Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2210 E. 2022/697 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2210
KARAR NO: 2022/697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2019/26 Esas 2019/184 Karar
DAVA: Belirsiz Alacak Davası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Hukuki yarar yokluğundan davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili İstanbul Anadolu 9. ATM 2018/424 Esas sayılı dava dosyasında; davanın konusu ve tarafları aynı olan İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen derdest 2016/155 Esas sayılı dava dosyası ile tensiben birleştirilmesine karar verilerek, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında takibe konu çekin kambiyo vasfında olmadığına karar verilerek çek sebebiyle şimdilik 5.000-TL borçlu olmadıklarının tesbitini talep ve dava etmiştir. …Anadolu 9. ATM tarafından eldeki dava İst. Anadolu 4. ATM’nin 2016/155 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
ISLAH: Davacı İflas Masası vekili, davaya belirsiz alacak davası olarak devam edilmesini,taraflar arasında satım sözleşmeleri bulunduğunu,davalıya 600.000-usd avans ödemesi yaptıklarını,156.000-TL tutarında fatura düzenlediklerini,davalının ödemeleri ikrar ettiğini ancak davalının edimlerini ifa etmediğini,cihazların devreye alınması için 3. kişi ile sözleşme yaptığını,davalının aldıklarını iade etmesi ve tazminat ödemesi gerektiğini, davalının işverenden 74.760-USD ödeme aldığını,davacının işverenden alacağının 156.000-TL azaldığını, alacaklarının bilirkişi tarafından hesaplanabilir olduğunu, alacaklarının tespiti ile belirsiz alacak davası olarak tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının önce menfi tespit davası açtığını ancak kısmi dava açılamayacağından davayı ıslah ettiğini, davacının ıslah dilekçesinde davalının aldığı ödemeye göre eksik malzeme teslim ettiği,fahiş fiyatlı teslim etmediği miktarlar için fatura düzenlediğini ve fazla ödenen bedellerin iadesi ile yükümlü olduğu iddiası ile belirsiz alacak davasına dönüştürdüğünü, taraflar arasındaki alacak- borç ilişkisinin cari hesap ve kesilen faturaların her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarından açıkça anlaşıldığını,davacının belirsiz alacak açmakta hukuki yararının olmadığını, davacının, hangi malzemenin eksik teslim edildiğini, hangi faturanın teslim edilmeyen mallar için düzenlendiğini beyan etmediğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın açıkça önce menfi tespit davası olarak açıldığı, sonrasında ise ıslah ile açıkça belirsiz alacak davası olarak belirlendiği, hukuki yararın dava ve ıslah tarihi itibariyle bulunmadığı, hukuki yararın sonradan tamamlanması için süre verilemeyeecği, dava konusunun belirli olduğu belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava konusunun,davalının aldığı ödemeye göre,mal teslimi ve devreye alma edimlerini ifa etmemesi sebebi ile doğan belirsiz alacağın tespiti istemi olduğunu, sözleşmede satışı yapılan ürünler için tek bir toplam fiyat belirlendiğini ,bilirkişinin düzenleyeceği rapor sonucuna göre bakiye alacağın ortaya konulacağını, bilirkişi raporunun alaacğın belirlenebilir olmadığını ortaya koyduğunu,kararın kaldırılmasını, davanın esası hakkında yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemeye iadesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafından kısmi dava olarak açtığı menfi tesbit davası ile icra takibine konu edilen çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti olarak açılmış iken dava tam ıslah edilerek davalının eksik ve ayıplı ifası bulunduğundan bahisle,fazla ödenen bedelin iadesi ve iş 3.kişiye tamamlattırıldığından zararın tazmini gerektiği iddiası ile;5.000-TL nin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 107/1 maddesi davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.Somut olayda eksik teslim edilen mal ,3.şahısdan yapılan tahsilat ve 3.kişiye yaptırılan iş bedeli davacı tarafça bilinen tutarlar olup, alacağın miktarı tam ve belirlenebilir olduğundan davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere belirsiz alacak davası açılabilmesi için talep edilebilecek miktar veya değerin tam veya kesin olarak saptanmasının objektif olarak olanaksız olması gerekir. Talep edilebilecek miktar veya değer biliniyorsa veya tespit edilebiliyorsa ya da tespitine yarar kriterler mevcut ise, o takdirde belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekir. Açıklanan nedenlerle;elde ki davanın ya tam ,ya da kısmi dava olarak açılması mümkün olup,sözleşme gereğince alacak ve zarar kalemleri yönünden, açıkça belirli/ belirlenebilir olduğu görülmektedir. Davacı vekili aşamalarda ki tüm beyanları ve istinaf dilekçesi ile, davasının belirsiz alacak davası olduğunu belirttiği anlaşılmakla davanın usulden reddine ilişkin karar hukuka uygun bulunmuş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.12/05/2022