Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2090
KARAR NO: 2022/471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2016/1244 Esas – 2018/1134 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 11/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini ve davalı şirketin 250.000-TL kredi kullandığını, diğer davalının ise işbu kredi sözleşmesini 287.500-TL ile sorumlu olarak kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borcu ödenmediğinden Beykoz … Noterliğinin … yevmiye numaralı kat ihtarnamesi ile kalan borç tutarı 8.992,69-TLnin ödenmesi talep edildiğini ve davalılara 27/01/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, kefil … tarafından müvekkili bankaya 250.000-TL bedelli bono verildiğini, sözleşme ile kefil olduğu 287.000-TL ve aval sıfatıyla imzaladığı senet nedeniyle de 250.000-TL üzerinden müteselsil sorumluluğu bulunduğundan kredinin ödenmeyen tutarı üzerinden sorumluluğun devam ettiğini,borçlu ve kefil aleyhine İst.Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup, davalılar borca takibe faize ve ferilerine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesine talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … ; davalı şirketin resmiyette 05/01/2017 tarihine kadar sahibi olarak gözükse de tüm ticari işlemleri oğlu tarafından yapıldığını, şirketi 05/01/2017 tarihinde oğlu …’ya devrettiğini, kredi ödemelerinin düzenli olarak yapıldığını düşündüğünü, bu nedenle itirazın kötü niyetli olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı … Ltd. Şti., davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı banka ile davalı şirket arasında 23/03/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği,diğer davalının ise kredi sözleşme sini 287.500-TL limit ile kefil sıfatı ile imzaladığı, davacı ile borçlu şirket arasında tanzim edilen 11.02.2013 tarihli ticari kredi sözleşmesi kapsamında banka tarafından kredi hesabından kullandırılan 50.000-TL krediden yapılan tahsilatlar sonucu 8.992,69-TL kısım için kredi hesabının kat edildiği, 25.01.2016 tarihinde kat ihtarnamesi tanzim edilerek 27.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, temerrütün 01.02.2016 tarihinde oluştuğu, borcun kat tarihi itibarı ile 8.992,69-TL hesap edildiği, davalıların alacağın tamamından sorumlu olduğu gerekçesi ile İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe yapılan itirazın iptaline, davacı lehine alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … ; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hesap kat edilmeden ticari kredi sözleşmesine dayalı olarak takip yapıldığı, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını,tek borçtan aynı iki takip yapılamayacağını, bilirkişi raporunun eksik olduğunu, denetime elverişli olmayıp hüküm kurmaya yeterli olmadığını, şirketin aktif ve pasifleri ile birlikte …’ya devrettiğini savunarak re’sen dikkate alınacak hususlar da değerlendirilerek belirttiği nedenlerden dolayı kararın bozulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borca ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. 6100 sayılı TBK m.586 uyarınca; kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Davalı asıl borçlunun adresine gönderilen ihtarın tebliğ edildiği ve borcun ödenmediği anlaşıldığından, davacı bankanın müteselsil kefile müracaat koşulunun gerçekleştiği ve davacının önce rehine başvurmadan kefile başvurabileceğinin kabulü gerekmektedir. Somut olayda; davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilen 11.3.2015 tarihli 50.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinin davalı … tarafından 62.500-TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, hesabın kat edilerek davalı asıl borçlu şirkete kat ihtarı gönderildiği, tebliğ edildiği, verilen süre sonu itibariyle davalı şirket ve müteselsil kefilin 01.02.2016 tarihinde temerrüde düştüğü, alacağa uygulanacak akdi faiz oranını olan yıllık % 18 akdi faiz oranı uygulanarak temerrüt faizinin %36 olarak tespit edildiği,bilirkişi raporunda 8.563-TL asıl alacak, 820-TL işlemiş faiz ve 41-TL BSMV olmak üzere toplam 9.424-TL alacak bulunduğu tesbit edilmiştir.Davalı … ‘nın hesap kat edilmeden ve borcun rehinle temin edildiğine yönelik istinaf nedenleri yerinde bulunmamıştır.Davalı … her ne kadar davalı asıl borçlu şirketi tüm hakları ve borçları ile oğlu …’ya devrettiğini ve sorumlu olmadığını ileri sürmekte ise de; ticaret sicil kaydından; davalı …’nın davalı asıl borçlu şirketin 14.05.2013 tarihinden beri tek ortağı, kefalet sorumluluğunun davalı asıl borçlu şirketin sorumluluğundan bağımsız şahsi sorumluluğa ilişkin olmakla davalı …’nın şirket ortaklığını oğluna devrettiği savunmasının kefaleti sona erdiren bir sebeb olmadığı dikkate alınarak borçtan sorumlu olmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek hesaplanan alacak miktarı bakımından itirazın iptaline ve likit alacak nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı …’nın istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 614,29-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 153,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 460,71-TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı yan gider avansından karşılanan 53,20-TL posta masrafının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 24/03/2022