Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2166 E. 2022/183 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2166
KARAR NO: 2022/183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2018/338 Esas – 2019/665 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili …’in yetkilisi bulunduğu … şirketinin borcu nedeni ile firması ve kendisinin borçlusu davalı …Ltd. Şti’nin alacaklısı olduğu İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasında alacaklı tarafın şikayeti ile taahhüdü ihlal cezası aldığını, bunun üzerine icra dosya borcu olarak 70.000-TL ödeme yaptıklarını, bahse konu ödemenin şikayetten vazgeçilerek dosyanın infazen kapanacağının davalı vekili tarafından kendilerine söylenmesi üzerine yapıldığını, müvekkili …’in alacaklı vekiline 01/03/2017 Tarihinde 5.000-TL ödeme yaptığını,alacaklı vekiline toplamda 75.000-TL ödeme yaptıklarını, davacı asilin daha sonra kapak hesabı yaptırdığında gerçek borcunun tahsil harcı da dahil toplam 61.017,43-TL olduğunu icra dairesinden 03/05/2017 tarihinde öğrendiğini, ayrıca yapılan ödemelerin icra müdürlüğüne bildirilmediğini, davalı alacaklı tarafça icra dosyası nedeniyle müvekkilinden 13.983-TL fazladan para alındığını belirterek bu tutarın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını, icra müdürlüğünün sehven hataya düşerek yanlış hesaplama yaptığını, kendilerinin bir kusurunun bulunmadığını, yapılan hata varsa kapak hesabı ile de ortaya çıkacağını, davacının yaptığı ödemeleri dosya için yaptığını iddia ettiğini, ancak ödemelerin kapak hesabından bile eksik olduğunu, dolayısı ile hala borçlu bulunduğunu, davacı taraf aleyhine açılan ceza dosyaları bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalının yabancı para alacağını tahsil tarihindeki kur üzerinden tahsilini talep etme hakkının olduğu, fakat seçimlik hakkını bu yönde kullanmadığı, zira takip talebinde tahsil tarihindeki kur üzerinden talepte bulunduğuna dair bir kayıt olmadığı gibi, alacağa avans faizin işletilmesini talep ettiği, bilirkişi raporunda 5.000-TL lik ödemenin de dikkate alındığı ve takip tarihindeki kur esas alınarak yapılan hesaplama sonucu bulunan 14.091,51-TL fazla ödeme yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile davalı tarafa fazla ödenen 13.983-TL’nin yasal faiz işletilerek davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili ; alacaklının talebinin borcun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsil etme yönünde olduğunun kabulü için asıl alacak ile asıl alacağa işlemiş faizin yabancı para üzerinden gösterilmesinin yeterli olduğunu, icra takibinde de bu yönde asıl alacak ve işlemiş faizin yabancı para üzerinden gösterildiğini, TBK’nın 99/son maddesi uyarınca alacaklının fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden yapılması bakımından seçimlik hakkının bulunduğunu, müvekkilince fazladan tahsil edilen bir bedel olmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacılar, icra dosyası ile kendilerinden 13.983-TL fazla ödeme tahsil edildiğini belirterek fazla ödemenin davalıdan tahsilini talep etmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 99/son maddesi gereğince; “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir”. Buna göre; alacaklının seçimlik hakkı mevcut olup, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde, takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir. Somut olayda, alacaklının takip talebinde, asıl alacağı ve asıl alacağa işlemiş faizi yabancı para olarak (USD) belirttiği, ancak talebinde yabancı para alacağını takip tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığına çevirip ihtarname giderini de eklemek suretiyle 45.577,42-TL alacağın avans faiziyle ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Alacaklının takip talebinde, döviz cinsi alacağını, takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığını açıkça talep ettiği yazılı olduğuna göre artık TBK m.99’da düzenlenen seçimlik hakkını takip tarihindeki kur üzerinden kullandığını ve takip tarihindeki TL karşılığını talep ettiğininin kabulü gerekir. Davacı tarafından davalıya takip sırasında 75.000-TL ödeme yapılmış olup, bilirkişi tarafından TBK m.100 gereğince ödeme tarihine kadar borcun ferileri dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplamada davacı tarafından davalıya talep olunan miktardan fazla ödeme yapıldığı tespit edildiği anlaşıldığından mahkemece taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 955,17-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 238,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 716,38-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 13,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/02/2022