Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2199 E. 2022/523 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2199
KARAR NO: 2022/523
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2016/548 Esas – 2019/897 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı ile müvekkili arasında uzun yıllara dayanan ticaret ilişkisi olduğunu, bu ilişki sebebiyle davalı müvekkili şirkete icra takibindeki miktar kadar borcunun bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki borcu gösteren faturalar, çekler, cari hesap dökümleri ile ticari defterlerin tahkikat aşamasında dosyaya sunulacağını, “müşterilerimizden … Konf. Mlz. adlı şirket ile mal alışverişimiz mevcuttur. Cari hesaplarımızda bir miktar borcumuz vardır.” şeklindeki beyanla borcun ikrar edildiğini, davalının müvekkil şirkete borçlu olduğunu bilmesine, rağmen haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, davanın kabulü ile borçlunun haksız ve kötü niyetli olan itirazın iptaline ve takibin devamına,asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının iddia ettiği miktarda vadesi gelmiş borcun bulunmadığını, davacı ile 2012 yılından beri ticari ilişki içerisinde olduklarını, bu süreden beri mal alım satım hareketlerinin karşılığı ödemelerin diğer tekstil firmalarıyla da olduğu gibi yaklaşık 8-9 aylık vadeli evraklarla yapıldığını,davacının satış gösterdiği malların bir kısmını tam ve eksiksiz olarak teslim etmediğini, teslim etmediği malların bedellerinin müvekkilinden istendiğini, ödeme emrinde iki adet hesap bildirildiğini, birinde takip miktarı 218.791,57- TL olarak belirlenmişken bir diğerinde ise 246.505,42 TL toplam borcun belirtildiğini, söz konusu hesapların hangisinin geçerli olacağının muamma olduğunu bunun ödeme emrinin iptalini gerektirecek nitelikte olduğunu,haksız açılan davanın reddine, kötü niyetli takipte bulunan karşı taraf aleyhine %20’den aşağı olmayacak miktarda icra tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının icra takibine konu ettiği cari (açık) hesaba dayanan alacağa ilişkin faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının defterlerinde takip tarihi itibariyle davacının davalı şirketten 216.657,64-TL alacaklı olduğu, davalının defterlerinde ise takip tarihi itibariyle davalının davacı şirkete 216.741,10-TL borçlu olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 83,46-TL olduğu, bu fark sebebinin davalının ticari defterlerine kayıtlı olan 02/08/2012 tarihli 38.976-TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde 14/08/2012 tarihinde 39.054,54-TL tutarlı olarak kaydedilmesinden kaynaklandığı, davacı defterlerindeki 216.657,64-TL alacak tutarının davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya olan borç rakamlarının takip tarihi itibariyle birbiriyle uyumlu olduğu, davalının vadesi gelmiş bir bakiyenin olmadığı ile tam ve eksiksiz olarak ürünlerin sevkiyatının yapılmadığı savunmasında bulunmuş ise de bunun ispatlanamadığı, böylece davanın 216.657,64-TL alacak yönünden ispatlandığı gerekçesi ile itirazın asıl alacak yönünden kısmen iptaline, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini, davacının iyiniyetli davranmadığı ve bir hakkı açıkça kötüye kullandığının açık olduğunu,davacı vekilinin dava dilekçesinde bahsettiği ve işbu dava dosyasına sunduğu zaptın içeriğinde bizzat kendisinin müvekkili … Ltd. Şti.’nin paravan bir şirket olduğunu gelinen yerin ve şirketin aslında icra dosyası borçlusu … Ltd.Şti. Olduğunu iddia ve ikrarla işbu icra zaptını imzaladıklarını, müvekkili şirketin iki şirket hüviyetini aynı anda taşımasının akla mantığa ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca tarafına gönderilen geçerli bir ödeme emri bulunmadığını, eksik ve hatalı incelemelere dayanılarak düzenlenen raporların hükme dayanak teşkil edemeyeceğini, reddedilen kısım için müvekkili lehine icra inkar tazminatı talebine rağmen herhangi bir tazminata hükmedilmediğini, kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; İİK m. 67 hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davacı- alacaklının, davalı- borçludan, 22.04.2016 tarihi itibarı ile emtia satışı nedeni ile cari (açık) hesap alacağının bulunduğundan bahisle ”218.091,18-TL asıl alacak + takip öncesi işlemiş 700,39-TL yasal faiz ve takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa işleyecek yasal faiz ve takip fer’ ilerinin TBK 100.madde kapsamında” tahsili için davacı- alacaklının 06.05.2016 tarihinde başlattığı Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı ilamsız takibe karşı davalı- borçlunun ödeme emrine vaki itirazının iptali ve icra- inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkin alacağın varlığı, varsa miktarına dairdir. