Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2167 E. 2022/343 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2167
KARAR NO: 2022/343
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2018/111 Esas – 2019/732 Karar
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacılar vekili; müvekkillerinden … ile …’nun, …’nun evli olduğu, müvekkili …’nun maliki bulunduğu taşınmaz üzerine kredi borçlusu … lehine 700.000-TL bedelle, müvekkili …’nun maliki bulunduğu konutlar üzerine kredi borçlusu … lehine 680.000-TL bedelle ipotek tesis edildiğini, bu üç adet ipotek işleminin yasanın aradığı şartları taşımadığı için geçersiz olduğunu ve bu nedenle müvekkillerinin davalıya borcu bulunmadığını, bankanın bunu bile bile müvekkilleri aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, ipoteğin şekil şartlarının kanunda düzenlendiğini,…’nun eşi …’dan eş rızasının alınmadığını, …’nun eşi …’dan bir rıza alınmış gibi gözükse de içeriği itibari ile geçersiz olduğunu, eşlerden birinin aile birliği içinde diğer eşin zararına olarak yaptığı hukuki işlemlerin geçerli olabilmesi için eşin rızasının gerektiğini, taşınmazın aile konutu olması halinde eş rızasına ihtiyaç duyulduğunu, …’nun eşi …’dan TMK uyarınca eş rızası alınmış ise de ayrıca TMK’nun 584 maddesi uyarınca da eş rızası alınmadığı için ipotek tesisi işleminin geçersiz olduğunu, ipotek resmi senetlerine bakıldığında borçlunun “doğmuş, doğacak” borçlarını karşılamak üzere verildiğini, her üç ipoteğin de limit ipoteği olduğunu, bir an için müvekkillerin sorumlu olduğu düşünülse bile azami sorumluluklarının 1.380.000-TL ile sınırlı olduğunu belirterek müvekkillerin borçlu bulunmadığının tespitine ve ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; müvekkil bankanın Gaziosmanpaşa Şubesi ile dava dışı kredi borçlusu … arasında 03/09/2014 tarihinde 950.000-TL’lik genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, ancak dava dışı kredi borçlusunun sözleşmesel taahhütlerini yerine getirmediği için ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesi için İstanbul … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davacı …’nun maliki bulunduğu taşınmaz üzerine 1. Derecede 700.000-TL, …’nun maliki bulunduğu 2 adet taşınmaz üzerinde ise ayrı ayrı 340.000-TL ipotek tesis edildiğini, söz konusu ipotek işlemleri TBK ve TMK hükümlerine uygun olarak tesis edildiğini, yani eş rızalarının alındığını, … adına kayıtlı taşınmazın mesken olması nedeniyle eşi …’dan 05/09/2014 tarihinde eş muvaffakatinin alındığını, kaldı ki anılan konutun aile konutu olmadığını, çünkü davacıların başka adreslerdeki konutlarda ikamet ettiklerini, dava konusu taşınmazların Bakırköy … İcra Dairesi’nin… Talimat dosyası ile yapılan ihalede…’nu maliki bulunduğu taşınmazların 210.000’er TL ve …’ya ait taşınmazın ise 453.000-TL bedelle alacağa mahsuben alındığını ve banka adına tescillerinin yapıldığını, …a ait taşınmazın işyeri niteliğinde olduğu için TMK 194.md uyarınca eş rızasına gerek bulunmadığını, …’ya ait taşınmaz konut niteliğinde bulunduğu için eş …’dan eş rızasının alındığını, davacı … şahsi güvence değil, ayni güvence verdiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; davalı banka ile dava dışı borçlu … arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, davacıların akdedilen bu kredi sözleşmesine kefil olmadıkları, ancak davaya konu 4 ve 6 nolu dairelerin davacı … tarafından, 1 nolu dükkanın ise davacı… tarafından kredi borcuna karşılık ipotek verilmiş oldukları, davacı tarafın eş muvaffakati bulunmaması sebebi ile ipoteklerin geçersizliğini talep ettikleri, davacı …. adına kayıtlı olan dava konusu 4 ve 6 nolu daireye ilişkin olarak TMK’nın 194. Maddesi uyarınca eş muvafakatinin alındığı, davacı …ya ait 1 nolu dükkan yönünden ise eş muvafakatinin alınmadığı, ancak bu taşınmazın TMK m.194 anlamında aile konutu olmadığı, dava konusu ipotek tesisinin ayni bir güvence olması nedeniyle TBK m.603 uyarınca kefalet hükümlerinin uygulanamayacağı, dolayısıyla