Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2102 E. 2022/487 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2019/2102
KARAR NO : 2022/487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili ;taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle 15/10/2015 tarihli cari hesap ekstresinde davalının 10.350,25-usd borcu bulunduğunu, icra takibi başlatılmadan Kadıköy 32. Noterliğinin 15/01/2016 tarihli ihtarname keşide edilerek tebliğ edildiğini, ihtara cevap verilmediğini ve ödeme yapılmadığından, İst. Anadolu 19. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığını, takipden sonra 09/02/2016 tarihinde davalı tarafından müvekkili hesabına 23.373,22-TL kısmi ödeme yapıldığını, tahsil harcının müvekkili tarafından yatırıldığını, ödeme emrinin 10/02/2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından 23.373,33-TL ödendikten sonra borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, yapılan ödemeden sonra yapılan kapak hesabı sonucu bakiye 12.381,97-TL alacak için itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; icra takibi başlamadan önce gerçekte olan 23.373,22-TL borcun 09/02/2016 tarihinde davacıya ödendiğini,davacı tarafın 2014 yılında kur farkı talep etmediğini ,2015 yılında kurların çok artmasından dolayı verilen teminat mektubunu koz olarak kullanarak faturaları satış kuru üzerinden düzenlediğini, aradaki ticari ilişkinin devam edebilmesi için gönderilen dava konusu 22/10/2015 tarih ve 992423 numaralı fatura ile bildirilen 23.373,22-TL kur farkının kabul edildiğini, Kadıköy 32. Noterliği’nin 15/01/2016 tarihli ihtarnamede müvekkili şirkete 10.350,25-TL borç olduğunun ihtar edildiğini, bu meblağın fatura düzenlenen 23.373,22-TL’nin altında olduğundan ihtara cevap verilmediğini, davacının fazladan kur farkı talebinde bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak, davacı tarafça düzenlenen 10.348,27-USD miktarlı faturanın, davalı kayıtlarına işlendiği,09.02.2016 tarihinde 23.373,22-TL ödeme yapıldığı hususunun her iki tarafın kabulünde olduğu, icra dosyası kapsamında yapılan hesaplamaya göre davacının toplam borcunun 35.745,19-TL olduğu, 23.373,22-TL’nin düşülmesi ile davalının bakiye borcunun 12.371,97-TL kaldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 12.375,17-TL üzerinden itirazın iptali ile davacı lehine %20 oranında 2.447,03-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; taraflar arasında herhangi bir şekilde kur farkı ile ilgili anlaşma yapılmadığını,2015 yılında kurların çok hızlı artmasından dolayı davacının, teminat mektubunu koz olarak kullanarak kur farkının kabul edilmek zorunda bırakıldığını, faturalandırmanın ödemenin yapıldığı güne göre yapılması gerekirken, sevk tarihine göre yapılmasının; 105 nolu KDV Genel Tebliğine göre de faturanın TCMB’nin döviz alış kuru üzerinden yapılması gerekirken döviz satış kuru üzerinden yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının talep ettiği fatura farkı talebinin temelinde davacının 2014 yılında talep etmediği kur farklarını 2014 yılından 2015 yılına devir yapıldıktan sonra istemeye başlaması olduğunu, 2014 yılı defterlerin incelenmesinin özellikle talep edilmesine rağmen sadece 2015 yılından sonrasının incelendiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunu kabul etmemekle birlikte mahkemenin gerekçe belirtmeksizin bilirkişi raporlarındaki hesaplardan farklı bir meblağ üzerinden karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava;davacı- alacaklının, davalı- borçludan ”04.02.2016 tarihli cari (açık) hesap ekstresinden kaynaklanan 10.348,27-usd asıl alacak+1,98-USDişlemiş faiz isteğiyle başlattığı 05.02.2016 tarihli takipte, ödeme emrinin 10.02.2016 tarihinde davalı- borçluya tebliğinden önce, 09.02.2016 tarihinde davalı- borçlu tarafından TBK’nın 100. maddesi kapsamında 23.373,22-TL ödemenin mahsubu sonucu kalan bakiye 12.381,97-TL kaldığından bahisle İstanbul Anadolu 19. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı ilamsız takibe karşı davalı- borçlunun ödeme emrine vaki itirazının 12.381,97-TL üzerinden iptali isteğine ilişkindir.