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı takip ile emtia satışından kaynaklanan cari (açık) hesap alacağını davalıdan talep etmektedir. Tarafların HMK’nın 222. maddesine uygun olarak ticari defter ve kayıtları bilirkişi tarafından incelenmiş; bunun sonucunda davacı ticari defterlerine göre 216.657,64-TL davalıdan alacak kaydının bulunduğu, davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya 216.741,10-TL borçlu olduğu tespit edilmiş, 83,46-TL farkın bir adet faturanın tarafların kayıtlarına farklı işlenmesi sonucu oluştuğu, neticeten tarafların örtüşen kayıtları gereğince; davacının 216.657,64-TL davalıdan alacaklı olduğu, davalı kayıtları gereğince kayıtlara işlenen faturalar iade edilmemekle veya itiraza uğramamakla TTK m.21 gereğince düzenlenen faturalar karşılığında malın satışının ve teslimin gerçekleştiği borç hususu bakımından tarafların ticari defter ve kayıtlarının mutabık olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili müvekkili şirketin borçtan sorumlu olmadığını ileri sürse de davalının davacının düzenlediği faturaları alarak ticari defterlerine kaydettiği ,ticari defterlerinde kayıtlı olan borcu ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmaktadır.Takipden evvel temerrüt gerçekleşmediğinden işlemiş faize ilişkin istek red edilmiş ve bu kısım bakımından hüküm istinaf edilmemiştir. İİK m. 67/2 gereği, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Dava konusu itirazın iptali talep olunan asıl alacağa yönelik davalı itirazının kısmen haksız olduğu, alacağın likit olduğu gözetildiğinde, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı vekili kötüniyet tazminatı taleplerinin karara bağlanmadığını ileri sürmekte olup; davacının asıl alacağının bir kısmı ve işlemiş faiz alacağı yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiş ise de, davacının kötü niyetli olarak davalı aleyhine takip yaptığı kanıtlanamadığı, esasen asıl alacağın büyük oranda davacı taraf haklı görülerek lehine icra inkar tazminatı ve yargı giderine hükmedildiğinden cüzi bir miktar asıl alacak ve işlemiş faiz bakımından takip haksız ise de kötüniyetli olduğunun kabul edilemeyeceği ancak ilk derece mahkemesi tarafından kötüniyet tazminatı talebi hakkında olumlu olumsuz br karar verilmediği anlaşılmakla , davalı vekilinin kötüniyet tazminatı hakkında hüküm verilmediğine yönelik istinaf nedeni yerinde olduğundan hükmün kaldırılarak davalı vekilinin kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kötüniyet tazminatı bakımından hüküm verilmediği anlaşılmakla hükmün kesinleşen kısımları ile tekrarına itirazın kısmen iptaline ,fazla istemin reddine ,davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/548 Esas – 2019/897 Karar sayılı 18.09.2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine davalının itirazının 216.657,64- TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla istemin reddine, İtirazın iptaline karar verilen asıl alacağın % 20 si oranında 43.331,52-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 14.799,88-TL harçtan davacı tarafından mahkeme veznesine peşin yatırılan 2.642,46-TL’ nin mahsubu ile eksik kalan 12.157,42-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 2.671,66-TL’peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 1.411,15-TL’den kabul-red oranına göre hesaplanan 1.397,46-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, Davacı vekili için takdir olunan 18.949,46-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı vekili için takdir olunan 2.133,93-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” Davalı tarafından yatırılan 3.700-TL peşin istinaf karar harcının davalıya iadesine, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.07/04/2022