Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2202 E. 2022/526 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2202
KARAR NO: 2022/526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2017/862 Esas 2019/479 Karar
DAVA: İtirazın Kısmen İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalının Beyoğlu’nda … isimli gece kulübünün sahibi olduğunu,müvekkili tarafından 2016- 2017 dönemine ait birikmiş alacağın davalıdan tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini, itiraz üzerine bu davayı açma aşamasında müvekkilinin muhasebe defterlerinde bir hata yapıldığının fark edildiğini, 2016 yılına dair alacağın tahsil edildiğine dair kayıt düşüldüğünün görüldüğünü, esasen bu alacağın tahsil edilmediği için ticari defterlerde yapılan hata giderilene kadar 2016 yılı için talep ettikleri alacak miktarının ayrı tutulduğunu, sadece 2017 yılına ait alacağın dava ve talep konusu yapıldığını, 2017 yılına ait alacağın 340.240-TL olduğunu, ticari defterlerdeki 2016 yılına dair hata düzeltildikten sonra, bakiye alacak için ayrı bir dava açılacağını, şu an için her türlü haklarının saklı olduğunu beyanla davalı borçlunun takipte yaptığı itirazın kısmen iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından icra takibine konu edilmeyen ve dayanak gösterilmeyen bir takım faturaların huzurdaki davada delil olarak gösterildiğini, faturalar incelendiğinde tüm itirazları baki kalmak kaydıyla faturaların kapalı fatura niteliğini haiz olduğunu, faturanın alt kısmında “… Market- … Caddesi No:.. Beşiktaş-Ticaret Sicil No:… Beşiktaş V.D.: …” ibaresini ihtiva eden ve malın cinsi, miktarı, fiyatını kapsar şekilde basılmış kaşe ve fatura tanzim edenden sadır imza yer aldığını, dolayısıyla ticari teamül gereği faturanın alt kısmının tanzim eden kişi tarafından kaşelenmek suretiyle imzalanmasının bir faturayı kapalı faturaya dönüştürdüğünü, bu hususun faturanın bedeli ödenmiş fatura olduğuna karine teşkil ettiğini, icra takibine konu edilmeyen faturaların huzurdaki itirazın kısmen iptali davasına dayanak olarak esas alınamayacağını, bedelin ödenmediğine ilişkin hususun ispat kuvvetinden yoksun olduğunu beyanla, davanın reddine,kötüniyet tazminatının davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, takibe konu faturaların kapalı fatura olmasından dolayı borçlu tarafından ödendiğine karine teşkil ettiği, ödeme belgesi bulunmasa dahi yasal karinenin bertaraf edilemeyeceği, davacı ticari defter ve kayıtlarının usule uygun tutulmaması nedeniyle lehine delil olamayacağı, davalı kayıtlarının lehine delil sayılacağı, davalı defter kayıtlarına göre davalının davacıya borçlu olmadığı, davacının bizzat ibraz ettiği fatura 2. suretleri üzerinde dahi kendi kaşe ve imzasının mevut olduğu ve davalının fatura bedelini ödediğini ayrıca ispatla yükümlü olmadığı, davacı tarafından ödeme karinesinin aksi ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davacı vekili; davalı tarafın faturaların ödendiğine dair açık bir savunması bulunmadığını, davalının ticari defterlerindeki nakit ödeme ibaresinin ödeme beyanı olarak kabul edildiğinde bağlantılı bileşik ikrar kuralı gereği davalının fatura borcunu ödediğini iddia ederek ispat yükünü üzerine aldığını, davalının icra takibine itiraz dilekçesi ile bu davaya verdiği savunma dilekçelerinin çelişkili olduğunu, davalının icra takibine itirazda taraflar arası ticari ilişki olmadığını iddia ettiğini ancak faturalardan taraflar arasında uzun zamandır süregelen bir ticari ilişki olduğunun ortaya çıkabileceğini, davalının ticari defterlerinde faturaların nakit ödeme ibareleriyle kapatıldığını ancak buna dair bir makbuz olmadığını, faturalardaki imzaların müvekkiline ait olmadığını bu sebeple dava konusu faturaların kapalı fatura niteliğini taşımadığını, araştırma yapılırsa imzanın müvekkiline ait olmadığını tespit edileceğini, ıslah dilekçesinin kabul edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik bırakılan hususların ıslah ile tamamlanmasının bir hak olduğunu, bu nedenle istinaf taleplerinin kabul edilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.2-Davalı vekili; davacı tarafın kapalı fatura niteliğinde olan faturaları kötüniyetli olarak davaya konu ettiğini, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, bilirkişinin bu tespiti üzerine davacının kötüniyetli olarak faturalardaki imzaların kendilerine ait olmadığı