Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/205 E. 2021/157 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/205
KARAR NO: 2021/157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2018
NUMARASI: 2015/403 Esas – 2018/351 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Çatmadan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili davacıya sigortalı bulunan yatın 19.04.2014 tarihinde gece boş olarak seyir halinde iken ,İstanbul Boğazı ortalarında ,kuleli istikametine seyreden davalı yönetimindeki tekne ile çatma olduğunu, yaptırılan ekspertiz raporunda davalının çarpışmada asli kusurlu olduğunu, tespit edilen 6.577-euro hasardan muafiyet tenzili yapılarak 5.777- euronun sigortalıya 03.06.2014 tarihinde ödendiğini, TTK 1472 maddesi gereğince sigortalının halefi olarak yapılan takibe borçlunun itiraz ettiğini ,itirazın iptali ile İİK 67 maddesi gereğince davalının % 20 tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili süresi içinde verdiği cevabında , çarpmanın meydana gelmesinde dava dışı sigortalının kusurlu olduğunu belirterek açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ :Alınan bilirkişi raporları doğrultusunda meydana gelen çatmanın hangi tarafın kusurlu olduğunun tesbit edilemediği, denizde çatımayı önleme tüzüğü gereği kusurlu tarafın tesbitine yarar verilerin dosyada bulunmadığı, çatmanın kimin kusurundan meydana geldiğinin ispatının mümkün olmadığını, sebep ve zarar arasındaki nedensellik ilişkisi kurulamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ ;Davacı vekili,mahkemece alınan bilirkişi raporlarının eksik inceleme ve araştırma içerdiğinden ve davalının çelişkili beyanda bulunmasınında yeni bir bilirkişi raporu alınmasını gerektirdiğinden kararının kaldırılmasına,davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : TTK 1288 maddesi ” Çatma gemilerden birinin donatanının veya gemi adamlarının kusurundan ileri gelmişse, zararı o geminin donatanı tazmin etmek zorundadır” 1289–madde ise (1) Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan eşyanın uğradıkları zarardan kusurlarının ağırlığı oranında sorumludur. Bununla beraber, duruma göre, bu oranın saptanması mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu tutulurlar. Bu tazminat istemleri bakımından, donatanların üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu müteselsil değildir.” hükmünü haizdir. Mahkemece alınan 08.06.2017 tarihli raporda davalı … teknesi kaptanının kusurunun bulunmadığının belirtildiği, 28.02.2018 tarihli ek raporda kök rapordaki görüşün değişmediği, davacının itirazı doğrultusunda alınan 28.08.2018 tarihli heyet raporunda “Neden ileri geldiği anlaşılamayan çatmada kusur durumlarının belirlenmesi mümkün olmadığından çatmanın kusursuz çatma niteliği kazandığı konusunda rapor verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili ; ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu ve bilirkişi raporlarının eksik inceleme ile düzenlendiğini ileri sürmüştür. 6100 Sayılı HMK 266-287 maddeleri uyarınca ;bilirkişi raporlarının hakim tarafından serbestçe takdir edilmesi gerekir.Hakim raporu yeterli görmezse bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi yeni seçeceği bilirkişi vasıtası ile yeniden inceleme yaptırabilecektir.Dosya kapsamında alınan ilk bilirkişi kurulu raporunda ; davalıya ait … teknesi kaptanının kusurunun bulunmadığı, davacıya sigortalı tekne kaptanının kusurlu tam kusurlu olduğu tespit edildiği, ek bilirkişi raporunda da önceki görüşlerinde bir değişiklik olmadığı belirlenmiştir. Davacı vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebi üzerine düzenlenen 2. Bilirkişi kurulu raporunda önceki rapor,temin edilemeyen kamera kayıtları ve krokiler değerlendirilerek ve tekne kaptanlarının beyanlarından ,her iki kaptanının beyanlarına göre manevraları arasında çelişki bulunduğu,sadece teknelerdeki hasar noktalarına bakarak denizde çatışmayı önleme tüzüğünün tek bir maddesi göre değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı , çatmanın nedeni her iki taraf bakımından ispatlanamıyorsa sebep ile zarar arasında nedensellik bağı kurulmadığından dolayı kusursuz çatmanın varlığının kabul edilmesi gerektiği prensibinden hareketle kusur sorumlusunun belirlenmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporlarında ; ilk alınan raporda davacı sigortalısı kusurlu kabul edilmiş ,davalıya kusur izafe edilmemiş ise de ,ikinci bilirkişi raporunda ise kusurlu tarafın belirlenemeyeceği görüşü bildirilmiştir. Her iki raporda; rücu için gerekli olan davalıya kusur atfını gerektiren bir kanaat belirtilmemiştir. Bu durumda raporlar arasında bir çelişkiden bahsetmek mümkün görülmemiştir. Davacı … şirketinin ödediği tazminatın ,haksız fiil sorumlusu olduğu ileri sürülen davalının kusuruyla gerçekleştiğini ispat yükü davacı üzerindedir. İstanbul Liman Başkanlığı tarafından düzenlenen tahkikat dosyasında alınan kaptan ifadelerinin birbiriyle çelişki arzettiği ,olayın geceleyin vuku bulduğu ,kamera kayıtlarının bulunmadığı vts görüntüleri olmadığı olayın denizde çatışmayı önleme tüzüğü gereği ksurlu tarafı belirlemeye yarar bilgilerin mevcut olmadığı her iki bilirkişi kurulu tarafından tesbit edildiği anlaşılmakla ,davalının rücu edilebilecek kusuru ispatlanamadığından davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik görülmemiştir.Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 04/02/2021