Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2088 E. 2022/405 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2088
KARAR NO: 2022/405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2015/269 Esas – 2019/699 Karar
DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı … şirketi vasıtasıyla 02.04.2014 tarihinde … Yed. Par. …’in Erzurum’daki adresine 5 koli, … Yed. Parça …’ın Erzurum’daki adresine 02.04.2014 tarihinde 2 parti halinde toplam 7 koli, 14.03.2014 tarihinde … …’ün Canik/Samsun’daki adresine 4 koli mal gönderdiğini, bahse konu gönderilerin alıcılarına teslim edildiğinin belirtilmesine rağmen herhangi bir teslimat yapılmadığını, gönderilerin ilgisi bulunmayan … isimli kişiye teslim edildiğini, ayrıca 28.02.2014 tarihinde … San. A.Ş.’nin Erzurum’daki adresine 5 koli mal gönderildiğini, davalı … şirketinin söz konusu mallara ait teslim bilgileri incelendiğinde malların müşteri adresine götürülmediği gibi müşterinin adresinde faaliyette bulunmayan … isimli şahsa teslim edildiğini; 18.02.2014 tarihinde … Tic. … firmasının Mayıs/Samsun’daki adresine toplam 5 koli mal gönderildiğini, davalı … şirketinin söz konusu mallara ait teslim bilgileri incelendiğinde malların 19.02.2014 tarihinde adreste …’a teslim edildiğinin bildirildiğini, ancak … ile yapılan görüşmede, bu malların firmaya hiç gelmediğini, kargo teslim fişinde yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, firma kaşesinin de teslim fişinde bulunmadığının belirtildiğini, ayrıca davalı … şirketinin şubelerince teslimat yapılan … isimli şahısın teslimat tarihlerinde müvekkili şirketin Karadeniz bölgesinde satış temsilcisi olduğunu, yapmış olduğu usulsüz işlemler nedeniyle ilgili şahıs hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın … soruşturma numaralı dosya üzerinden devam ettiğini, davalı şirketin yetkisiz olan bu şahsa teslimat yapması ile ilgili şahısın malları naylon faturalar ile piyasaya sürdüğünü, müvekkili şirketin zarara uğramasına kargo firmasının da kusurlu hareketleri ile sebeb olduğunu belirterek usulsüz işlemler nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı zararın tazmini için şimdilik 1.000- TL ödenmesini dava ve talep etmiştir.
ISLAH: Dava değeri, 05.03.2019 tarihinde davacı vekili tarafından 21.203,94- TL olarak ıslah edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; TTK nun 855. maddesi hükmü gereği taşımadan kaynaklanan alacak talepleri için zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu, davanın açılış tarihi üzerinden 1 yılı geçen alacak talepleri için zamanaşımı defi ileri sürdüğünü, kargolar hakkında davacının temsilcisinin talimatıyla işlem yapıldığını, davacı firma temsilcisinin talimatıyla işlem yapıldığından müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacı yanca dava dilekçesinde … adlı şahsın teslimat tarihinde Karadeniz bölgesinde satış temsilcileri olduğunu açıkça beyan ettiğini, davacının, kendi personelinin yaptığı usulsüz işlemler nedeniyle de hakkında şikayette bulunduğunu ve soruşturmanın Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/10689 no.lu dosyasından yürütüldüğünü bildirdiğini, davacının tazminat davasını usulsüz işlem yapan personeline yönlendirmesi gerektiğini, taşıyıcının kanunen belirlenen limitle sınırlı olarak sorumlu olduğu ile ilgili iddiaları kabul etmemekle birlikte, TTK 880 hükmünde hasardan taşıyıcının mesul olduğu hallerde tazminatın nasıl tayin edileceğinin belirtildiğini, kanun koyucu tarafından tazminata esas alınacak değerin nasıl tayin edileceğinin 880. maddede belirtildiğini ve 882. maddede de bu tayin edilen miktarın tamamının değil belli bir limit dahilinde üst sınırın ödeneceğinin kabul edildiğini belirterek zamanaşımı definin kabulünü, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporuna göre altı farklı kargonun zayi olduğu, bu durum itibariyle taşımayı yapan kargo şirketinin sınırlı sorumluluğu itibariyle 2.003,71-TL, 1.015,58-TL, 4.117,22-TL, 5.708,21-TL, 4.993,37-TL ve 3.365,85-TL taşımaya konu altı farklı taşımadan dolayı sorumluluğunun bulunduğu, düzenlenen raporun dosyada bulunan irsaliyeli fatura, gönderi belgeleri, taraf kayıtları ile uyumlu, denetime açık olması nedeniyle bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde, davalının davacıya ait malların taşımasını yaptığı, taşıma yaptığı malları davacının bildirdiği kişi ve isimlere teslimini yapmayarak, davacının zarara uğramasına neden olduğu, bu taşımadan dolayı davacının uğradığı zararın toplam 21.203,94-TL olduğu gerekçesiyle davacının 21.203,94-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; ıslah dilekçesi ile faiz talep edildiği halde, mahkemece faiz talebinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili; zamanaşımı definin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin esasa ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının zararının usulsüz işlemler yapan kendi personelinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin lehine olan bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin sınırlı sorumluluk ilkesinden niçin faydalanmayacağına dair açıklama bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı şirkete ait gönderilerin alıcılara teslim edilmemesi nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, davalıyla aralarında fatura ve gönderi içeriğinde yer alan malların müşterilerine teslimi konusunda aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davalı vasıtasıyla 02.04.2014 tarihinde … Yed. Par. …’in Erzurum’daki adresine 5 koli, … Yed. Parça …’ın Erzurum’daki adresine 02.04.2014 tarihinde 2 parti halinde toplam 7 koli, 14.03.2014 tarihinde … …’ün Canik/Samsun’daki adresine 4 koli, 28.02.2014 tarihinde … A.