Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/21 E. 2021/131 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/21
KARAR NO : 2021/131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2017/1132 Esas – 2018/1256 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut ticari ilişki kapsamında düzenlenen 555.294,76 TL fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız olarak takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın faturasına karşılık müvekkili tarafından çek verildiğini, çek karşılığında davacının alacağını tahsil ettiğini, bu nedenle müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, çekin davacının mail ile kimlik bilgilerini bildirdiği sigortalı çalışanı … teslim edildiğini, çekin de bankaya ibraz edilerek tahsil edildiğini, davacının buna rağmen kötü niyetli olarak takip başlattığını belirterek, davanın reddi ile müvekkili şirket lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafın icra takibine konu ettiği 555.294,76-TL’lik fatura bedelinin, davacı şirketin, davalı şirkete gönderdiği mail yazısı ve kimlik fotokopisine göre, davalı şirket tarafından keşide edilen aynı bedeldeki çekin davacı şirket çalışanı olan … teslim edildiği ve şirket çalışanı tarafından tahsilat makbuzu düzenlendiği, ilgili bankanın cevabi yazısına göre çekin de davacı şirket çalışanı olan bu kişi tarafından tahsil edildiği, her ne kadar davacı taraf çeki tahsil eden ve şirket çalışanı olan … şirket yetkilisi olmadığından bahisle kendisine yapılan ödemenin borcu sona erdirmeyeceğini iddia etmiş ise de, sunulu delillere göre ödemeye konu çekin davacı şirketin talimatı doğrultusunda şirket çalışanına teslim edildiği, şirket çalışanının 555.294,76-TL’lik çeki tahsil ettikten sonra şirkete herhangi bir ödeme yapmaması halinde, davacı şirket tarafından şirket çalışanı aleyhine herhangi bir cezai veya icrai işlem başlatmamasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu bağlamda davalı şirketin dava konusu yapılan alacağı davacı şirket adına düzenlediği çek ile ödediğinin kabul edilmesi gerektiği, davalı şirket tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinden sonra ve düzenlenen fatura tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra davalı aleyhine ödenmiş alacakla ilgili icra takibi yapmasının İİK’nın 67. maddesi gereğince haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, davanın reddi ile davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; taraflar arasında çok sayıda ticari ilişki mevcut olup … kimlik bilgilerinin mail yoluyla gönderilmiş olması ile müvekkilinin çekten haberdar olması arasında illiyet bağı bulunmadığını, mailde çeke ilişkin bilgi bulunmadığı gibi müvekkili şirket yetkilisi tarafından da gönderilmediğini, çekin mailden 13 gün sonra teslim edilmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin … tahsilat konusunda yetkilendirmediğini, çekten ve çekin bu kişiye teslim edildiğinden haberdar olmayan müvekkilinin, söz konusu işlemi onamadığını, davalının imza yetkisi olmadığını bildiği bir kişiye kendi imzası karşılığında çek teslim etmesinin ve tahsilat makbuzu imzalatmasının hukuken kabul edilebilir olmadığını, … müvekkili tarafından tahsilat yetkisi verilmemiş olması nedeniyle, sonuçlarının müvekkilini bağlayıcı nitelikte olmadığını, bu yüzden müvekkili tarafından bu kişi hakkında hukuki yollara başvurulmamış olmasının davanın reddine gerekçe olamayacağını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satıma dayalı alacağa yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Ticari şirketlerde şirket adına sözleşme yapma yetkisi, şirketi temsil ve ilzama yetkili temsilciye aittir. 6098 sayılı TBK’nın 40. maddesi uyarınca yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar. Aynı yasanın 46. maddesine göre, “Bir kimse yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar.”, 47. maddesine göre ise “Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir” hükümleri düzenlenmiştir.Somut olayda uyuşmazlık; ödeme tarihinde davacı şirket çalışanı olan … davacı şirket adına tahsilat yetkisinin bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak davalı tarafından bu kişiye yapılan ödemenin takip konusu borcu sona erdirip erdirmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamındaki delillere göre; davacı tarafından düzenlenmiş olan 30.12.2016 tarih ve 555.294,76 TL tutarlı faturaya dayalı olarak davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı şirket muhasebesi tarafından davalı şirkete gönderilen mail ile şirket çalışanı … kimlik örneğinin paylaşıldığı, davalı tarafından düzenlenen 17.01.2017 tarihli ve fatura bedeli ile birebir aynı bedelli çekin 13.01.2017 tarihli tahsilat makbuzu ile imza karşılığı bu kişiye teslim edildiği, çek bedelinin de yine bu kişi tarafından tahsil edilmiş olduğu, çekin verildiği tarih itibariyle davacı şirket çalışanı olan … şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince çeki tahsil eden ve şirket çalışanı olan … tahsilat yetkisi bulunmadığından bu kişiye yapılan ödemenin borcu sona erdirmeyeceği ileri sürülmüş ise de; ortada başka bir neden yokken davacı şirket muhasebesi tarafından gönderilen mail ile bu çalışanın kimlik örneğinin paylaşılması, şirket çalışanının çek bedelini tahsil etmiş olmasına rağmen davacı şirket tarafından şirket çalışanı aleyhine hukuki yollara başvurulmamış olması, … davalı tarafından davacı şirket aleyhine başlatılan başka bir icra takip dosyasındaki haciz tutanağında geçen “çalıştığı dönemde şirkete yapılan ödemeleri, kıymetli evrakları, şirketin vermiş olduğu talimatlarıyla adreslerden teslim almak suretiyle tahsilat yaptığını, bu tarz evrak getir götür ve bankadan tahsilat gibi işleri yaptırıp ödemeleri ve evrakları dedikleri yerlere teslim ettiği” şeklindeki açık beyanının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, bu kişinin yetkili temsilci olmamasına rağmen yapmış olduğu işlemelere davacı şirket tarafından onay verildiği, bu kapsamda uyuşmazlık konusu tahsilatın da davacı şirketin bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştirildiği, bu nedenle davalı tarafından yapılan ödeme nedeniyle davacının dayanak faturaya dayalı olarak davalıdan alacaklı olmadığı kabul edilmelidir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın  iptali davasında alacaklının takipte haksız ve kötü niyetli olduğunun belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilir. Bu kapsamda somut olayda, davacı şirket çalışanına yapılan ödemeye rağmen, tahsil edilmiş fatura bedeline ilişkin olarak, ödeme tarihinden yaklaşık 10 ay sonra davalı hakkında icra takibi başlatılması nedeniyle, davacının takipte haksız olması yanında kötü niyetli olduğu da açıktır. Bu nedenle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi de doğrudur. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 23.40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 5,50-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.02/02/2021