eş rızasının aranmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; muvafakatnamedeki 05/04/2014 tarihinin müvekkili … tarafından yazılmadığını, bu nedenle eş rızasının verildiği tarihin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belgeye yansıtılmadığını, ipotek işleminin yasal şekil şartı yoksunluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, ipotek akit tablosu içinde TBK m.603 kapsamında kişisel güvence niteliğinde hükümler bulunduğunu, ipotek akit tablosunun 3 ila 12 maddeleri arasındaki hükümlerde karşı tarafça şahsi güvence de alındığını, bu nedenle eş rızasının şart olduğunu, kaldı ki Anayasa Mahkemecesince de TBK m584 ve m.603 hükmünün üçüncü kişiler lehine güvence verilen tüm sözleşmelerde uygulandığının belirtildiğini, TBK’nın 603 maddesinin sevk gerekçesi de dikkate alındığında üçüncü kişiler lehine verilen tüm güvencelerde eş rızasının alınmasının zorunlu olduğunu, bunun dışında TBK m.603’de yer alan “kişisel” ifadesinin Anayasa’nın 41. Maddesine aykırı olduğunu, bu ibarenin iptali için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacılardan …’nun eşi olan davacı…, eşi … adına kayıtlı Bağcılar- … Köyü,…nolu bağımsız bölümle ilgili davalı banka lehine ipotek tesis edilirken kendisinden muvafakat alınmadığını; davacılardan …nun eşi olan davacı.. . ise eşi …’nın adına kayıtlı Bağcılar-… Köyü,…parselde bulunan … ve … nolu bağımsız bölümlerle ilgili davalı banka lehine ipotek tesis edilirken muvafakatnamedeki tarihin kendi el yazısı ile yazılmadığını, şekil şartlarına uyulmadan yapılan ipotek tesisi işleminin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.Davalı banka ise ipotekli taşınmazların aile konutu olmadığını, 1 nolu taşınmazın dükkan vasfında olduğunu, konut niteliğinde olan … ve … nolu taşınmazlarla ilgili ise davacı …’dan muvafakat alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı …. adına kayıtlı İstanbul İli Bağcılar-… Köyü,… parselde bulunan 1 nolu dükkan vasıflı taşınmaz üzerinde 05/09/2014 tarihinde davalı banka lehine dava dışı…’ın borçlarının teminatını oluşturmak üzere 700.000-TL limit ile ipotek tesis edildiği, ipotek akit tablosunda eş rızasının bulunmadığı dosya içeriğiyle sabittir. Yine, davacı .. .adına kayıtlı Bağcılar-… Köyü, … parselde bulunan … ve … nolu konut vasıflı taşınmaz üzerinde 05/09/2014 tarihinde davalı banka lehine dava dışı …’ın borçlarının teminatını oluşturmak üzere ayrı ayrı 340.000-TL limit ile ipotek tesis edildiği, ipotek akit tablosunda eş rızasının bulunmadığı dosya içeriğiyle sabittir. Öncelikle TMK’nun 194. maddesindeki özel düzenleme uyarınca eşin rızasının alınması şartının ancak ipotek edilen taşınmazın aile konutu olması haline mahsus olduğunu belirtmek gerekir. Dosya içerisinde yer alan tapu kaydından ipoteğe konu taşınmazlar üzerinde aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı yan iş bu davada dava konusu ipotekli taşınmazların aile konutu olarak kullanıldığını ileri sürmemekte, ipotek tesis aşamasında eş rızasının alınmaması ya da usulüne uygun alınmaması nedeniyle ipoteğin geçersiz olduğu iddiasına dayanmaktadır.4721 sayılı TMK. madde 881; “Hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.” hükmünü amirdir. TBK’nun 603. Maddesi “Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanır.” hükmünü içermektedir. İpotek ile verilen teminat ise kişisel bir teminat olmayıp ayni bir teminattır. Bir başka anlatımla ipotek TBK’nun 603. Maddesi kapsamında olmadığından eş rızasının alınmasına gerek yoktur. Davalı bankanın tapuya güven ilkesi uyarınca davacı eşin muvafakatını alma zorunluluğu söz konusu olmadığından dava konusu ipotek sözleşmesi geçerlidir. (Emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 28/11/2016 tarih ve 2016/8173 Esas 2016/15194 Karar,12/10/2017 tarih ve 2017/869 Esas 2017/6870 Karar sayılı ilamları). Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı gider avansından karşılanan 57,50-TL istinaf yargı giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022