıldığını, süregelen ticari ilişkide zaman zaman peşin, bazen vadeli satış yapıldığını, müvekkilinin davacıya mal vermediği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının müvekkiline sözleşme kapsamında müvekkiline 127.770-USD cezai şart borcu bulunduğunu, bu nedenle teminat mektubunun iptalinin mümkün olmadığını, ayrıca cari hesap borcu bulunduğunu, müvekkili tarafından davacıya verilen ekipmanların müvekkiline teslim edilmediğini,teminat mektubunun iptalinin istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada davacı vekili, 23/02/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin eki taahhütnamede davacının her yıl asgari 500 metreküp beyaz ürün satın almayı, buna uymaması halinde eksik ton başına 80-USD cezai şart ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin 5 yıl süreli olduğunu, davalının sözleşmeyi 18/01/2012 tarihinde feshettiğini, feshin haksız olduğunu, sözleşmenin bu tarihte sona ermesi nedeniyle davalının 107.966-USD tutarında cezai şart borcu oluştuğunu, bu borca ilişkin olarak müvekkili tarafından 189.383,16-TL bedelli fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini ancak davalının ödeme yapmadığını ayrıca müvekkili tarafından davalıya verilen ekipmanların müvekkiline teslim edilmediğini, bu kapsamda müvekkilinin 77.284,40-TL alacağı bulunduğunu belirterek şimdilik 10.000-TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Birleşen dosyada davalı vekili, sözleşmenin feshine davacının sebebiyet vermesi nedeniyle cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkiline yakıt ikmali yapmadığını, yasa gereği müvekkilinin başka dağıtıcıdan mal almasının mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshetmek zorunda kaldığını, müvekkilinin davacıya cari hesap borcunun bulunmadığını ancak davacının kötüniyetli olarak sözleşme kapsamında teslim edilen teminat mektubunu dahi iade etmediğini, asgari mal alım taahhütnamesi ve cezai şart hükmünün hiçbir zaman uygulanmadığını, davacının dönem içerisinde böyle bir talepte bulunmadığını, ancak kendilerince dava açılması üzerine bunun ileri sürüldüğünü, ticari ilişkinin devam ettiği dönemde talep edilmeyen ve bu sebeple bu duruma güvenerek ticari ilişkiye devam eden müvekkilinin söz konusu cezai şarttan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, cezai şart tutarının fahiş olduğunu ve zamanaşımına uğradığını, müvekkili tarafından 30/01/2012 ve 10/04/2012 tarihli ihtarnameler ile davacının verdiği malzeme ve teçhizatın teslim alınmasının ihtar edildiğini ancak davacının bugüne kadar teslim almadığını,davacının malzeme bedeli talebinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece asıl dava da; sözleşme kapsamında teminat olmak üzere davacı tarafından davalıya 50.000-TL bedelli teminat mektubu verildiği, bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının davalıya cari hesaptan kaynaklı bakiye 1.440,56-TL tutarında borcu kaldığı, bu tutarın düşülmesi sonucunda teminat mektubunun bakiye 48.559,44-TL yönünden iptali gerektiği, istemin İİK’nın 72.maddesine tabi olmadığı, bu nedenle bu madde kapsamında tazminat talep koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, davacının 48.559,44-TL davalıya borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun bu kısım kadar iptaline, fazla talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Birleşen davada; davacı tarafından ariyet verilen malzeme ve ekipman bedeli talep edilmiş ise de, davalı bayii tarafından keşide edilen 06/04/2012 ve 10/04/2012 tarihli ihtarnamelerden anlaşılacağı üzere davalının ekipmanı teslime hazır olduğunu belirterek gelip teslim alınmasının talep edildiği, ekipmanın davacı tarafından teslim alınmaması sonucunda bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığı, sözleşmenin devamı süresince bayiinin vadeli satış istemi bulunmadığı, …’ün de vadeli satış yapılmayacağına dair bir bildiriminin olmadığı, bayiye akaryakıt verilmemesi sonucunda bayinin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinin kabulünün gerektiği,taahhütnamede cezai şart düzenlenmiş ise de ilişkinin devamı sırasında taahhüt edilen tutarın altında mal