Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2074 E. 2019/1507 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2074
KARAR NO : 2019/1507
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2018
NUMARASI : 2018/396 Esas 2018/900 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili,müvekkilinin davalı şirketin %35,79 oranında paydaşı olduğunu, davalı şirketin 05.02.2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında, ”2017 yılı Yönetim Kurulu faaliyet raporunun okunması, müzakeresi ve onaylanmasına” ilişkin 2 nolu kararın, ”2017 Yılı bilanço, kar-zarar hesaplarının müzakeresi ve onaylanması, 2017 yılı kar-zarar ve bilanço hesaplarının onaylanması ve bir kısım karın dağıtılmasına” ilişkin 3 nolu kararının, ”2017 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmesine” ilişkin 4 nolu kararı ile ”görev süresi sona ermiş olan yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi herhangi bir ücret veya huzur hakkı ödenmemesine” ilişkin 5 nolu kararı ve ”Yönetim kurulu üyelerine TTK. 395. maddesi ve 396. maddesi uyarınca izin verilmesine dair” 6 nolu kararının iptalini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın kötüniyetli olarak açıldığını ve dava şartlarının gerçekleşmediğini zira genel kurul kararı iptali davası açılabilmesi için karara muhalefet şerhinin konulmasının zorunlu olup sadece aleyhe oy verilmesinin dava açmak için yeterli olmadığını, davacı temsilcisinin genel kurulda alınan sadece 2 ve 3 nolu kararlarla ilgili söz aldığını, açıklamalarını yazılı olarak sunduğunu ve daha sonra karar alınmasına rağmen karardan sonra herhangi bir muhalefette bulunmadığını, bunun dışında 4, 5 ve 6 nolu karara karşı muhalefet şerhinin olmadığını belirterek davanın öncelikle bu nedenle reddini olmadığı takdirde alınan tüm kararların ana sözleşme ve yasaya uygun bulunup iptal koşullarının olmaması nedeniyle esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Genel kurul kararının iptalinin istenebilmesi için ret oyu kullanılıp oylama sona erip karar alındıktan sonra muhalefet şerhinin tutanağa geçirtilmesi veya ayrı bir yazılı belge şeklinde divan başkanlığına ibraz edilmesi gerektiği, oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi TTK. 447. maddesi anlamında karara muhalif olunduğu anlamına gelmeyeceği, muhalefetin görüşülen öneriye karşı veya görüşme sırasında ileri sürülmesinin sonuca bir etkisinin olmayıp kararın alınmasından sonra yazdırılması gerekmekte olup, somut olayda bu koşulun yerine gelmediği, toplantı tutanağı ve hazirun cetveli içeriğiyle sabit olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davaya konu genel kurul kararlarına muhalif kalınmasının gerekçelerinin müvekkili tarafından ayrıntılı olarak açıklandığını ve muhalefet şerhinin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirildiğini, genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5 ve 6 nolu kararlara karşı müvekkilinin muhalif olduğu ve ret oyu kullandığını, mahkemece, muhalefet şerhinin oylama sona erip karar alındıktan sonra tutanağa geçirtilmesi gerektiği belirtilmişse de, ilgili kanun ve düzenlemelerde böyle bir zorunluluk bulunmadığını, TTK 446/1-a ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik madde 26/f.4 hükmünde muhalefetin toplantı tutanağına geçirilmesinin yeterli kabul edildiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, TTK’nun 445.maddesi uyarınca davalı şirketin 05/02/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5 ve 6 nolu kararın iptali istemine ilişkindir. Genel kurul kararlarının yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi uyarınca, toplantıya katılan üyenin karara ret oyu kullanarak muhalif kalması ve bu keyfiyeti zapta geçirtmesi gerekir, oylama öncesi yapılan görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi veya ret oyu kullanılması alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımaz. (Yargıtay 11. HD, 08.12.2015 tarih, 2014/18887; 2015/13122 E.K sayılı emsal ilamı)Somut olayda iptali talep edilen 2 nolu kararın YK faaliyet raporunun ,3 nolu kararın bilançonun tasdikine ilişkin olduğu ve 3 nolu kararda oybirliğiyle kar dağıtımına karar verildiği , 4 nolu kararın YK üyelerinin ibrasına ,5nolu kararın YK üyelerinin seçimine,6 nolu kararın ise TTK 395-396.maddeler uyarınca YK üyelerine izin verilmesine ilişkindir. YK üyelerinin ibra ve izin oylamasında oy kullanmadıkları ve alınan kararlarda yeterli nisabın bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili alınan tüm kararlara muhalefetini ayrıntılı olarak bildirdiğini ileri sürmekte ise de yapılan müzakereler sırasında öneriye karşı olduğunun belirtilmesi muhalefet şerhi yazdırılması anlamına gelmemektedir.Yapılan oylamadan sonra muhalefet şerhi veya muhalefet şerhi anlamına gelebilecek bir beyanda bulunulmamış ,yazılı olarak da bildirilmemiştir. Alınan tüm kararlara karşı usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunmadığından alınan kararlar yönünden dava şartının mevcut olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/11/2019