Davacının satış faturaları USD olarak düzenlendiğinden, bedelinin de USD olarak ödenmesi gerekir. Ödendiği tarihteki döviz satış kuruna bölünmek suretiyle ödenen bedelin USD karşılığı bulunur. Davalı tarafın kur farkı faturasını kabul etmiş olması da borcun yabancı para ile ödeneceğini göstermektedir. Muhasebe sistemine göre defterler TL olarak yazıldığı için borç/ alacak görülmeyebilir. Ancak bunun takip edilmesi halinde her ay veya 3 ayda bir gelir/ gideri gerçek borcu belirleyebilmek için kur farkı hesabının yapılması gerekir. Tarafların ticari kayıtlarına göre, davacının takip tarihi itibarı ile cari hesapda 10.348,27-USD bakiye alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf, icra dairesince yapılan kapak hesabına göre bakiye kalan 12.381,97-TL alacağı için iş bu davayı açmıştır. Kapak hesabı 35.745,19-TL’den , ödenen 23.373,22-TL bedel düşüldüğünde bakiye (35.745,19- 23.373,22)= 12.371,97-TL kalmaktadır. Takip tarihi itibariyle TCMB USD efektif satış kuru dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir.Davacının asıl alacak tutarının takip tarihi itibariyle karşılığı 30.115,09-TL dir. 15.01.2016 tarihli …yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı- borçluya 21.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, iki gün içinde 10.348,27-TL ödeme istenildiği anlaşılmakla 24.01.2016 tarihi itibari ile davalı- borçlunun 10.348,27-TL yönünden temerrüde düştüğü, takibin 05.02.2016 tarihi olması itibarı ile bu miktar için avans faiz oranından yapılan hesaplama ile 29,11-TL takipden evvel işlemiş faiz hesaplanmıştır. Davacının ödediği 29,20-TL başvuru harcı, 3.613,81-TL vekalet ücretinin+4,30-TL posta masrafının bulunduğu tespit edilmektedir.Davalı- borçlunun, davacı- alacaklıya 23.373,22-TL ödemede bulunduğu 09.02.2016 tarihi itibarı ile TBK m.100 uyarınca yapılan hesaplamaya göre; davacının 30.115,09-TL asıl alacak olmak üzere takipden ödeme tarihine kadar işleyen faiz ilavesiyle de 33.791,51-TL toplam alacağı olduğu,bu miktardan 23.373,22-TL ödeme düşüldüğünde bakiye 10.418,29-TL alacak aslı kaldığı belirlenmiştir. 306,76-TL tahsil harcı davacı alacağı olmayıp hazineye ödendiğinden TBK 100.madde hesaplamasında alacağa ilave edilmeyecektir.Davalının takip dosyasındaki itirazının haksız olduğu, alacağın likit nitelikte olduğu gözetildiğinde ,yapılan kısmi ödeme önce ferilerden mahsubu yapıldığından kalan alacak daima asıl alacağı teşkil ettiğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle ;davacının alacağını takipden sora kısmi ödeme yaptığı ,TBK nun 100.maddesi uyarınca hesaplama yapılması gerektiği ,satımların yabancı para ile yapıldığı ,ödemenin ise TL olarak yapılması nedeniyle ödeme günü kurundan yapılan ödeme yabancı paraya çevrilerek yapılan ödemelerin düşülmesi neticesinde cari hesapda oluşan bakiyenin talep edildiği TBK 100 gereği yapılan ödeme tarihinde icra takibine konu alacak tutarının ferileri eklenerek yapılan hesaplamada davacının 10.418,29-TL bakiye asıl alacak talep edebileceği tespit edilmekle itirazın bu miktar üzerinden kısmen iptaline karar verilmesi gerekirken icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabına göre ödeme düşülerek 12.375,17-TL’ye hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Ancak ,yapılan hata ,eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden hüküm verilerek davanın kısmen kabulüne,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/275Esas – 2019/34 Karar sayılı ve 17.01.2019 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA;
“Davalının İst. Anadolu 19. İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasında itirazının kısmen iptaline , 10.418,29-TL asıl alacağa 9.2.2016 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine,
%20 oranda hesaplanan 2.083,65-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine”
İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak;
“Alınması gereken 845,81-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 60,66-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 785,15-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 89,86-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.200-TL bilirkişi ücreti ve 184,40-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.384,40-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.165-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı lehine taktir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 1.963,68-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan 211-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Davacı yan gider avansından karşılanan 36,90-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 31-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 31,50-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 5-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.31/03/2022