alımına karşılık satış yapmaya devam eden davacı …’ün bu tutumunun, birleşen dosya davalısı … Turizm’de cezai şartın uygulanmayacağına dair haklı bir güven oluşturduğu, davalının bu duruma güvenerek ilişkiye devam ettiği gerekçesi ile cezai şart talebinin de reddi gerektiğinden birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekili; asıl dava yönünden; bilirkişi heyetinin dosya kapsamında tek bir ihtarnameyi baz alarak vadeli mal satımı için sorumluluğu müvekkiline yüklediğini, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini, emsal yüksek mahkeme kararlarını hiçe saydığını, tek bir ihtarname ile davalı müvekkili şirketin temerrüte düşmesinin mümkün olmadığını, mal talepnamesi bulunmadan bayiye akaryakıt tedarik edilmesinin mümkün olmayacağını, davacının, davalının çekle ödeme karşılığında mal teslim edilmediği gerekçesi ile sözleşmeyi feshetmesinin haksız fesih olduğunu, sözleşme imzalanırken aynı zamanda akaryakıt istasyonuna yapılan yatırımlar nedeniyle erken fesih halinde cezai şartların müvekkiline ödeneceğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, cezai şart bedelini de müvekkiline ödemediğini, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini ,sunulan emsal kararlarda cezai şartın istenebileceğini ve davacının haksız feshine dayalı alacak iddialarını ortaya koyduğunu, 107.780,37-USD cezai şart alacağını hiçe sayar mahiyetteki kararın kabulünün mümkün olmadığını kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava; davalı tarafından davacıya akaryakıt verilmemesi nedeniyle taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiği ileri sürülerek, davacı bayiinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 50.000-TL bedelli teminat mektubunun hükümsüz kaldığının tesbitine ilişkindir. Birleşen dava; birleşen dava davalısının vadeli ödemeli akaryakıt alımı talep etmesi karşısında, birleşen dava davalısına vadeli veya peşin satış yapılmasının taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesi gereğince dağıtıcı şirket tarafından takdir edilebileceği, bu nedenle birleşen bayilik sözleşmesinin haksız feshedildiği ileri sürülerek, cezai şart ve ekipman bedelinin şimdilik 10.000-TLnin birleşen dava davalısı bayiiden tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında, 23.02.2010 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ile taahhütname ve ariyet sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme gereği davacı- birleşen dava davalısı … Turizm tarafından, davalı- birleşen dava davacısına sözleşmeden doğacak borçlarına karşılık , … Bankası Kaş Şubesi’nin düzenlediği 29/03/2010 tarihli ve 50.000-TL tutarlı teminat mektubu verilmiştir. Bayilik sözleşmesi ekinde bulunan taahhütnamede yıllık asgari alınması gerekli beyaz mal tutarı 500 metre küp olarak belirtilerek eksik mal alınması halinde tonaj başına 80-USD cezai şart uygulanacağı kararlaştırılmıştır. 18/01/2012 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin davacı bayii tarafından kendilerine akaryakıt teslimi yapılmadığından bahisle feshedildiği davalıya bildirilmiş; yine bayii tarafından keşide edilen Fethiye … Noterliği’nin 10/04/2012 ve 06/04/2012 tarihli ihtarnameleri ile davalı- birleşen dava davacısı tarafından kendilerine teslim edilen malzeme ve teçhizatın iadesine hazır olunduğu, teslim alınmaları ihtar edilmiştir. Uyuşmazlık; bayilik sözleşmesinin davacı- birleşen dava davalısı tarafından feshinin haklı olup olmadığı, fesih haklı ise asıl davada davacının teminat mektubundan karşılanması gereken davalıya bakiye borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ile, fesih haksız ise birleşen davada birleşen dava davacısının birleşen dava davalısından cezai şart alacağı ile ariyet bedelinden kaynaklanan borcunun varlığı, varsa miktarına ilişkindir. Davacı- birleşen dava davalısı bayiinin ticari defterleri ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacı- birleşen dava davalısı … Turizm’in davalı- birleşen dava davacısından taahhüt ettiği tutarın altında beyaz mal alımı yaptığı, toplam 82.071-kg eksik mal alındığı, davacı- birleşen dava davalısının, cari hesaptan kaynaklanan borcunun bulunmadığı, davalı- birleşen dava davacısı şirketten aldığı mal karşılığı 2.844.054,87-TL ödeme yaptığı ve sözleşme sürecinde ödemelerde gecikme olmadığı tespit edilmiştir. Davalı- birleşen dava davacısı …’ün ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde;davacı bayii adına 189.383,16-TL tutarlı cezai şart bedeli açıklamalı ve 77.284,40-TL tutarlı kurumsal kimlik kanopi malzemeleri bedeli açıklamalı faturalar düzenlemiştir. 