Ş.’nin Erzurum’daki adresine 5 koli, 18.02.2014 tarihinde … Tic. … firmasının Mayıs/Samsun’daki adresine toplam 5 koli mal gönderildiğini, fakat malların alıcılarına teslim edilmediğini ileri sürerek tazminat talebinde bulunmaktadır. Davalı ise malların davacı firmanın temsilcisinin talimatıyla teslim işlemi yapıldığından sorumlulukları olmadığını savunmaktadır. Mahkemece, gönderilerin zıyaından davalı sorumlu tutularak, sınırlı sorumluluk prensibi gereğince zayi olan ürünlerin teslim tarihinde geçerli özel çekme hakkı kuru ile sınırlı olmak üzere tazminata hükmedilmiştir. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. TTK’nın 866. Maddesinde; gönderenin taşıyıcıya, taşımanın yapılması için emir ve talimât verebileceği gibi, taşımanın durdurulması, eşyanın geri getirilmesi, başka bir varma veya teslim yerine götürülmesi ya da başka bir gönderilene teslim edilmesi şeklinde tasarruflarda da bulunabileceği (f.1); eşyanın teslim yerine ulaşması ile, gönderenin emir ve talimat verme yetkisi ve tasarrufta bulunma hakkının sona ereceği, bu andan itibaren söz konusu yetki ve hakların gönderilene ait olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı şirket tarafından 02.04.2014 tarihinde … Yed. Par. …’in Erzurum’daki adresine gönderilmesi gereken 5 koli, 02/04/2014 tarihinde … Yed. Parça …’ın Erzurum’daki adresine gönderilmesi gereken 2 parti halinde toplam 7 koli, 14.03.2014 tarihinde … …’ün Canik/Samsun’daki adresine gönderilmesi gereken 4 koli alıcılar yerine davacı şirketin bölge temsilcisi … isimli kişiye teslim edilmiştir. Yine 28.02.2014 tarihinde … A.Ş.’nin Erzurum’daki adresine gönderilen 5 koli davalı şirketin bölge temsilcisi … tarafından başka firmaya yönlendirildiği tespit edilmiştir. 18.02.2014 tarihinde … Tic. … firmasının Mayıs/Samsun’daki adresine gönderilen toplam 5 kolinin … adına teslim edildiği belirtilmekte ise bu gönderinin …’dan, davacı şirketin bölge temsilcisi … tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır. Taşınmak üzere teslim edilen emtianın taşıyıcı tarafından taşıma senedinde gösterilen alıcısına veya gönderici tarafından verilen talimat doğrultusunda ilgilisine teslimi gerekmektedir. Bu husus, taşıyıcının taşıma sözleşmesi ile yerine getirmeyi üstlendiği asli edimlerinden olup, bu konuda gerekli dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. Davaya konu somut olayda, davalı taşıyıcı emtiayı taşıma senedinde gösterilen alıcıya teslim etmemekle kusurludur. Ancak, emtianın teslim edildiği şahıs davacı taraf ile hiçbir bağlantısı bulunmayan birisi olmayıp, teslim tarihinde davacı şirketin bölge satış temsilcisi olan çalışan … adlı şahıstır. Bahsi geçen şahıs davacı şirketin bölge satış temsilcisi olarak çalışmakta olup, ticari vekil sıfatına sahiptir. TBK’nın 551. maddesine göre ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir. Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez. Bu durumda davacı şirketin bölge satış temsilcisi olan … isimli kişinin kargo işlemleri yapmasında bir engel bulunmamaktadır. Davacı adına hareket eden ve onun temsil eden, daha önceden de kargoda işlem yapan …’in taşıma sürecinin kendisine teslimle son bulmasını istediğine göre davalı taşıyıcı kendisine verilen emre uymak zorundadır. Davalının bu durumda, davacı gönderenin talimatların aykırı davranıp malları müşteriler yerine …’e teslim ettiği gerekçesiyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu ileri sürülemeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11.HD. 2012/3026 2021/21405). Açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın yazılı şekilde kabulü doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahse konu hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından yeniden hüküm verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2019 Tarih 2015/269 Esas 2019/699 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Yerinde olmayan davanın reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Davacıdan alınması gereken 80,70-TL harcın, yatırılan 27,70-TL peşin ve 346-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 373,70-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 293‬-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 9-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ” Davalı tarafından yatırılan 362,11-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, Davacıdan alınması gereken 80,70- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 32,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022