Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2073 E. 2019/1635 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2073
KARAR NO : 2019/1635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI : 2018/439 Esas-2019/463 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Davanın pasif husumet yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, inşaat yapım işiyle meşgul olan müvekkilinin davalı ile asansör malzemesi alımı hususunda anlaşma yaptığını, müvekkilinin anlaşma uyarınca 30.06.2017 tarihinde asansör malzeme bedeli olarak davalıya 17.000-TL ödeme yaptığını, ancak davalının asansör malzemesini teslim etmediğini ve ödenen tutarı iade etmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının itirazında dekonta konu ödemenin avans ödemesi olmadığını, davacının 30.06.2017 tarihinde davalının satış müdürü olduğu şirketten malzeme satın aldığını ve karşılığında ödeme yapıldığını ileri sürdüğünü, ancak doğru olmadığını, zira müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket adına davalının müdürü olduğu şirketten de ürün satın aldığını ve bedelini 20.09.2017 tarihinde şirket hesabına ödediğini, kaldı ki söz konusu ürünlerin bedelinin farklı olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının şahsı adına müvekkilinin satış müdürü olduğu …..Ltd. Şti.’nden açıktan asansör malzemesi satın almak istediğini bildirdiğini, müvekkilinin de davacıya kendi hesap numarasını vermek suretiyle malları temin ettiğini, 30.06.2017 tarihli malzeme teslim formu ile ödenmiş olan bedel karşılığında malları davacıya teslim ettiğini, davacının teslim belgesindeki imzaya itiraz etmeksizin bu davayı açtığını savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın taraflarının, dava dışı şirketin (… Yapı) yetkilisi ve dava dışı şirketin (… Müh.) çalışanı olduğu ve davacının ticari satıma konu asansör malzemesi nedeniyle banka eftsi yoluyla davalının hesabına “asansör mlz bedeli” açıklamasıyla 30.06.2017 tarihinde para gönderdiği, davalının hesabından çektiği parayı dava dışı … şirketine makbuz karşılığı devrettiği, tarafların dilekçelerindeki açıklamalarından davanın, dava dışı şirketler arasındaki ticari ilişki nedeniyle doğduğunun anlaşıldığı, dava dışı şirkete/yetkilisine mal teslim edilmediği iddiasıyla açılan davada, şirket çalışanı aleyhine hüküm tesis edilmesi taraf ehliyeti kuralı gereğince düşünülemeyeceğinden ticari ilişkiden doğan uyuşmazlık nedeniyle dava dışı şirkete yöneltilmeyen davada HMK’nun 114/1-d maddesindeki dava şartının mevcut olmadığı, dava çalışana ödenen para nedeniyle sebepsiz zenginleşme temeline dayalı olarak açılmayıp dava dışı şirketler arasındaki ticari ilişkiye dayanılarak açıldığından davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın pasif husumet ehliyeti dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya asansör malzemesi alımı nedeniyle 17.000-TL ödeme yaptığını ancak karşılığında mal gönderilmediğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket ile davalının çalışanı olduğu şirket arasında ise ayrı bir satım sözleşmesi yapıldığını, merkez kontrol fişinde belirtilen ürünlerin de bu ürünler olduğunu ve bu sözleşmenin ifa edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereği ise yerine getirilmediğinden bu davaya konu edildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, avans ödemesinin iadesi istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı davalıya sipariş ettiği mallara karşılık 30.06.2017 tarihinde 17.000-TL ödeme yaptığını, ancak karşılığında mal teslim edilmediği gibi ödenen tutarın da iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı ise davacının kendisinin çalıştığı şirketten faturasız olarak mal almak istediğini, söz konusu ödemenin avans ödemesi olmadığını, davacıya 30.06.2017 tarihinde malların teslim edildiğini ve davacının aynı gün bu ödemeyi yaptığını savunmuştur.Dosya kapsamında mevcut deliller incelendiğinde, davacının 30.06.2017 tarihinde “asansör mlz bedeli” açıklaması ile davalıya 17.000-TL ödeme yaptığı, aynı tarihte davalının müdürü olduğu kabul edilen ….Ltd. Şti. tarafından düzenlenen Merkez Çıkış Kontrol Fişinde siparişe konu toplam 16.979,30-TL bedelli malzemelerin listelendiği ve davacının bu malzemeleri eksiksiz olarak teslim aldığı, davalının aynı tarihte ödemeyi makbuz karşılığında ..h. Ltd. Şti.’ne teslim ettiği anlaşılmıştır.Öte yandan davacı 30.06.2017 tarihli merkez kontrol çıkış fişine konu malların, kendisinin yetkilisi olduğu şirketin davalının müdürü olduğu şirketten satın aldığı mallar olduğunu, bu satımın ayrı bir satım olduğunu ve bedelinin 20.09.2017 tarihinde müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket hesabından davalının yetkilisi olduğu şirket hesabına 20.060-TL olarak ödendiğini, karşılığında da aynı tarihli aynı bedelli irsaliyeli faturanın düzenlendiğini ileri sürmüş, davalı şirketler arasında ayrı bir satım ilişkisi olduğunu kabul etmekle beraber kontrol çıkış fişine konu malzemelerin dava konusu ödemeye ilişkin olduğu yönündeki iddiasını sürdürmüştür.Her ne kadar davacı 30.06.2017 tarihli merkez kontrol çıkış fişine konu malzemeler ile 20.09.2017 tarihli irsaliyeli faturaya konu malzemelerin aynı olduğunu ileri sürmekte ise de, dava konusu ödeme ile merkez kontrol çıkış fişinin aynı tarihli olması, ayrıca davacının 30.06.2017 ve 20.09.2017 tarihli olmak üzere iki ayrı “mal teslim alma” beyanı olması dikkate alındığında davacının bu iddiasına itibar edilmemiş, dava konusu ödemenin aynı tarihli merkez çıkış kontrol fişi doğrultusunda yapıldığının, bu durumda kontrol fişi davalı tarafından değil müdürü olduğu ….. Ltd. Şti. tarafından düzenlendiğine göre, davalının bu satımın tarafı olmadığının kabulü gerekmiştir. O halde ilk derece mahkemesinin davanın pasif husumet yokluğundan reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 26/12/2019