2010 yılında ödemeler genel olarak aynı gün içerisinde bazen 1- 4 gün içerisinde bazen 5 gün içerisinde yapıldığı, 2011 yılında ödemelerin aynı gün içerisinde nakit bazen çek ile 10 gün içerisinde yapıldığı, neticeten taraflar arasındaki ilişkide genel olarak peşin satış yapıldığı ancak kısmen vadeli satış uygulamasının da yapıldığı, 2.844.054,87-TL tutarındaki mal satışı karşılığında 2.842.614,31-TL tutarında ödeme yapıldığı, davacı- birleşen dava davalısının davalı- birleşen dava davacısından vadeli ödeme talebinde bulunduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı, davalı- birleşen dava davacısının vadeli ürün gönderilmeyeceğine ilişkin bildiriminin bulunmadığı, fesih tarihine kadar olan dönem için eksik tonaj nedeniyle tespit edilen cezai şart tutarının 3.231,88-USD olduğu, fesihten sonraki kısım için eksik tonaj nedeniyle cezai şart tutarının 104.540,89-USD olduğu, ödenmemiş bakiye 1.440,56-TL tutarın düşülmesi sonucunda davacı- birleşen dava davalısına teminat mektubundan bakiye 48.559,44-TL’nin iade edilmesinin gerektiği, davacı- birleşen dava davalısının sözleşmeyi haklı olarak feshi nedeniyle davalı- birleşen dava davacısının cezai şart talep edebilmesinin mümkün olmadığı kanaati bildirilmiştir. Asıl davaya ilişkin olarak sözleşmenin devamı süresince bayi olan … Turizm’in vadeli satış istemi bulunmadığı gibi …’ün de vadeli satış yapılamayacağına dair bir bildirimi bulunmamaktadır.Davacı bayii davalıya akaryakıt teslimatı yapılmadığını bildirerek sözleşmeyi fesih etmiş ,davalı bu bildirime karşı bir itirazda bulunmamıştır.İncelenen sözleşme sürecinde davacının genel olarak peşin alım yaptığı belirlenmiştir. Akaryakıt tedariki davalı dağıtıcının temel yükümlülüğü olup ; akaryakıt tedarikinin veresiye satış isteği nedeniyle yapılmadığını ileri süren davalı bu savunmasına yönelik olarak hiçbir delil sunmamış,ihtara cevap dahi vermemiştir.Sonuç olarak davacı bayiinin mal tedariki yapamaması nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinin kabulünü gerekmektedir. Birleşen davada, davacı tarafından ariyet olarak verilen malzeme ve ekipman bedeli talep edilmektedir.Davalı bayiinin sözleşmeyi fesih ihtarına karşılık sessiz kaldığı gibi ,ariyetlerin teslim alınması bayii tarafından keşide edilen 06/04/2012 ve 10/04/2012 tarihli ihtarnameler keşide ederek teslime hazır olduğunu bildirmiş ise de ,davacı dağıtıcı bu isteklere karşı da bir cevap vermemiştir. Sözleşmede ekipmanı iade ve teslim almayı yükümlenen,ekipmanları iki kez keşide edilen ihtara rağmen teslim almayan davacının bedel talebinde bulunmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.Sözleşmenin devamı süresince davalının eksik alım yaptığı belirlenmiş olmakla birlikte bayii tarafından sözleşmenin haklı sebeble fesih edildiği ,davaya kadar bir uyarısı bulunmayan davacının eksik alım nedeniyle cezai şart isteminin de yerinde olmadığı sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı- birleşen dava davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla davalı- birleşen dava davacısı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl davada alınması gereken 3.317,09-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 829,27-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.487,69-TL harcın asıl dava davalısı … ..AŞ nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Birleşen davada alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın birleşen davada davacı … ..AŞ nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı yan gider avansından karşılanan 14,50-TL posta masrafının asıl dava davalısı- birleşen dava davacısı … AŞ nden alınarak asıl davada davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022