Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2169 E. 2019/1499 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2169
KARAR NO : 2019/1499
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/366
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/11/2019
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir isteyen alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; müvekkili şirket çalışanları tarafından davalıya ait www…..com.tr adresli web sitesinde, davalı şirketin medikal malzeme ürünü satışını ve yurtdışına ihracatını gerçekleştirdiği markalar arasında müvekkil şirketin marka ismi “…”i ve logosunu müvekkil şirketten temin edilen hiç bir ürün olmamasına rağmen ürünleri doğrudan markaların resmi distribütörlerinden temin ettiğini beyan ettiğini, bunun üzerine 8.06.2018 tarihinde davalı şirkete hukuka aykırı eylemlerine son vermesini bildiren ihtarname keşide edildiğini, müvekkil şirketin güvenilirliğine de zarar veren bu eylemlerin ivedilikle son bulması için haksız rekabetin önlenmesi amacıyla davalı tarafın internet sitesindeki yanlış/yanıltıcı beyanların düzeltilmesine yönelik TTK md. 61 gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalı şirketin yurtdışında bulunan resmi distribütörlerden almış olduğu ürünleri yine yurtdışına satışını gerçekleştirdiğini, Türkiye pazarında … satışı bulunmadığını, ürünlerini doğrudan markaların resmi distribütörlerinden temin ettiğini, davalının satış yaptığı tüm firmalara da açıkça resmi distribütör olmadığını beyan ettiğini, davalının distribütör veya tek yetkili satıcısı olmadığını ve ithalatçı olduğunu fazlasıyla vurguladığını ve herhangi bir yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunmadığını, ihtarnamelerden sonra hiçbir zorunluluğu bulunmamasına rağmen, yurtiçinde veya yurtdışında Draeger satışı gerçekleştirmiyor olması nedeni ile,internet sitesinden …’e ait görselleri kaldırdığını, Draeger’in dosya kapsamında paylaşmış olduğu internet sitesi ekran görüntüleri, ihtarnamelerden önce alınan ekran görüntüleri olduğunu, tam bir yıl sonra,halihazırda mevcut internet sitesinde bulunmayan eski ekran görüntülerine dayanılarak haksız,davayı açtıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, sunulan delillerin ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli olmadığı ve davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; müvekkili şirketin, Draeger markalı ürünlerin satış yetkisini yalnızca anlaşma yaptığı bayilere verdiğini ve bu yetkiyi de belirli bir bölge ile sınırlandırdığını,davalının internet sitesinden yaptığı açıklamaların gerçeğe uygun olmadığını, gerçeğe aykırı beyanatlar, davanın açıldığı tarih olan28/06/2018 ‘de web sitesinde mevcut iken, dilekçenin davalıya tebliğinden sonra siteden kaldırıldığını,bu eylemlerle müvekkilinin tanınmışlığından yararlanarak ekonomik menfaat elde ettiği ve rekabette haksız bir biçimde kendisini öne geçirdiğini,davalı şirkete yönelen müşteri potansiyeli sebebi ile kazanç kaybettiğini, güvenilirliğinin zedelendiği ispatlanmışken ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmemesinin ciddi zararlara yol açtığını belirterek, ihtiyati tedbir taleplerinin reddini içeren 13/09/2019 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nın onuncu kısmı “Geçici Hukuki Korumalar” başlığı altında ihtiyati tedbir müessesini düzenlemiştir. Aynı Yasa’nın “İhtiyati Tedbirin Şartları” başlıklı 389. maddesinin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmü düzenlendikten sonra 391. maddesinde İhtiyati Tedbir kararının hem maddi hem şekli içereceği düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde “İhtiyatî Tedbirde asıl olan, ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir.” açıklaması yer almaktadır. Eldeki davada; ihtiyati tedbir istemi davalı şirketin web sitesinde bulunan … ürünlerinin satışının yapıldığına ilişkin bilgilerin kaldırılmasına yöneliktir.Dava tarihinden sonra davacı kullanımında olan markanın internet sitesinden kaldırıldığı tarafların kabulundedir.Ancak davacı tekrar konulabilme ihtimaline binaen ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmektedir. Web sitesinde halen davacı markası bulunmadığına göre hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin mevcut olmadığının kabulü gerekmektedir.Davalı taraf savunmasında satışını yaptığı ürünleri yurtdışındaki distrübütörlerden ithalat yoluyla temin ettiğini bildirmiştir. Davalının bu yöndeki savunması yapılacak tahkikat aşamasında değerlendirilecektir.Güncel durumda siteden çıkartıldığı bildirilen içerik nedeniyle HMK 389.vd. maddelerinde aranan , mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinin hiç birinin somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmış olup, ihtiyati tedbir isteyen vekilince ara kararına yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmeyip ilk derece mahkemesinin dosya mevcudu delilleri yasal düzenlemeleri yerinde takdir ederek verdiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/11/2019