Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2047 E. 2019/1503 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2047
KARAR NO : 2019/1503
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2018/1309 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/11/2019
İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik olarak verilen ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı/İhtiyati tedbir isteyenler vekili, müvekkili… A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen 26/06/2018 tarihli Alım Satım Sözleşmesi uyarınca davalıya toplam 2.000.000-TL bedelli hazır beton siparişi verildiğini, sözleşmeye göre hazır betonun 02/09/2018 tarihine kadar teslim edilmesi gerektiğini, müvekkilinin 10 adet avans çekini davalıya verdiğini, bu çeklerin avans çeki olduğunun ve mallar teslim edilene kadar başka kişi ve kuruma ciro edilemeyeceğinin sözleşmede açıkça kararlaştırıldığını, davaya konu … Gaziemir Şubesi’ne ait 08/11/2018 vade tarihli, 150.000 TL bedelli …. seri numaralı çekin de bu çekler içinde olduğunu, davalı tarafın ayrıca diğer müvekkilinin çeklere kefil olmasını istediğini ve çeklerin bu müvekkili lehine düzenlendiğini, ancak müvekkillerince çeklerin arkasına ciro edilemez şerhi konulmasının talep edilmesi üzerine davalının bu hususu düşüneceğini söyleyerek çeki teslim aldığını, ancak daha sonra çekin arka tarafına müvekkili … Ltd. Şti.’ne atfen sahte ciro imzası attığını, ayrıca davalının kararlaştırılan tarihe kadar malları teslim etmediği gibi çekleri iade etmediğini, bu çeklerin davalı tarafından kredi ilişkisi kapsamında diğer davalı bankaya ciro ve teslim edildiğini, davalı bankanın bu çeki alırken çekin avans mahiyetinde olduğunu ve karşılığında mal teslim edilmediğini bilebilecek durumda olması nedeniyle iktisabında kötüniyetli olduğunu, zira davalı …’nın faaliyetlerini durdurduğunun herkesin bilgisi dahilinde olduğunu ileri sürerek dava konusu çekin ibrazı halinde ödenmemesi ve icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile müvekkillerinin söz konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili, müvekkili iyiniyetli hamil olup davacının şahsi defilerini müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddini ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesinin 06/11/2018 tarihli ara kararı ile, davacı tarafın talebi doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı banka vekilinin itiraz etmesi üzerine, itiraz değerlendirilmiş ve ilk derece mahkemesinin 28/06/2019 tarihli ara kararı ile, davalı bankanın çeki kötüniyetli iktisap ettiğine dair yaklaşık kanaat oluşturacak delil bulunmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne, 06/11/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının davalı banka yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/İhtiyati Tedbir İsteyenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; 28.06.2019 tarihli ara kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Talep, mal siparişine karşılık avans olarak verildiği ancak bedelsiz kaldığı, ayrıca sahte ciro imzası içerdiği ileri sürülen çek nedeniyle açılan davada, dava konusu çekin ödenmesinin önlenmesi ve icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ilişkindir.İlk derece mahkemesinin 28/06/2019 tarihli ara kararı ile, 06/11/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının davalı banka yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir.İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü içermektedir.Bunun yanında menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir.HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda, dosyanın geldiği aşama itibariyle, davacı tarafın davacı … A.Ş. yönünden çekin avans olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı iddiası yanında, davalı bankanın çeki kötüniyetli olarak iktisap ettiği hususunda, davacı … Ltd. Şti. yönünden ise ciro imzası sahteliği hususunda yaklaşık ispat ölçüsünde delil sunamadığı, bu durumda ilk derece mahkemesinin davalı banka yönünden ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönündeki ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 28/11/2019