Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2149 E. 2019/1583 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2149
KARAR NO : 2019/1583
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/644 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekili, tarafların davalı şirketin ortağı olduklarını ve aynı zamanda evli olduklarını, davalı şirket tasfiyesi istenen gayri faal bir şirket olup tek taşınmazı olduğunu, taşınmazın kiraya verildiğini ve şirketin tek faaliyetinin kira tahsil etmek olduğunu, taraflar arasında boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davaları görülmekte olup 3 yıldır ayrı yaşamakta olduklarını, müvekkilinin kendisinin de şirket yetkilisi olduğunu zannederken tek yetkilinin davalının olduğunu öğrendiğini, davalının münferit imza yetkilisi seçildiği genel kurul toplantılarında müvekkilinin imzası bulunduğu belirtilse de müvekkilinin bu toplantılara katılmadığını, davalının aylık 160.000-TL kira getirisi olan taşınmazın kiralarını şirket yöneticisi sıfatıyla tamamen alıp nereye harcadığının hesabını vermediğini, ayrıca davalının şirket adına taşınmazı ipotek göstererek 3.000.000-TL kredi kullandığını ve paranın akıbetinin belli olmadığını, ortaklığı devam ettirmenin mümkün olmadığını ileri sürerek öncelikle TTK 235.m. uygulanmak suretiyle, davalı …’ün imza yetkisinin dava sonuna kadar tedbiren kaldırılıp bu yetkinin sınırları mahkemece belirlenmek üzere kayyıma verilmesine, davalının azline, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesinin 09/09/2019 tarihli ara kararı ile, talep sahibi davacının hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunmadığı,sermaye şirketleri kâr amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşmuş tüzel varlıklar olup şirketin yönetim kurulunun oluşumu, işleyişi, görevden alınması öncelikle şirketin kendi iç yapısı içinde genel kurulda halledilmesi gereken konular olduğu, yargı organları ancak yasanın öngördüğü hallerle sınırlı olarak şirkete kayyım atayabilecekleri, somut olay bakımından bu durum gerçekleşmediği gibi ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacı vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uymadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen/davacı istinaf dilekçesinde özetle; ekte sunulan davalı şirketin hesap ekstresinden de görüleceği üzere davalı …’ün gayri faal olan şirket adına taşınmazını ipotek göstererek 29.08.2019 tarihinde 3.000.000-TL kredi kullandığını ve parayı da şirket hesabından şahsi hesabına aktardığını, bu hususun davalının usulsüz elde ettiği yetkilerini kötüye kullandığını göstermekte olduğunu, davalının şirketi zarara sokacak başka eylemlerde de bulunabileceğini, ayrıca şirkete ait taşınmazın Eylül ayı itibariyle kira döneminin sona erdiğini ve yeni kira döneminin başladığını, davalının kira çeklerini almak için kiracıya baskı yapmaya başladığını, yıllık 2.000.000-TL üzerinde tutan bu çekleri de aldığında istediğini elde etmiş olacağını, davalı eyleminin suç teşkil etmekte olduğunu belirterek 09/09/2019 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, limited şirketin feshi ve şirket yöneticisinin azli istemiyle açılan davada, şirket yöneticisinin imza yetkisinin kaldırılması ile şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. TTK 636/4 m. uyarınca, fesih davası açıldığında mahkeme tarafların birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, dosyanın geldiği aşama itibariyle, davacı taraf iddialarının yaklaşık olarak ispatı sağlanamadığından, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde verilen ara kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 19/12/2019