Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2270 E. 2022/566 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2270
KARAR NO: 2022/566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2018/1148 Esas 2019/790 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı ile müvekkil arasında 09.02.2018 tarihine kadar devam eden ticari ilişkiye dayalı olarak 25.940,65-TL alacağının oluştuğunu, davalının bu ticari ilişkiden doğan borcun 7.139-TL’sini ödemediğini, davalı hakkında Küçükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini, davalının hasız olarak yetkiye ve borca itiraz ettiğini, müvekkilin ikametgahı Başakşehir olup takip para borcuna ilişkin olduğundan TBK’nın 89. maddesi gereği Küçükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasındaki ilişkiyi gösterir faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıt altına alındığını belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; icra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğunu,müvekkili tarafından davacıdan aydınlatma armatürü satın alındığını, davacı tarafından 800 lux değerinde ışık gücü taahhüt edilmesine rağmen yapılan ölçümlerde bu değere ulaşılamadığını, bu durumun davacı tarafça da kabul edildiğini, müvekkili tarafından armatürlerin sökülerek götürülmesi istenmesine rağmen davacının bunu kabul etmediğini, bu nedenle davacıya 30.03.2018 tarihli 7.139-TL tutarlı iade faturası kesildiğini, bu nedenle davacıya borçlarının olmadığını, davacının alacağı bulunmadığından ve alacak da likit olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; takip konusu alacak faturadan kaynaklanmakta olup, İİK’nın 50, HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca davacının adresi Küçükçekmece icra dairelerinin yetkisi dahilinde bulunduğundan, davalının mahkemenin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasında, davacının davalının iş yerinde kullanılmak üzere aydınlatma armatürü sattığı konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının ayıp iddiasıyla davacıya düzenlediği faturadan kaynaklandığı, fakat bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davalının iddia ettiği gibi davacı tarafın 800 lux aydınlatma gücü sağlaması taahhüdü bulunduğunun davalı tarafından ispatlanamadığı gibi, iddia edilen ayıp açık ayıp olup davalının süresinde muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğinin de ispatlanamadığı, davalının sunduğu maillerin birinde 800 lüks taahhüdünden bahsediyor olsa da söz konusu mailin davalının kendi çalışanları arasında olup, bunun dışında bu konuda bir delil bulunmadığı, bu durumda davalı tarafça düzenlenen iade faturasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; müvekkilinin yerleşim yeri Kadıköy ilçesi olduğundan, icra dairesi ve mahkemenin yetkisiz olduğunu,taraflar arasında, müvekkiline ait bir mağazada armatür numuneleri getirilerek kısmi bir deneme yapılması ve deneme sonucunda ışık gücünün yeterli olduğuna kanaat getirilmesi durumunda aydınlatma armatürlerinin satın alınması konusunda karşılıklı olarak anlaşıldığını, ancak yapılan uygulama sonucunda, davacı şirket yetkililerinin de kabulü ile müvekkili şirketin ışık gücü beklentisi ve davacının taahhütlerinin sağlanamadığını, bu hususun taraflar arasında geçen e-posta yazışmaları ile de sabit olduğunu, davacı şirketin 800 lux değerinde ışık gücü taahhüt edildiğini, ancak bu gücün sağlanamadığını, müvekkili şirket tarafından davacıdan armatürlerin sökülerek geri götürülmesi istenilmişse de davacının bunu kabul etmediğini, bu nedenle davacının faturasına karşılık iade faturası düzenlendiğini, bu nedenle mahkemece taraflar arasında anlaşma bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin haksız olduğunu,alacaklikit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Yetkili icra dairesi de İİK’nın 50/1 maddesi yollamasıyla, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine tabidir. HMK’nın 6. maddesi gereği genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir. 6098 sayılı TBK’nın 89/1 maddesine göre ise, aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Somut olayda davacı tarafın alacak iddiası satım akdine dayalı olup, taraflar arasında ticari satım ilişkisinin varlığı da tarafların kabulünde olmakla, davacının yerleşim yeri olan Bakırköy mahkemeleri ile takibin başlatıldığı Küçükçekmece icra dairesi de yetkilidir. Bu nedenle davalı vekilinin mahkeme ve icra dairesinin yetkisine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, ancak davacı tarafından davalıya aydınlatma armatürü satışının gerçekleştirildiği, takibe konu 09.02.2018 tarih ve 7.139-TL tutarlı fatura da bu kapsamda düzenlenmiş olup, fatura konusu armatürlerin davalıya teslim ve mağazaya montajının gerçekleştirildiği, ancak davalı tarafça davacının taahhüt ettiği 800 lux değerinde ışık gücünün gerçekleştirilmediği gerekçesiyle 30.03.2018 tarihli iade faturasının düzenlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davalının süresinden sonra düzenlediği iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Davalı tarafça, davacının 800 lux aydınlatma değeri taahhüt ettiği ve bu taahhüdün yerine getirilmediği ileri sürülmüştür. Ancak bu hususta yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı tarafından bu iddia bakımından e-posta yazışmalarına delil olarak dayanılmışsa da, söz konusu yazışmaların incelenmesinde davacının bu yönde bir kabulünün bulunmadığı görülmüştür. Dolayısıyla davalının ayıplı veya sözleşmeye aykırı ifa iddiası kanıtlanamamış olup, davalı tarafından düzenlenmiş olan iade faturasının dayanağı yoktur. Bu nedenle davacı satın aldığı emtianın bedelini ödemekle yükümlüdür.Mahkemece haksız itirazın iptali ile faturaya dayalı olan takip ve dava konusu alacak likit nitelikte olduğundan davalının da takibe itirazında haksız olması nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 487,67-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 122-TL harcın mahsubu ile bakiye 365,67-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 36,90-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2022