iddiasıyla imza inkarı şeklinde ıslah talebinde bulunduğunu, mahkemenin dava dilekçesi, icra takibi, ıslah talebinin haksızlığı açıkça tespit edildiğini, ancak davacının kötüniyetli hareket ettiğini değerlendirmediğini, kararın kötüniyet tazminatı bakımından kaldırılarak davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; İİK m. 67 hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davacı- alacaklının, davalı- borçludan faturalı mal satımına dayalı 2016- 2017 yıllarına ait cari (açık) hesap alacağı isteminden kaynaklanan ”807.851,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa işleyecek avans faizi ve takip fer’ ilerinin ” tahsili için davacının 17.08.2017 tarihinde başlattığı İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı ilamsız takibe karşı davalı- borçlunun ödeme emrine vaki itirazının 2017 yılına ait olduğu iddia olunan 340.240-TL alacak yönünden kısmen iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı ancak maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığın sonuçlandırıldığı bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı ve kaynağı bakımından da geçerlidir. İtirazın iptali davalarında takipde dayanılmayan bir belgeye dayanılması mümkün değildir. Eldeki davada, davacı takip ve itirazın iptali davası konusu yaptığı alacağını dayandırdığı faturaların geçerliliğine ilişkin davayı ıslah etmiş, imza inkarında bulunmuş, faturaların kapalı kabul edilemeyeceğini, faturaların davalı defterlerinde kayıtlı bulunmasından dolayı ispat yükünün yer değiştirdiğini, itirazda ve cevapta belirtilmeyen davalı ödeme savunmasına itibar edilemeyeceğini ve , varsa ödeme makbuzunun ayrıca davalı tarafından sunulması gerektiğini ileri sürmüştür. İcra takibine,davaya konu faturaların kapalı fatura olduğu sabit olmakla, kapalı faturalar üzerinde yer alan davacı- alacaklının imzası borçlu tarafından ödendiğine karinedir. Davacı tarafından sunulan fatura ikinci suretlerinde de davacının imzası bulunduğu mahkemece belirlenmiştir. Davacının sunduğu nüshalarda da imzası bulunduğu anlaşılmakla imza incelemesi talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davalının usule uygun tutulan ticari defter ve kayıtları gereğince de, davacıya borçlu olmadığı belirlenmekle neticeten davacı alacağının varlığını ispatlayamamış, davalının davacıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İİK m. 67/2 gereği, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davalı vekili kötüniyet tazminatı taleplerinin karara bağlanmadığını ileri sürmekte olup, davacının davasının reddine karar verilmekle birlikte davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.Somut olayda davacı, davalıya satılan ürünler dolayısıyla fatura düzenleyip gönderdiğini, davalının bedelini ödemediğini iddia etmiş; mahkemece, faturanın kapalı olması nedeniyle ödendiği yolunda karine oluştuğunu, davacının aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Faturanın kapalı olarak düzenlenmesi mahkemenin de belirttiği gibi sadece ödendiği yolunda karine oluşturur. Aksinin ispatı mümkündür. Davacının, bu hususun aksini ispatlayamaması, kötüniyetli olduğunun delili olamaz. Davacı haksız çıkmıştır, fakat ayrıca kötüniyetli olduğu, tahsil ettiği parayı bir kez daha tahsil etmeye çalıştığının davalı tarafından ispatlanması gerekir. Davalı, buna dair hiçbir delil ibraz etmemiş olup dosya kapsamından da bu durum anlaşılamamaktadır. Davalı vekilinin kötüniyet tazminatı bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde olduğundan hükmün kaldırılmasına yeniden hüküm verilmesine ,davanın reddine ,davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne;İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 Tarih 2017/862 esas 2019/479 karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “-Davanın reddine, Davalı vekilinin kötüniyet tazminat isteminin reddine ” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 80,70-TL harcın, mahkeme veznesine yatırılan 1.771,19-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.690,49‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı lehine takdir edilen 26.364,40-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde talep halinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine” Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davalı tarafından yapılan 31,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.07/04/2022