Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2250 E. 2022/403 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2250
KARAR NO: 2022/403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2019
NUMARASI: 2018/44 Esas – 2019/591 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde taşıma işleri yüklenicisi sorumluluk poliçesi sigortası kapsamında sigortalı … A.Ş.’nin alt taşıyıcı olarak … A.Ş.’ye ait salçaların … plakalı araçla taşınması işini üstlendiğini, 10.01.2016 tarihinde … plakalı aracın sürücüsünün sol şeritte aynı istikamette seyreden sigortalı … plakalı araca arkadan çarpmasının etkisiyle … plakalı aracın kontrolden çıkarak sağ şeritte aynı istikamette seyreden … plakalı araca çarparak trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu hasara uğrayan, müvekkili şirket nezdinde taşıma işleri yüklenicisi sorumluluk poliçesi kapsamında sigortalı mallar için 12.07.2016 tarihinde 15.088,75 TL tutarındaki hasar tazminatının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, taşıma işleri yüklenicisi sorumluluk poliçesi kapsamındaki bu ödeme ile müvekkili şirketin TTK’nın 1472. maddesinde yer alan halefıyet hükmü uyarınca, sigortalısının haklarına halef olduğu, müvekkil şirket tarafından ödenmiş olan hasar tazminatının davalılardan rücuen tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek davalıların haksız ve hukuka aykırı itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; 10.01.2016 tarihinde mülkiyeti … Ltd Şti.’ne ait … plakalı aracın …’ın sevk ve idaresindeyken, mülkiyeti müvekkil …’a ait diğer müvekkil …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araca, Balıkesir istikametinden Susurluk istikametine doğru seyir halindeyken, 186 Km hız ile arkadan çarpması neticesinde söz konusu trafik kazasının meydana geldiğini, kazada … plakalı aracın % 100 kusurlu bulunduğunu, bu hususun kolluk tutanağından ve … plakalı araç sürücüsü … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı hakkında açılan Balıkesir 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/318 Esas sayısı ceza dava dosyasındaki iddianameden anlaşıldığını, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanununun ilgili maddeleri gereğince meydana gelen zarardan sorumluluğun kusura göre paylaştırılması gerektiğini, trafik kazasında müvekkillerin herhangi bir kusuru olmadığını, davacının … plakalı araç malikine veya bu aracın trafik sigortacısı olan … Sigorta’ya rücu etmesi gerektiğini, müvekkillere yapılan icra takibi ve akabinde açılan huzurdaki davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, … plaka sayılı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu olmadığı gerekçesiyle halefiyet ilkesi gereğince davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 3.772,18 TL asıl alacak ve alacağın ödeme tarihi olan 12/07/2016 tarihinden işleyecek yasal faiz ile takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde; Davalı tarafın usulsüz bir şekilde şerit değiştirme kuralını ihlal ettiğini, davalının sadece KTK hükümleri ile değil taşıma hukuku hükümlerine göre de sorumluluğunun bulunduğunu, bahse konu kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunan taşıyıcının ve yardımcı kişilerinin zararın tümünden sorumlu olduğunu, ayrıca müteselsil sorumlulardan her birinin kusur oranlarına bakılmaksızın zararın tümünden sorumluluğunun bulunduğunu, somut olayda da davalının zararın tamamında sorumlu tutulması gerekirken sorumluluklarının kusur oranları ile sınırlı tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, taşınan emtianın hasar görmesi nedeniyle oluşan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Diğer yandan sınırlı sorumluluk halleri TTK’nın 882. maddesinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 886. maddesi hükmüne göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı, kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Yine TTK’nın 882. maddesi hükmüne göre gönderinin tamamının ziya veya hasarı halinde taşıyıcının sorumluluğu, gönderinin brüt ağırlığının kilogram başına 8,33 özel çekme hakkı ile sınırlıdır. Somut olayda, davacı … şirketinin sigortalısı akdi taşıyıcı dava dışı … Ltd. Şti. tarafından dava dışı gönderici …A.Ş.’ye ait emtiaların İzmir’den İstanbul’a nakliyesi üstlenilmiş olup, emtialar fiili taşıyıcı olan davalı …’a ait … plaka sayılı araca yüklenmiştir. Emtiaların diğer davalı … sevk ve idaresinde nakliyesi sırasında dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucunda emtialarda hasar meydana gelmiş olup, davacı … tarafından sigortalı akdi taşıyıcı … Ltd Şti’ye 18/05/2016 tarihinde 20.118,33-TL ödeme yapılmıştır. Davacı … tarafından davalılar hakkında başlatılan icra takibinde dava dışı sigortalıya yapılan bu ödemeden davalıların kusur oranına isabet ettiği belirtilen 15.088,75-TL asıl alacak ve 251,75-TL işlemiş faiz alacağının tahsili talep edilmektedir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı halde mahkemece Karayolları Trafik Kanunu ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında değerlendirme yapılması doğru olmamıştır. Taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli değildir. Esasen, ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda kendisinin herhangi bir kusuru olmadığını kanıtlamak zorundadır. Bu nedenle, taşıyıcının sorumluluktan kurtulması daha zorlaştırılmış, TBK’nun 112. (818 S.lı BK m.96) maddesinde borçlu için düzenlenen ispat kuralından daha ileri noktaya taşınmıştır. Bu nedenle taşıyıcının zararın meydana gelmesinde kısmen kusurlu olması tazminatın, kusur oranına göre tahsilini gerektirmez. Taşıtana kusur izafesi mümkün olmadığı sürece, taşıyanın kısmen kusurlu olma durumundan yararlanması mümkün değildir. (Yarg. 11. HD. 13/09/2012 tarihli, 2011/6269 E. 2012/13240 K.). Bu itibarla davanın davalı fiili taşıyanın eylemlerinden sorumlu olduğu davalı araç sürücüsünün kusuru oranında kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Dava taşıma sonucu oluşan hasar bedelinin davalı taşıyandan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, hasar bedelinin 6102 sayılı TTK’nın 880 vd. maddeleri gereğince değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda, TTK’nın 882. maddesi gereğince davalı taşıyanın sınırlı sorumlu olduğu da gözetilerek, sorumlu olduğu hasar miktarının belirlenmesi için zarar gören emtia ile ilgili hasar dosyası da getirtilmek suretiyle taşıma uzmanı ve malın cinsi de dikkate alınarak seçilecek bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, bu hükümler gözetilmeksizin hüküm tesisi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2019 Tarih 2018/44 Esas 2019/591 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022