Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2207 E. 2022/522 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2019/2207
KARAR NO : 2022/522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili ; müvekkili aleyhine davalı şirket tarafından Bakırköy 5. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin dayanağı olarak gösterilen 02/11/2012 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinde müvekkilinin imzası bulunmadığını, müvekkilinin imzası bulunmayan bir sözleşmeden dolayı borçlu olmasının mümkün olmadığını beyanla davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının menfi tespiti istenen meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere davacının müvekkili banka ile akdedilen sözleşmeye 20/05/2010 tarihinde müteselsil kefil sıfatı ile imza attığını, davacının menfi tespit taleplerinin yersiz ve mesnetsiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, davacı tarafından 02.11.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunmadığından bahisle takip nedeniyle menfi tespit talebinde bulunmuş ve davalı alacaklı tarafından takibe konu kredi kartına dair borcun dayanağı olan sözleşme takibe eklenmemiş ise de; kat ihtarnamesinin icra takibine eklenmesi ve takibe dayanak ihtarnamede kart bilgilerinin açıkça yazması karşısında dava konusu business kart borcunun kaynağı olan davacının 20.05.2010 tarihli genel kredi kefalet sözleşmesi uyarınca müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, davacı tarafından borcun miktarına,2010 tarihli sözleşmeye itirazının olmaması karşısında davacının takibe konu borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; hükme esas alınan sözleşmenin icra dosyasına gösterilen dayanak belgeler arasında yer almadığını, borcun business kart hesabının genel kredi sözleşmesi değil kredi kartı borcu olduğunu, business kart hesabının açıldığı tarihe ve icra dosyasının dayanağı olarak gösterilen belgelere bakıldığında davalı vekilinin iddialarının kabulünün yasal olmadığının görüleceğini, kefilin genel kredi sözleşmesini imzalaması, genel kredi sözleşmesi dışında kalan her türlü borçtan genel kredi sözleşmesi limiti ile sorumlu olmayacağını, bu nedenlerle verilen kararın kaldırılarak tüm taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE : Davacı vekili tarafından; 02.11.2012 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinde müvekkilinin imzasının yer almadığını ,müvekkilinin imzası bulunmayan sözleşmeden sorumlu tutulmasının yasal olarak mümkün olmadığını ,anılan sözleşmede kefilin… olduğu,sözleşmede yer almamasına rağmen hangi gerekçe ile borçlu olarak gösterildiğinin anlaşılamadığı belirtilerek menfi tesbit davası açılmıştır.
İcra ödeme emrinde ; borcun sebebi olarak “kredi taahhütnamesi /sözleşmesi ,ihtarname ,hesap özeti ” gösterilmiş ,icra takibi 2.11.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinden doğan borca özgülenmemiştir. Takip dayanağı belgeler arasına 2.11.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin sunulduğu ,ancak kat ihtarı ve hesap özetinde borcun tamamının …22757 numaralı business kart borcu olduğu belirtilmiştir.Bu durumda ; takip dayanağı belgelerin icra dosyasına eksik ve hatalı sunulduğu anlaşılmaktadır.İtirazın iptali davaları icra takip dosyasına sıkı sıkıya bağlı bir davadır.Ancak takip dayanağı belgelerin sunulmaması , eksik sunulması ise itirazın iptali davasının reddi değil ,borçlu tarafından yapılacak şikayet neticesinde ödeme emrinin iptali sebebidir. Açılan dava üzerine davalı vekili ,cevap dilekçesi ekinde yer alan 7446473 CIF, 194985747308 sözleşme numaralı genel kredi ve teminat sözleşmesi’nden de anlaşılacağı üzere davacının,..Hırdavat şirketi ile akdedilen sözleşmeye 20.05.2010 tarihinde müteselsil kefil sıfatı ile imza attığını beyan ederek sözleşmeyi mahkemeye ibraz etmiştir.Davacı tarafından takip dayanağı belgede davacının kefalet imzası bulunmadığı sebebine dayalı olarak dava açılmış ise de; ilk derece mahkemesince uyuşmazlık “davaya konu ihtilaf icra takip dosyasına ek olarak sunulan sözleşme de davacının imzası olmadığı, takibe dayanak esas sözleşmenin takibe eklenmemesi nedeniyle davacının borçtan sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmıştır. “şeklinde belirlenmiş,Mahkemece ,bankaya yazılan müzekkere cevabı duruşmada okunarak; kart borcunun dayanağı olan sözleşmenin davacının kefil sıfatıyla sorumlu olduğu 2010 tarihli sözleşme olduğu belirlenerek, davacı vekilinin beyanı alınmış , davacı vekili dosyanın bilirkişiye verilmesi talepleri olmadığı, borcun miktarına bir itirazları olmadığı, dosyanın mevcut hali ile karara çıkarılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle ;davacının müteselsil kefil olduğu 20.05.2010 tarihli sözleşmeden doğan sorumluluğu,davalının business karta ilişkin alacağın varlığı ve miktarı çekişmesiz olduğundan davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/04/2022